8. Bölüm | Sen Bana Kalırsın

18.5K 951 873
                                    



Size ufak bir sürpriz, bölümü bilerek erken attım çünkü önümüzdeki haftanın bölümünü de yarın yayınlamaya karar verdim. Şehir dışında olduğum için ekstra bir bölüm gelmiş olmayacak sadece bölümü daha erken atmış olacağım çünkü açıkçası yayınlamak için BEKLEYEMEDİM 🫢

Bu bölümün durgunluğunu diğer bölüm öncesi rahatlama olarak düşünün ve güzel güzel okuyun, çünkü öbür bölüm ne yaşadık biz diyeceksiniz. Sizleri çok seviyorum.

Yarın benim doğum günümmmm, 21 oluyorum ve sizden doğum günü kızı olarak sadece bol bol yorum ve üşenmeden oy atmanızı istiyorum, unutmayın ki yorumların hepsini okuyorum.

İyi okumalar 🍷

Karmen'in Hediyesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karmen'in Hediyesi.

8. Bölüm | Sen Bana Kalırsın

Never Know, Bad Omens

Beautiful Crime, Tamer

Elimdeki kahve fincanından tüten dumana baktım. Perdeler iki yana ayrılmıştı, iki saat belki uyumuştum, pek emin değildim. Açık alanda geceden vazgeçen gün doğuyordu. Güneşin doğuşunu bugün kaçırmamıştım ve gördüğüm kadarıyla Barkın da bugün gün doğumunu izlemekte bana eşlik ediyordu çünkü on beş dakikadır sessizce arkamda dikiliyordu. Gece boyu Çakır Alabora'yı düşünerek uykumu fazlasıyla kaçırmış sonunda uyuyabildiğimde ise iki saat sonra aynı düşünceyle geri uyanmıştım. Aşağı inip kendime kahve yaptığımdan beri benimle denk gelmese de evin içinde dolaşan Barkın da uykusuzdu.

Göz altlarının hafif halkalanmasından ve ifadesiz yüzünden bunu anlayabiliyordum. Yine de onun önüne geçmemiş konuşmaya çalışmamıştım. Sadece sıkı bir at kuyruğu yapmış yüzümü yıkamış gün doğumunu kaçırmamak için buraya inmiştim. Bana eşlik edeceğini hiç düşünmemiş olsam da bu güzeldi, arkamda olduğunu bilmek güzel hissettiriyordu. Özellikle uykunun haram olması gereken gecelerde.

Gün doğduğunda ve etraf aydınlığa döndüğünde adım sesleri yanıma varana dek devam etti, tam yanımda durup benim gibi omuzunu camın köşesindeki duvara yasladı. Bedeni benim ona dönük olduğum gibi bana dönmüştü. ''Güneşe baktıktan sonra neden bir süre göremezsin biliyor musun?'' diye mırıldandı. Gözleri üzerimdeydi, bakışlarından yorgunluğu okunuyordu ve bunun sebebi karşımda belki de tanıştığımızdan beri ilk defa maske takmamasıydı. ''Çünkü fazla ışıkta en az karanlık kadar kör edicidir.'' Yüzümü yere eğerek gülümsedim.

Birçok konuda aynı fikirde olduğumuz insanlar olabilirdi ama baktığımızda aynı şeyleri gördüğümüz insan sadece ruh eşimizdi ama ben bir ruhum olduğundan henüz emin değildim, ruhu olmayan birinin ruh eşi de olamazdı.

YARINLAR ZİFİRİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin