22. BÖLÜM

2.3K 117 65
                                    

Bu bölüm sevgili SquirrelMimi 'den sevgili anyways777 'ye geliyor ♥️ Mimi seni çok seviyor ve seninle kardan adam yapmak istiyor ⛄️

————

Ferit bir yandan kahvesini yudumlarken bir yandan kolundaki saati kontrol ediyordu. İş görüşmesine geç kalmak istemiyordu ama babasının yoğun ısrarlarıyla sabahın köründe şirkete gelmişti. Babasının konuşabilmek için müsait olmasını bekliyordu sabırla. Derin bir çekti ve kalkıp gitmeyi düşündü. Burada beklemek zorunda değildi sonuçta. Çok önemli bir şey varsa Orhan gelirdi konuşmak için.

"Ferit Bey, Orhan Bey sizi bekliyor."

Ferit asistana teşekkür edip babasının üç oda bir salon büyüklüğündeki odasına girdi. Ne gerek vardı ki böyle büyük bir odaya? Mekan israfı değil miydi bu, hangi ihtiyaca göre yapılmıştı. Bu soruları Seyran'a sormak üzere kafasına not etti ve odadaki koltuklardan birine yerleşti. Orhan telefon görüşmesine devam etti bir süre. Yandan bir bakışla oğlunu süzdü. Her zamanki gibi kendinden emin görünüyordu. Bu sefer özenli giyinerek gelmişti. Olumlu bir mesajdı bu. O da anlamıştı belki buraya muhtaç olduğuna.

"Hoşgeldin Ferit."

"Sağ ol baba."

İkisi de gergindi. İki yabancılardı sanki. Uzatmak istemedi Orhan. Direkt olarak konuya girecekti. "SunaHan'ın müşteri yoğunluğunda ciddi bir düşüş var. İnsanlar eskisi kadar ilgi göstermiyor restorana."

Ferit'in kaşları havalandı. En son gittiğinde gayet yoğundu. İşlere zor yetişiyorlardı hatta. SunaHan hiçbir dönemde boş kalmamıştı. "Dönemlik bir şeydir. Yaz sonu, kış başı... Ne bileyim. Düzelir." Ferit ne anlardı SunaHan'dan? Konuşmak için konuşuyordu işte.

"Müşteriler seni soruyor. Piyano dinletisi olmadığını öğrenince rezervasyonlarını iptal ediyorlar. Geri dönmen restoran adına faydalı olabilir." Orhan göz teması kurmamaya özen gösterdi konuşurken. Bu yüzden oğlunun gururla parlayan gözlerini göremedi.

"Dönüp piyano çalmamı mı istiyorsun yani?" diye sordu Ferit umutla. Belki de yaşanan her şey bir dönüm noktasıydı. Ailesi bu sefer gerçekten olduğu gibi kabul edecekti onu. Yaptığı işe saygı duyacak ve destekleyecekti. Tüm gardlarını indirmeye hazırdı bunun için.

"Yani şimdilik bir başla bakalım. Sonrasında daha düzgün bir iş buluruz. Suna ile aynı yerde çalışmanız uygun olmaz. Şirketten bir pozisyon ayarlarız sana."

Orhan'ın sesindeki küçümseme saniyeler içinde hayal kırıklığına uğrattı Ferit'i. Buraya gelirken ailesel bir şeyler duymayı bekliyordu. Bir özür veya pişmanlık beklemese de hal hatır soracağını ummuştu adamın. Orhan'ın tek derdi Ferit'i elinin altında tutmaktı.

"Kusura bakma baba. Bugün iş görüşmem var." Kolundaki saati kontrol etti. "Geç kalıyorum hatta."

"Ne işi?" Orhan'ın sesi telaşlı çıktı. Ferit'i şirkete getirmek kolay olmayacaktı.

"Piyanistim ya baba ben. İş işte. Piyano çalabileceğim herhangi bir yer."

Oğlunun ciddiyetsiz tavrına kaşlarını çattı Orhan. Ferit çoktan ayaklanmıştı bile. Yıllardır dinlediği tantanayı bir kez daha dinlemeyecekti. Onun yerine kararının net olduğunu belli etmek istedi. Masayı terk etmesi yeterince açık değildi anlaşılan.

"En yakında zamanda gelir hisselerimi kime isterseniz ona devrederim. Yemek masasında söylediğim her bir sözün arkasındayım. Görüşürüz."

PİYANİST (SeyFer / Yalı Çapkını)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin