-11-
Kapının önündeydim. Anneme bir adım uzaklıkta. Geldiğimi haber bile vermemiştim. Tıpkı kıskıvrak suçüstü yakalamak üzere olan bir polis gibi pusudaydım. Kendimi cesaretlendirmeye çalışıp zile bastım. Kısa bir süre sonra kapının arkasından annemin sesini duydum.
Kapıyı açtı. Beni karşısında gördüğüne çok şaşırmış ve sevinmişti. "Kızım!" Hemen boynuma atladı. "Bu ne güzel sürpriz?"
Bense vücuduma sarılan ellerine karşılık dahi vermeden öylece bekledim. Bir şeylerin ters gittiğini anlayan kadın ayrıldığında yüzüme baktı. Çantamı yere bırakıp "Babam kim?" diye sorduğumda neye uğradığını şaşırmış görünüyordu. Şiddetle yere bıraktığım çantamdan öfkeli yüzüme taşındı gözleri.
İçeri girdiğimizde bile aramızdaki o tuhaf atmosfer dağılmamıştı. "Bana anlattığın baba yalanını değil, gerçekleri öğrenmek istiyorum." Kaşlarımı kaldırarak dikkatle tekrar ettim. "Bu kez gerçekleri."
Sessizlikle yalnızca yüzüme bakan kadın ağzını açıp bir şeyler söylemek ister gibi dursa da sessizliğini koruyordu. Etrafına bakındı çaresizce.
Konuşmaya niyeti olmadığını gördüğümde "Babam kim?" diye tekrar ettim. Bugüne kadar çok iyi anlaştığım annem, birbirimizi bir kez bile kırmadığımız o güzel günler, iki kişilik güzel bir ekipken şimdi geldiğimiz bu hâl. Her şey o kadar yalan geliyordu ki şuan bana.
Duvar gibi yüzüyle "Neden bahsettiğini anlamıyorum kızım." diyebildi sonunda Demet Hanım. Kolay teslim olacak gibi durmuyordu. Sanki hayatının sırrıymış gibi bunu saklamayı sürdürüyordu hatta buna ant içmiş gibiydi.
"Bana yalan söylemeyi kes artık!" Belki de hayatımda ilk defa anneme bu kadar sesimi yükseltiyordum. Çünkü beni aptal yerine koyduğunu öğrenmiştim. Hayal kırıklığı yaşamıştım. Çok üzgündüm. "Gerçeği hiç öğrenmeyeceğimi mi sandın?"
"Ece, sakin ol lütfen."
"Bana gerçekleri anlatırsan sakin olacağım."
"Sana tüm gerçekleri anlattım."
"Baban diye tanıttığın adamı buldum anne."
Beti benzi atan kadın inlercesine "Ne?" diyebildi yalnızca. Muhtemelen onun yaşadığım yerde olduğunu, benim o adamı bulmak için gittiğimi tam olarak bilmediğinden şaşırmıştı. Onu aradığımı biliyordu ama bulabileceğime ihtimal vermiyordu. Gözlerinde bu şaşkınlığı görebiliyordum.
Suçüstü yakalamışım gibi bir rahatlıkla sağ elimi belime koydum. Kendimden emindim. "Şimdi istersen gerçekleri konuşalım."
Paniğe kapılan annem ise hâlâ başka hesaplar peşindeydi. "Nasıl buldun? Nereden buldun?" Duraksadı. Bana kızmak isteyip kızamıyormuş gibiydi. Köşeye sıkışmış gibi. "Bunu neden yaptın Ece?"
"Hayatımda yalana yer olsun istemiyorum çünkü!"
"O..." Zorlanır gibi yutkundu ve devam etti. "O bizi terk etti. Bunu-"
"Biyolojik babam o değilmiş anne." Gerçekleri bildiğimi daha kaç farklı çeşitte karşımdaki kadına kanıtlayabileceğimi düşündüm. "Hâlâ yalan söylemeye devam mı edeceksin?"
"Ece, biz ayrıldık. Onun başka bir hayatı var artık. Bize o hayatta yer yok. Elbette sana böyle yalan söyleyecekti."
Kaç yıllık tanıdığım annemin tedirginliği bir yana, hâlâ beni kandırabileceğini sanıyordu. İtiraf etmekten kaçınıyordu. Bu çok aşağılayıcıydı. "Peki, ben neden yalan söyleyen senmişsin gibi hissediyorum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADEH (+18)
General FictionUYARI: Bu hikâyede kötü örnek teşkil edebilecek davranışlar ve yoğun miktarda cinsel içerik bulunmaktadır. ❝ Açık konuşmak gerekirse hayatımın aşkını nerede bulacağımı pek düşünmemiştim. Ve tabii onunla bir kumarhanenin önünde üzerine kusarak tanışa...