-22-
Banyodan çıktığımdan beri sanki çıplakmışım gibi benimle göz göze gelmeyen adam tabletinde bir şeylerle uğraşıyordu. Belki de benimle alakalı değildi, Fabri gerçekten meşguldü ve ben kendimi dünyanın merkezi sanıyordum. Ancak aramızda garip bir gerilim varmış gibi hissediyordum. Aynı odada baş başa kaldığımız için en az benim kadar gergin ve rahatsız görünüyordu.
Ben banyodan çıktıktan bir süre sonra eşyalarımı katladığım sırada o da banyoya girdi, çıktığında üstünü değiştirmişti. Üzerindeki gerginliği biraz daha atmış gibiydi. "Acıktın mı?" diye sordu.
Onayladım heyecanla. Gerçekten de acıkmıştım. Benimle göz teması kurmadığı için guruldayan karnımın sesini susturmaya çalışıyordum ama madem eski arkadaş canlısı hâline dönmüştü, kurt gibi acıktığımı gizleyecek değildim.
"Hadi, hazırlan aşağıya inelim o hâlde." Az önce koluna taktığı saatine baktı "Akşam yemeği saati gelmiş."
Hazırlanıp aşağı indiğimizde ben açık büfe bir yer beklerken restoran daha iyi bir durumdaydı. Masalardan birine geçip siparişlerimizi verdik. Fabri balık yemek istedi, ben tavuk yemeyi tercih ettim.
Siparişimiz gelene kadar sohbet etmeye koyulduk. "Konu ilişkilere gelince oldukça mantıklı tavsiyeler veriyorsunuz, Profesör Fabri. Merak ediyorum doğrusu, sizin özel hayatınız ne âlemde?" Başını öne eğip çarpık bir gülüşle dudakları kıvrılan adam sessizliğini korudu. Yanıt vermesindense bu daha gizemliydi. "Ne yani, hayatınızda hiç iz bırakan biri olmadı mı?"
Gayet sıradan bir ifadeyle duraksayıp düşündükten sonra "Ben daha önce evlendim." dedi yalnızca.
Duyduğum şeyle şoka uğramış bir biçimde gözlerimin pörtlemesine engel olamadım. "Ne?" Bu bana garip bir his vermişti. Sanki bir arkadaşınıza kısa süre görüşmediğinizde onun hayatı hakkında çok radikal haberleri kaçırmışsınız gibi bir yabancılaşma. Ama ilk şoku atlattıktan sonra beni meraka sürükleyen başka bir soru oldu. "Neden boşandınız?"
Biliyorum, çok özel bir soruydu. Sorulması ayıp karşılanacak cinstendi ama Fabri'yle artık o ayıp karşılanacak nezaket sınırını aştığımızı düşünüyordum. Bu yüzden sorduğum sorudan pişmanlık duymadım.
Başta "Yürümedi." diyen Fabri'nin bu kısacık yanıtla beni geçiştireceğini düşünsem de beni yanılttı. "Onun başka beklentileri vardı. Evlilikten beklentilerimizin farklı olduğunu fark ettiğimizde yollarımızı ayırdık."
Konuyla bir ilgisi olmasa da aklımı başka bir soru işgal etti. Hazır Profesör Fabri sorduğum tüm sorulara yanıt verirken kafamdaki o soruyu yönelttim. "Peki, konuyla alakası yok biliyorum ama... Siz Carlo'yla daha önceden tanışıyor muydunuz?" Böyle düşünmemin gerekçesini açıklamaya koyuldum. "Aranızda antipatik bir hava sezdim."
Kısa bir sessizlikten sonra dürüstçe karşılık verdi Fabri. "Tanışıyoruz sayılır mı bilmiyorum ama... O eski eşimin danışanı." Su gibi duruydu, ne sorsam tüm dürüstlüğüyle cevap veriyordu. Bir dakika, eski eşimin danışanı mı demişti?
O an aklımda bir şimşek çaktı. "Ne?" Doğru mu anlamıştım? "Siz Sierra'yla mı evliydiniz?"
Aynı merakla karşılık verdi adam. "Sen Sierra'yı nereden tanıyorsun?"
Sanki yaşadığımız yer küçük bir köymüş gibi hissetmiştim. Kırk yıl düşünsem Fabri'nin eskiden Sierra'yla evli olduğuna inanmazdım. Aynı Fabri'nin gösterdiği samimiyet ve dürüstlükle "Bir sergide karşılaştık ve orada tanıştık." cevabını verdim. "Carlo tanıştırdı." Neden bizi tanıştırırken gerildiğini geç olsa da anlamıştım sonradan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADEH (+18)
General FictionUYARI: Bu hikâyede kötü örnek teşkil edebilecek davranışlar ve yoğun miktarda cinsel içerik bulunmaktadır. ❝ Açık konuşmak gerekirse hayatımın aşkını nerede bulacağımı pek düşünmemiştim. Ve tabii onunla bir kumarhanenin önünde üzerine kusarak tanışa...