🂡 KADEH | 28 | 2. KİTAP

912 93 82
                                    

-28-

Burnumdaki kesif kokunun acı hissini duyabiliyordum. Ancak bu gerçeğin ta kendisi miydi yoksa içinde bulunduğum kâbusun bir parçası mıydı emin değildim. Gözlerimi araladığımda kendimi tamamen siyah duvarların arasında buldum. Uçsuz bucaksız görünen kapkara dört duvar arasında yavaş yavaş sıkışıyordum.

Kurtulmak için geri geri gitmenin faydadan çok zarar sağladığını anladığımda sürünerek odanın tam ortasına doğru kaçtım. Beni tamamen kucağına çeken karanlığın içinde boğulmaya karşı boyun eğdim. Nerede olduğumu bilmiyordum, bildiğim tek şey kaçış olmadığıydı. Bu yüzden çaresizce nefesimi tutup gözlerimi kapadım. Kendimi çaresizce karanlığa teslim ettim.

Belli belirsiz kendime geldiğimde önceki yaşananların tamamen bir kâbus olduğunu anlamıştım. Çünkü arabada, Carlo'nun kollarındaydım. Başım onun kucağında, elleri yüzümü avuçlamıştı. Saçlarımı okşayarak gözlerime bakıyordu.

Zihnim hâlâ fazlasıyla allak bullakken dudaklarımdan çıkan tek şey zoraki bir "Carlo..." olmuştu.

Saçlarımı okşayan adam "Mi corazón..." diye mırıldandı sakince. Ne dediğine dair en ufak bir fikrim yoktu ancak bu bana hiç olmadığım kadar güvende hissettirmişti. Katil biyolojik ailemden kurtulmuştum. Başka bir katilin kollarında güvendeydim.

Aklımı toplamam zamanımı alırken hâlâ yarı baygındım. Güçsüzdüm. Dilim dolanıyordu ancak "Nereye gidiyoruz?" diye sorabilmeyi başardım.

Gözlerime şefkatle bakan adam "Bizi bulamayacakları bir yere." derken hâlâ saçlarımı okşuyordu. "Cennetimize..." O an dört duvar arasında sıkıştığım saniyelerin mi yoksa şu anın mı gerçek olduğunu ayırt edemedim. Tanıdığımın aksine bir Carlo'yla konuşuyordum sanki. Bana karşı buz gibi bakan o adam yoktu. Şefkatle saçlarımı okşayan adamın gerçek olmasını dilerken tekrar kendimden geçtim.

Belki de ölmüştüm. Kötü kalpli adam -babam- kalbimi söküp hayatıma son vermişti ve ben artık yoktum. Bir hiçlikteydim. Tüm bunlar ölmeden önce gördüğüm hayallerdi. Bilmiyordum. Bunu algılamak şuan mümkün değildi.

Bölük pörçük anılar, gerçeğinden ayırt edemediğim hayalî olayların ardından koca bir boşluğa düşer gibi düştüm. Yeniden kendime gelişim sanki yüz yıllık bir uykudan uyanır gibiydi.

Göz kapaklarım birbirine yapışmış gibi zorlukla açtım gözlerimi. Hayal ettiğim gibi ölümden sonraki bir hayatta, sorguda ya da öteki dünyada değildim. Bir yatakta yatıyordum. Hayattaydım. Başımı yana çevirdiğimde Carlo başımdaydı.

"Kendine geliyor." diyen adam bana doğru uzanıp yüzüme baktı. Odada başka biri mi vardı yoksa kendi kendine mi konuşuyordu bilmiyordum. Yalnızca onun yaklaşan yüzüyle karşı karşıyaydım. "Ece, iyi misin?

Uyku mahmurluğunun esir aldığı çatlamış sesimle "Neredeyim ben?" diye sorabildim yalnızca.

"Güvenli bir yerde."

İlk birkaç dakika neler olduğunu anlamadan aptal aptal etrafa bakındım. Olanlara inanamıyordum. Orada yaşadıklarım... Gerçek miydi yoksa beni kötü bir kâbus mu esir almıştı? Kurtulduğum şeyin gerçekliği ağır ağır üstüme çöküyordu.

Yıllardır annem sandığım kadına rağmen aradığım biyolojik babam ve annem beni öldürmek üzereydi. Hem de varlığından asla haberim olmayan üvey kız kardeşim için sıradışı bir şekilde yok edecekti beni. Şimdiyse buradaydım, hayattaydım. Olanların kâbus olmasını diledim ama yatakta doğrulmaya çalıştığımda sol tarafımdaki inanılmaz ağrıyla uzandığım yere yığıldım yeniden.

KADEH (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin