-18-
Sır konusunu geride bırakırken -ya da Carlo öyle olduğunu düşünürken- masayı birlikte toplayıp salondaki koltuğa kurulduk.
Bana iyice yaklaşan adam burnunu saçlarıma bastırmış kokumu alırken "Ne yorucu gündü ama." diye mırıldandı.
"Öyleydi."
"Gerçekten tam anlamıyla yorgun musun, test etmeye ne dersin?" Bana daha da yaklaşan adam ağzımı aradığını gizlemeyen bir ifadeyle sağ kolunu belime sardı ve beni kendine iyice yaklaştırdı. Diğer eliyle bluzumun üstten iki düğmesini çözdü. Dudakları boynumdan aşağıya doğru kayarken bir titreşimle olduğumuz yerde kaldık.
Telefonum çalıyordu. Carlo yavaşça geri çekilirken "Affedersin." dedim utangaçca.
İmalı gözleriyle "Bu iki oldu." dedi adam. Sergideki oynaşmamızdan bahsediyor olmalıydı.
Çarpık bir gülüşle yanıtsız bıraktım sözlerini. Telefon ekranına baktığımda arayan Profesör Fabri'ydi. "Fabri arıyor."
Sorgular gibi "Fabri?" diye tekrarladı Carlo.
"Profesör Fabri."
"Profesör hitabını çabuk atmışsın."
Hafif bir kıskançlık sezsem de gülümsedim ve cevap vermedim. Fabri'nin sesi keyifli geliyordu.
"Merhaba Ece, müsait miydin?"
"Evet, buyurun?"
"Yayıncı arkadaşım dosyanı henüz tamamlanmamış olmasına rağmen üzerinde çalışmaya değer buldu. Bu konuda bir toplantı talep ediyor."
"Bu gerçekten harika bir haber! Şuan, hemen mi?"
"İki saat sonra."
"Tamam, ben hazırlanıp geliyorum. Adresi atarsınız bana."
"Yakınlardayım, gelip seni alırım."
"Zahmet etmeseydiniz-"
"Araba kullanıyorum, çok konuşamam. Gelip seni alıyorum, hoşça kal."
İtiraz etmemem için lafı keyifle ağzıma tıkıp telefonu kapatan adama güldüm. Telefonu kapattığımızda ise suratıma bön bön bakan Carlo'ya olanları açıklama zamanı gelmişti. "Profesör Fabri'nin yayıncı arkadaşı dosyamı beğenmiş, bu konuda toplantı yapmak istiyor."
"Hemen şimdi mi? Nasıl bir toplantıymış bu?"
"Bilmiyorum. Hayatımda ilk defa bir yayıncı dosyamı beğeniyor, Carlo. Bu işlerin nasıl olduğunu soramadım, kusura bakma."
"Tamam, seni bırakayım."
"Fabri geliyor. Yakınlardaymış, beni alacak." Carlo'nun bakışlarındaki hoşnutsuzluk ifadesinin ötesinde bozulma hissini görsem de karşımdaki adam bir şey söylememeyi tercih etti. Ben de üstelemedim.
Fabri kapıya geldiğinde öpüşüp ayrıldık. Beni kapıdan uğurladı. Ben Fabri'nin arabasına binerken evin camından hoşnut olmadığını belli eden bakışlarla bizi seyrediyordu. Gözünü kırpmadan bize bakıyordu. En çok da Fabri'ye.
Arabayla Carlo'nun evinin önünden uzaklaştığımızda bir yandan yola bakan Fabri diğer yandan da "Erkek arkadaşındı sanırım." derken bana kısa, meraklı bir bakış attı.
"Evet."
Fabri'nin yüz ifadesi nötr dursa da Carlo'nun varlığından o da pek hoşlanmışa benzemiyordu. Belki de Carlo'nun ona olan düşman bakışlarının etkisi büyüktü, kim bilir. "Umarım benim varlığım bir sorun yaratmamıştır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADEH (+18)
General FictionUYARI: Bu hikâyede kötü örnek teşkil edebilecek davranışlar ve yoğun miktarda cinsel içerik bulunmaktadır. ❝ Açık konuşmak gerekirse hayatımın aşkını nerede bulacağımı pek düşünmemiştim. Ve tabii onunla bir kumarhanenin önünde üzerine kusarak tanışa...