-1-
Size bir tavsiye, sakın yakışıklı bulduğunuz ve yatma potansiyeliniz olan bir adamın üstüne kusacak kadar içmeyin. Sonra adamın yüzüne bakacak hâliniz kalmıyor. Bir dost tavsiyesi.
Gözlerimi araladığımda hiç tanımadığım, bilmediğim bir evdeydim. Ahşap detayların ve birbirinden ilginç bibloların olduğu, klasik ama bir o kadar modern görünümlü geniş bir odada yatıyordum. İki kişilik yatağa benzer bir koltukta üzerimde çarşaf örtülüydü. Başımı kaldırıp kendime baktığımda çarşafın altında çırılçıplaktım. Aman Allah'ım. Yoksa yatma potansiyelim olan adamla gerçekten de yatmış olabilir miydim? Yok canım. Hayır. Olamazdı öyle bir şey. Odada kimse yoktu. Yatakta hafif doğrulurken çarşafı vücuduma sardım ve neler olup bittiğini anlamaya çalışarak evi incelemeye başladım. Etrafta tanımlayamadığım tuhaf bir karmaşa hâkimdi. Büyük oda kırmızı kadife bir perdeyle ikiye ayrılmıştı ve ben yalnızca görebildiğim kısmına büyük diyordum, düşünün. Yerler parkeydi ama yeni ve lüks görünüyordu. Bir parke ne kadar lüks görünebilirdi ki?
Yukarıdan ayak sesleri geldiğini duyunca bakışlarım tavanda gezindi. Odanın köşesinden yukarı dönen bir merdiven çıkıyordu. Gözlerimi kırpıştırarak bulanık görüşümü netleştirmeye çalıştım. Çırılçıplak tanımadığım bir evde uyandığım ve evden tıkırtılar geldiği için panik olmuştum. Birkaç dakika sonra az önceki gördüğüm dönen merdivenlerden üstü çıplak biri indi. Yüzünü bana döndüğünde kumarhanede beni yerden kaldıran gizemli kumral adamın olduğunu görüp çarşafa sarıldım. Tedirginlikle "Benim ne işim var burada?" diye sordum. Yanıt alamayınca başıma bela almış olabileceğimi düşünüyordum. Bir an camdan dışarı gökyüzünde hâlâ gecenin karanlığı hâkimdi. "Ne yaptın bana?" Bu kez daha gergin ve suçlayıcı çıkmıştı sesim.
Kaşlarını kaldıran adam inanmaz bir şekilde gülümsedi. "Oradan bakıldığında sapık gibi mi görünüyorum?"
Yatakta doğrulduğumda "Bunu sen bana söyleyeceksin." dedim ve tutmaya çalıştığım çarşaf üzerimden kaydığında kısa bir an göğüslerim gözler önüne serilmişti. Bakışlarını yere indiren adam çenesini kaşırken alaycılıkla gülüyordu.
Umursamazca omuz silkti adam. "Sana istemediğin hiçbir şey yaptığımı düşünmüyorum. Üstüme atlayan sendin."
Bu konuşmalardan anladığım kadarıyla yatmıştık. Evet. İnanamıyordum. Nasıl olabilirdi böyle bir şey? Çok öfkelenmiştim. Sarhoş bir kadından nasıl yararlanabilirdi bu adam? Üstelik karşıma geçmiş onun üzerine atladığımdan falan bahsediyordu. "Ya sarhoştum, sarhoş! Nasıl ciddiye alabilirsin sözlerimi?" Derin bir nefes aldım ve öfkemi bastırmaya çalıştım. "Üzerine atlamış olmam, sarhoş bir kadından faydalanmanı gerektirmiyordu!" Kahkahalarla gülmeye başladı adam. Neden güldüğünü anlamıyordum ama bu ona daha da öfkelenmeme sebep oluyordu. "Ne gülüyorsun, pis sapık?"
Gülüşüne kısa verdikten sonra "Aramızda bir şey olmadı. Yatmadık yani merak etme." dedi sakin, dürüş ve güven veren bir ifadeyle başını sallayarak.
"Peki, madem birlikte falan olmadık ben niye çırılçıplağım? Senin üstün niye soyunuk?"
"Hatırlarsan üstüme kusmuştun." Kumarhane önünde üzerine kustuğum anı mahcup olmuş bir biçimde hatırladım. Doğru, bayağı tazyikli bir şekilde kusmuştum adamın üstüne. İğrençti. Bunu hatırlayıp kendimi kötü hissettiğimi gören adam anlatmaya devam etti. "Evini sordum, saçma sapan adresler verip bütün Manhattan'ı dolaşmamızı sağladın. En sonunda pes edip seni evime getirdim, bana sarılıp öpeceğim, öpeceğim diye tutturup kollarını bana sardın, burada da kustun." O anlattıkça ben yerin fersah fersah dibine yolculuk yapıyordum. "Burada kusarken üzerini mahvettiğin için üzerini çıkarmak zorunda kaldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADEH (+18)
Fiction généraleUYARI: Bu hikâyede kötü örnek teşkil edebilecek davranışlar ve yoğun miktarda cinsel içerik bulunmaktadır. ❝ Açık konuşmak gerekirse hayatımın aşkını nerede bulacağımı pek düşünmemiştim. Ve tabii onunla bir kumarhanenin önünde üzerine kusarak tanışa...