-4-
Eve geldiğimde kapıdan içeri girmeden önce derin bir nefes aldım. Kafam karmakarışıktı ve ne düşüneceğimi bilemez hâldeyken Meredith'le nasıl başa çıkacağım muammaydı. Mutlaka içeri girer girmez hâl hatır sorma faslından sonra ilk sorusu Carlo'yla görüşmeniz nasıl geçti olacaktı. Carlo'nun bana söylediklerini ona nasıl anlatabilirdim ki? Kesinlikle çılgına döner, bana yeni birilerini ayarlamaya çalışır, adamın tekinsiz olduğunu düşünür ve ondan uzak durmamı söylerdi. Ki haklıydı da. Adamın kendisi bile benden uzak durmalısın derken ne yapabilirdim ki? Aksine kendimi nasıl ikna edebilirdim?
İçeri girdiğimde Meredith ortalarda görünmüyordu. Bu fırsattan istifade ederek odama kaçıp saklanmayı düşündüm ama bunun için geç kalmıştım, kurnaz ev arkadaşım daha ne olduğunu anlamadan arka odadan çıkmıştı. "Ece, sen mi geldin?"
Hay aksi, diye düşünürken usulca arkama döndüm ve "Evet, merhaba." dedim yakalanmış olmanın verdiği köşeye sıkışmış ifadeyle.
"Eee nasıl geçti görüşmeniz?"
Ceketimi soyarken onu bir şekilde konudan uzaklaştırmaya çalışıyordum. "Dur bir soluklanayım önce. Yemek yok mu ya? Kurt gibi açım."
Bir tuhaflık sezen kız üstüme gelmeye devam etti. "Kötü bir şey mi oldu yoksa?" Gözlerini kısarak bana baktı ve üsteledi. "Ece?"
Ondan uzağa kaçar gibi kendimi salona atsam da beni takip etmeyi bırakmıyordu."Ay yok bir şey Meredith. Daha önce de söylediğim gibi, tek gecelik bir şeydi, bitti gitti."
Kuşkuyla "Profesyonellik çerçevesinde konuştunuz yani." diye sorguladı inanmazcasına.
Ondan bir şey saklamak gerçekten çok zordu. Onun gözlerine bakarak yalan söylemek ise imkânsız. Sızlanırcasına koltuğa oturdum. "Benden uzak dursan iyi edersin falan dedi. Ne dedi ben de anlamadım. Offf, iyice kafam karıştı."
Sağ eliyle dislike işareti yaptıktan sonra başını iki yana sallayarak "Klasik bad boy, uzak dur derim." dedi yalnızca.
"Ya iyi de, bunları söylerken burnumun dibine kadar girmesi gerekmiyordu. Hem bu kadar yakınlaşıp hem de benden uzak dur demesi nasıl bir saçmalık?" Koltukta ayaklarımla bağdaş kurarak ofladım. "Bu erkekleri anlayamayacağım sanırım. Pes ediyorum ben."
Ellerini iki yana açarak "Sanatçı dengesizliği işte." diye yanıtladı bilmiş bir ifadeyle. "Sen onu boş ver. Ben sana daha uygun birini bulacağım."
Başıma geleceği öncesinden tahmin etmiş biri olarak ellerimle dur işareti yaptım. "Aman, yok, hayır. Hayatımda birini istemiyorum artık. Bu kadarı yeter. Okulumla ve işlerimle ilgilenmek istiyorum, başımda yeterince sorun var."
Yüzünden pek de ikna olmadığını gösteren emareler gördüğüm ev arkadaşım hiçbir şey söylemeden mutfağa doğru yürüdü. Ben de üzerimi değiştirip yemeği hazırlamasına yardım ettim.
Gece odama çekildiğimde yatakta dönüp durmuştum ve bir türlü uyuyamamıştım. Carlo hakkında ne düşünmem gerektiğini bilemiyordum. Bana dokunuşları öyle uyarıcı, canlandırıcı ve tehlikeliydi ki bunun karşılığında adamın da bundan etkilendiğini görmek... Fakat buna rağmen benden uzak dur demesi. Tüm bunlar ne demek oluyordu? Anlamak güçtü doğrusu. Sanırım yol yakınken unutmak ve yola devam etmek daha kolay olacaktı. Doğru olan da buydu galiba. Gözlerimi yumup bugünkü yaşananları unutmaya çalıştım.
Sabah uyandığımda kendimi yenilenmiş değil de daha çok bütün gece üzerimden kamyon geçmiş ya da birkaç kişi tarafından dövülmüş gibi yorgun hissediyordum. Kendimi hiç dinlenmiş hissetmiyordum. Yataktan kalkıp şipşak bir duş aldım ve kıyafet dolabımı açtım. Buz mavisi bir Jean, beyaz bir crop ve beyaz bir ceket giydim. Ayakkabılarımın arasında aradığımı bulamayınca dış dolaba baktım. İşte buradaydı. Midok süet bej kısa topuklu botumu geçirdim. Saçlarımı hafif dalgalandırdım. Meredith henüz uyanmamıştı. Saate baktığımda erken uyananın aslında ben olduğumu anladım. Bu yüzden kahvaltıyı hazırlamaya koyuldum. Kızarmış ekmekler makinadayken kendime bir filtre kahve yaptım ve biraz olsun ayılmaya çalıştım. Bütün gece uyumamıştım. Aynaya baktığımda gözaltlarımın çöktüğünü görebiliyordum. Of, bu erkekler safi zarardı zaten. Bir faydalarını göremezdiniz. Sıkı bir orgazmı saymazsak tabii. Kahvaltı hazır olduğunda Meredith'i kaldırdım ve o yüzünü yıkarken ben de gözaltı kapatıcıma abandım. Sade bir makyajın ardından kahvaltı masasında hazırlanmak bilmeyen ev arkadaşımı beklemeye başladım. Ağzıma bir zeytin atıp telefonumu elime aldım, her sabah olduğu gibi günlük maillerimi kontrol ediyordum. Agnes'ın işle ilgili bir maili dışında önemli bir şey görünmüyor derken ikinci sırada yeni bir mail gözüme çarptı. Mail Carlo'dandı. Sakinliğimi korumaya çalışarak maili açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADEH (+18)
General FictionUYARI: Bu hikâyede kötü örnek teşkil edebilecek davranışlar ve yoğun miktarda cinsel içerik bulunmaktadır. ❝ Açık konuşmak gerekirse hayatımın aşkını nerede bulacağımı pek düşünmemiştim. Ve tabii onunla bir kumarhanenin önünde üzerine kusarak tanışa...