-9-
Ertesi gün yataktan kalkmak bile istemedim. Tüm gece düşünmekten uyuyamadığım için şimdi başımı bile kaldıramıyordum. Zor da olsa yataktan kalkıp duş aldım, giyinip hazırlandım.
Bugün şirkete gitmiyordum, kampüste dersim vardı. Aksi gibi Profesör Fabri'nin dersiydi ve ben çok dalgındım. Boş bakışlarla onu dinliyordum ama hiçbir şey anlamıyordum. Aklımda olan tek şey, Carlo'nun benden ne sakladığıydı. Ya da belki mesele ben bile değildim. O gece kulübüne giderek kaç kişiyi birden aldatıyordu. Ben onun hayatında basit bir detay bile olmayabilirdim. Bilemezdim. Ve bu bilinmezlik aklımı daha da şiddetli bir biçimde kurcalıyordu.
Derste birkaç defa profesörün bakışlarını sorgular bir ifadeyle üzerimde hissetsem de bunun için onu dinliyormuş gibi davranmaktan başka bir şey yapamadım. Kafam yerinde değildi. Ve beni bu şekilde etkilemesine izin vermemem gerektiğinin farkındaydım. Bu konuda hiçbir şey yapamamak daha da can sıkıcıydı benim için.
Dersim bittiğinde kampüsten çıkarken hiç beklemediğim bir görüntüyle karşılaştım ve bu beni daha da derin düşünce sevk etti. Kampüs girişindeki duvarda yaslanmış beni bekleyen Carlo'dan başkası değildi. "Carlo?" Adı dudaklarımdan soru dolu bir biçimde çıktığında merakla kaşlarım çatılmıştı. Ona doğru adımlar atıp yaklaştığımda adam yaslandığı duvardan kurtulup sırtını dikleştirdi. "Seni burada görmeyi beklemiyordum."
"Biliyorum." Yüzü neşeli ve huzurluydu ama çözemediğim bir ifadesi vardı. Gizemli bir ifade. "Belki bir öğle yemeği yeriz dedim." Emrivaki yaptığının farkında olan adam aceleyle ekledi. "Vaktin varsa tabii."
Kaşlarım bu kez hayretle havalanmıştı. Benimle öğle yemeği yemek için gelmişti. Bu durumda Meredith'le kurduğumuz düşünceler ve ev arkadaşımın Carlo hakkındaki tezi çürüyor muydu yoksa? Bu ana kadar benimle görünmek istemediğini, belki de evli ya da hayatında biri olduğu için gözlerden uzak görüşmek istediğini düşünüyorduk ancak görünüşe göre biz bunu çözümlemeye çalışmadan Carlo bu gelişiyle tek bir cümlesiyle bunu çözmeye karar vermişti. "Dışarıda mı?" Hayretimi gizlemeksizin çıkmıştı sesim.
Bir yanlışı düzeltir gibi "Resim galerisinde." yanıtını verdi sıradan ses tonuyla. Elbette, resim galerisinde. Evde ya da resim galerisinde. Çünkü dışarıda herhangi bir mekânın, restoranın ya da kafenin suyu çıkmıştı. Hep onun istediği ve gizli saklı sayılabilecek sakin yerlerde buluşmamız yeterince şüphe uyandırıcı değilmiş gibi karşımdaki adam aklımı okuyormuşcasına ekledi. "Bir sakıncası var mı?"
Dalgınlığımın bende bıraktığı sükûnetle yanıt verdim. "Yo." Durgun bir ifadeyle karşı çıkmadan peşine takıldım ve arabasına bindik. Yol boyunca pek konuşmadım. O da havadan sudan birkaç sohbet dışında herhangi bir şey söylemedi.
Aramızda tuhaf bir sır perdesi ve mesafe olduğunu hissediyordum ve bu beni çok huzursuz ediyordu. Carlo'ya dönüp baktığımda ise onun bu durumdan bir gram bile şikâyetçi olduğunu göremiyordum. Ona göre her şey yolundaydı sanki.
Galeriye geldiğimizde de yukarıda, konferans salonu gibi bir yerde masa hazırdı. Ortama bakarken tam da tahmin ettiğim gibi etrafta in cin top oynuyordu. Sessiz, sakin bir yerdi. Tam da Carlo'nun istediği gibi. Benim sessizliğimden ötürü olacak ki "Bir sorun mu var?" diye sormak zorunda hissetti Carlo. Zorunda hissetti diyorum çünkü ona kalsa her şey yolundaydı ve garip olan tek kişi bendim. Hiçbir sorun yokken sorun çıkarıyormuşum gibi hissettiriyordu.
"Nasıl yani?"
"Yemeği resim galerisinde yiyeceğiz deyince bu fikir hoşuna gitmedi sanki."
O ana kadar sessizlik yemini etmiş gibi her şeyi içime atan ben, Carlo'nun ısrarıyla patır patır döküldüm. "Sen evli misin?" Carlo'nun dudakları kıvrılmış bir biçimde gülerken kaşları öfkeli olmayan ama sorgulayan bir ifadeyle çatılmıştı. "Hayır evli falansan söyle, bileyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADEH (+18)
Fiction généraleUYARI: Bu hikâyede kötü örnek teşkil edebilecek davranışlar ve yoğun miktarda cinsel içerik bulunmaktadır. ❝ Açık konuşmak gerekirse hayatımın aşkını nerede bulacağımı pek düşünmemiştim. Ve tabii onunla bir kumarhanenin önünde üzerine kusarak tanışa...