🂡 KADEH | 13

2.8K 177 54
                                    

-13-

Hâlâ akşamın bir vaktinde birkaç gün öncesine kadar kıl olduğum hocamla, profesör Fabri'yle buluştuğuma inanamıyordum. Buraya gelmesine, benimle buluşmasına ve bana yardım etmesine.

Mahcup bir ifadeyle "Teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Bu saatte sizi buraya getirdiğim için de özür dilerim." dediğimde adamın yüzünde hazırcevap bir ifade belirmişti.

"Buluşma teklifini ben yaptım."

Kendimi bir aptal gibi hissettiğimi gizlemeksizin utandım. "Doğru ya, ne şapşalım."

Gülüştüğümüzde başını öne eğip gülen profesör Fabri'yi belki de ilk defa bu kadar güleç görüyordum. Genellikle hep ciddi, otuzlu yaşlarının sonunda olmasına rağmen yaşlı gibi gözlüğünü burnunun ucuna iten uyuz bir adamdı. Şimdiyse candan bir şekilde gülebildiğini görmek güzeldi.

O an neden buluştuğumuzu hatırlayınca ikimiz de ciddileştik. Fırsattan istifade söze girdim. "Aslında ben sizi başka çarem olmadığı için rahatsız ettim. Dâhil olmak zorunda değilsiniz ama-"

Anlattığım kadarıyla parçaları birleştirmeye çalışan adam merakla "Bu doktoru neden bulmak istiyorsun?" diye sordu. Henüz tüm hikâyeyi tam anlamıyla anlatmamıştım.

Benim kem küm edip kararsız kaldığımı fark eden Fabri, o meşhur ciddiyetini takınarak "Sofi, eğer benden yardım istiyorsan bana karşı dürüst olmalısın." dedi.

Haklıydı. Ondan yardım istiyordum. Hem de benim için en özel konuda. Şimdi ona hikâyenin yarısını anlatmam olmazdı. Ancak illa dürüst olacaksam işe gerçek ismimi söylemekle başlamam gerektiğinin de farkındaydım. İkimiz bana dair bir sırrı paylaşıyorduk. Bunun yanında ismim neydi ki? Aklımdan geçenleri profesör Fabri'ye de söyledim. "Dürüst olmam gerekiyorsa buna ismimle başlamalıyım sanırım." Derin bir nefes aldım ve "Benim adım aslında Ece." dedim.

"Ece mi?"

"Evet, ben Türk'üm." Bu önyargılarla dolu bana bakan insanlar topluluğunun içinde Fabri'yi ilgilendirir miydi bilmiyordum ama yine de söyledim ve kurtuldum. Belki o da diğerleri gibi Türklere karşı önyargılı olacaktı. Bilemezdim. "Takdir edersiniz ki Türklere karşı genel bir önyargı var ve-"

Ilımlı tavrını değiştirmeksizin "Anlıyorum." dedi adam. "Sadece Türk olmana şaşırdım. İsminin gerçek olmamasına. Türk olabileceğini de düşünmemiştim." Böyle düşünmesinin sebebini sormama gerek kalmadan arkasına yaslanan adam "Gelelim şu doktor konusuna." diyerek konuya döndü.

Ona durumu anlattım. Annemin yıllardır benden sakladığı bu sırrı, baba arayışımı ve babamı bulmak için belki de son çaremin bu olduğunu. Beni sessizlik ve dikkatle dinledi.

"O doktor babamı biliyor olabilir. Ya da belki babamı bulmama yardımcı olabilir." Sonra içimdeki çaresizliğin verdiği rehavetle arkama yaslanıp kendi kendime konuşmaya başladım. "Zaten o da bilmiyorsa babamı nasıl bulacağımı hiç bilmiyorum."

"Senin adına üzüldüm. Açıkçası şaşkınım da. Böyle bir şey olduğunu bilmiyordum." Durup düşündü. "Sanırım sana yardımcı olabilirim." Bunu söylerken aklından ne geçiyordu ya da ne şekilde yardımcı olabilirdi bilmiyordum ama heyecanlanmıştım. O da ani heyecanımı fark edip aceleyle ekledi. "Ama söz vermiyorum."

Tamam, peki. Böyle bir sözü bana kimse veremezdi zaten. Yine de heyecanlıydım. Hevesle doktorun kartvizitini çıkarıp profesör Fabri'ye uzattım. "Tamam, peki, çok teşekkür ederim. Yardım etmeye çalışmanız bile çok anlamlı."

"Umarım senin için bir şeyler yapabilirim."

Açık konuşmak gerekirse şaşkındım. Profesör Fabri'nin bu yönüyle ilk defa tanışıyordum. Her zaman kasıntı, ciddi hatta sinir bozucu olan bu adam şimdi normaldeki burnu havada tavırlarından çok daha yardımsever ve insancıldı. Karşımdaki adamla yeniden tanışıyormuşum gibi hissediyordum.

KADEH (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin