"Ji Ge, kabul edildim mi?" Soğuk kişiliğini korumayı tamamen unutmuştu ve ıslak gözleriyle Ji Mian'a bakmak için başını çevirdi.
Ji Mian başını salladı, "Kabul edildin. Umarım mutlu bir işbirliği yapabiliriz."
"Mutlu, mutlu, çok mutlu hem de!" Xiao Jiashu sözleşmeyi tuttu ve bir an kıkırdadı, ardından Ji Mian'ın üzerine atladı, iki eliyle boynuna sarıldı ve heyecanla, "Teşekkürler Ji Ge, kesinlikle çok çalışacağım!" dedi.
Saf bir mutlulukla doluydu ve bu sevinç Ji Mian'ı boğan bir gelgit dalgası gibiydi. Hâlâ biraz rahatsız olan Ji Mian hızla rahatladı ve Xiao Jiashu'nun heyecandan son derece parlak olan gözlerine baktı ve gülmekten kendini alamadı.
O anda asansörün kapısı yavaşça açıldı, Lin Leyang ve Chen Pengxin dışarıda durdular ve sert ifadelerle onlara baktılar.
"Ji Ge, siz çocuklar..." Lin Leyang, ikisi içeri girmeden önce birkaç saniye dondu kaldı ve ardından asansör düğmesine sertçe bastı. Kalbinde öfke, kıskançlık ve derin bir nefret gibi bir ateş yanıyordu ama aynadan Xiao Jiashu'ya baktığında, karşı tarafın hiç de suçüstü yakalanmış gibi hissetmediğini gördü. Ji Ge'den sevinçle aşağı atladı, elinde bir belge vardı ve onu evirip çeviriyordu, üzerinde belirgin bir kalın çizgi vardı -《Zerg Savaşları III: Dünyaya Dönüş》 filminin Aktör İş Sözleşmesi vardı.
Xiao Jiashu mu seçilmişti? Lin Leyang bir an için korkunç bir ruh hali içindeydi. Gülümsemeye zorladı ve "Ji Ge, rol belirlendi mi?" diye sordu.
"Evet, 《The Lover》 filmine konsantre olabilirsin." Ji Mian'ın ses tonu çok hafifti.
"Yakın zamanda şizofreni hastalarının kaldığı bir bakımevini ziyaret ettim ve bu rolü hala çok derin ve zor buluyorum..." Lin Leyang bir süre Ji Mian ile iletişim kurmaya çalıştı, ancak birinci kata vardıklarında otoparkta yollarını ayırmak zorunda kaldılar.
Ji Mian, aptalca bir mutluluk yaşayan Xiao Jiashu'yu tek kelime etmeden arabaya çekti. Uzaklaşan cipe bakan Lin Leyang'ın gözleri sonunda kızarmaktan kendini alamadı. Chen Pengxin sesini alçaltarak sordu: "Birlikteler mi? Asansörde birbirlerine sarıldılar ve imalara hiç dikkat etmediler."
"Birlikte olmamalılar. Xiao Jiashu, Ji Ge'ye bir sevgili gibi değil, bir hayran gibi bakıyor, hâlâ zamanım olmalı." Lin Le Yang kendini teselli etti.
"Yazık, Bay Ji'yle ayrılmasaydınız bu rol kesinlikle senin olurdu. Çekimlerden sonra Hollywood'a gidebilecektin ve birkaç yıl altın kaplama* (kendini "kanıtlamak" için becerilerini/çalışmalarını ilerletmek üzere bir yere (yurtdışına) gitmek anlamına gelir. )
yaptıktan sonra küresel bir süperstar olacaktın, Xiao Jiashu seninle nasıl kıyaslanabilir? Bay Ji'yi geri döndürmenin bir yolunu bulsan iyi olur. Yıllardır birlikte olduğunuza ve biriniz ayrılacağım derse gerçekten ayrılacağınıza inanamıyorum. Kimse kimseyi aldatmış değil." diye Chen Pengxin homurdandı.Lin Leyang sessizdi ama kalbi herkesten daha endişeliydi. Nereden başlayacağını bilmediği için Ji Ge'yi geri kovalamak istemiyordu. Onun tercihleri hakkında hiçbir şey bilmiyordu, bu yüzden istese bile bir giriş noktası bulamazdı.
Ji Mian ancak Guangshi binasından ayrıldıktan sonra hala sevinç içinde olan Xiao Jiashu'ya baktı, "Sana bir yemek ısmarlayayım ve sözleşme hakkında konuşalım mı?"
"TAMAM." Xiao Jiashu aceleyle başını salladı.
"Ne yemek istersin? "Ji Mian direksiyonu sola çevirdi.
"Ben her şeyi yemeyi severim, bu yüzden Ji Ge sen karar verebilirsin." Xiao Jiashu sözleşmeyi kırıştırmaktan korkarak dikkatle tuttu.
Ji Mian hızla ona baktı ve derin bir sesle, "Batı yemekleri yemeye gidelim mi?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
How To Say I Love You [BL Novel]
FanficTAMAMLANDI✓ Tür: Fantastik,Romantik, Komedi, Yaoi, Yetişkin Bölüm Sayısı: 137 İlk başta nefret ettiğiniz ama onlarla etkileşime girdikçe giderek daha çok hoşlanmaya başladığınız bazı insanlar vardır. İlk başta sevdiğiniz bazı insanlar vardır ama o k...