45

155 16 90
                                    

Ablanız 6 beklediği sınavdan 54 aldı. Nasıldı sınavlarr? Umarım iyi geçmiştir. Neyse işim olduğu için kontrol etmeden atıyorum. Yazım yanlışları için kusura bakmayın!!

Yine krize girmiştim. İnupi bana nerden bulduğunu bilmediğim sakinleştiriciler ile müdahale etmişti. Yani böyle anlatmıştı İnupi uyanınca.

"Yui-san çocuklar seni ziyaret etmek isitiyor. Özellikle Chifuyu çok endişeli (bebeğim benim)" dedi sakince İnupi.

Ben yatakta, İnupi ise sandalyede oturuyordu. Uyanalı çok olmamıştı ve basım deli gibi ağırıyordu. Bir yandan da açtım.

"Mitsuya nasıl?" Dedim az önce dediklerini kâle almadan. "İyi değil" dedi sakince. Bana bir süre baktıktan sonra devam etti "yarışmaya katılacakmış"

Şaşırmıştım. Öyle işlerle alakası çok yoktu, ayrıca istemiyordu da. "Tasarımın adı ejder kardeşler" dedi.

Ejder kardeşler ha? Üçüz ejderler, iki büyük ve durmadan dalga geçtikleri küçük ejder.

Mitsuya'nın şu anda bok gibi olduğunu biliyordum. Yanında olmadığım için bir kez daha nefret ettim kendimden. Acı çekiyordu. Kardeşini kaybetmişti. Ben ise polisler tarafından aranan bir suçluydum.

"Yui polisler seni arıyor. Bu gün dükkana geldiklerinde seni sordular. 2 gündür haber alamadığımı ve eve uğramadığını söyledim. Burayı bulmaları imkansız. İçin rahat olsun" diye ekledi.

Derin karanlığı sarı bir lamba aydınlatıyordu. Etrafa baktığımda terk edilmiş bir yer olduğu belliydi. Bulunmayacağımı biliyordum. Ama benim için önemli değildi.

"Telefonum dinleniyor" dedim elimle telefonu gösterirken. "Az çok anlıyorum bunlardan. Polislerin sistemine girdim" sakindi sesim. İnupi benim aksime şaşırmıştı.

Telefonu elime aldım ve sistemi kontrol ettim. Ekranda yazan "sonuç yok" yazısı ile gözlerim kocaman açıldı. İnupi bana şaşkınlıkla bakarken "Ne oldu?!" Dedi ve yanıma geldi hızla.

"İnupi! Tutuklanma emrim kaldırılmış!"

~

İnupi eve gitmişti. Ben o eve girmek için hazır değildim. 2. kez kaçıyordum o evden. Bir sevdiğimi daha kaybettim.

Draken'in dediği gibi toparlanmaya başlamıştım hızlı bir şekilde. Ama bu sadece fiziksel toparlanmaydı. Zihnim hala açılmamıştı. Ruhum ölmüş gibi hissediyor ve Draken'in ölümünü kabul etmiyordum.

Çocuklar beni merak ediyorlardı. Belki çoğu beni böyle görse bir sorun olduğunu anlamazdı ama Chifuyu ve Mitsuya yıkılışımı rahatlıkla fark ederdi.

Onlardan kaçıtım bir süre. Kendimi suçlu görüyordum çünkü. Belki, bir ihtimal kenchin'i kurtarabilirdim...

Hina'nın  "NEDEN? NEDEN DAHA HIZLI OLAMADIN? BELKİ DAHA HIZLI OLSAYDIN O, O YAŞIYOR OLACAKTI! SENİN SUÇUN!" bağrışı yankılandı kulaklarımda uzun bir süre.

O gün Emma'yı ve İzana'yı, öncesinde Baji ve Haru'yu, şimdi ise Draken'i kurtaramamıştım.

Sırtımdaki yük artıkça altında eziliyordum. Canım o kadar çok yanıyordu ki kelime bulamıyordum anlatmaya.

Tokyo Revengers | Sano ManjiroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin