1

1.5K 55 70
                                    

Arkadaşlar ben Serra. Burayı öyle canım sıkıldığı ve yazı bomboş geçirdiğim için yazayım dedim. Ne zaman yayınlarım bilmiyorum. Yazım yanlışları için kusura bakmayın lütfen eleştiri yapın elimden geldiğince geliştiririm kendimi.
İyi okumalarrr

Gecenin bir yarısı Tokyo sokaklarında dolaşıyordum. Ne kadar kendime söz versem de yine başımı ağrıtacak şekilde içmiştim. Kolay kolay sarhoş olmam ama içince kendimi rahatlamış hissediyorum, geçmişimi unutturuyor. Evime doğru ilerlerken eski evimin olduğu sokakdan geçiyordum. Eski evim, eski ailem, eski arkadaşlarım... Eskiye dair her şeye büyük özlem duyuyordum. Keşke yine ilk okul 5 olsam. Ama geçmişe gitmek imkansız.

Bunca düşünce ile boğuşurken evime vardım. Başım dayanılmaz bir şekilde ağırıyordu. Kendimi direkt kanepeye attım. Her günümün aynı geçmesinden artık bıkmıştım. Bir şeyleri değiştirme vakti gelmişti.

Evden çıkalı yarım saat falan oluyordu.
Son kez Tokyo sokaklarını geziyordum. Bundan 2 yıl öncesine kadar hayatım gayet iyiydi ama şimdi her sey ellerimden kaydı. Ailemi, arkadaşlarımı, eğitim hayatımı, dövüş hayatımı kısacası her şeyimi kaybettim. Yaşamak için bir amacım yoktu. Yaşanan bunca şeyde canımı en çok yakan şey arkadaşlarımın beni "katil" olarak görmesi olmuştu. "Korkusuz" Yui, "katil" Yui'ye dönüşmüştü.

Bunları düşünürken mezarlığa doğru ilerliyordum. Gözlerim dolucak gibi olmuştu. En son ne zaman ağladığımı hatırlamıyorum ama tekrardan ağlamayacağım. Bu gün son günüm olduğunu bilsem de, son olucağını bilsem de ağlamayacağım.

Mezarlığa son birkaç sokak kala yanından geçtiğim bir restorandan tanıdık bir ses duydum. "KEN-CHİN BAYRAK NEREDE?!" kafam ister istemez oraya döndü, kalbim deli gibi atmaya başladı. Evet, ses gerçekten tanıdık birine aitti; Mikey. Draken ve Mikey'di bunlar. O kadar çok özlemiştim ki ikisini de ağlamak istemiştim. Dışarı doğru geldiklerini fark edince hemen uzaklaştım. Evlerimiz yakın olmasına rağmen 2 yıldır hiç görmemiştim onları. Ne ben görmek istiyordum ne de onlar beni görmek ister diye düşünüyordum ama kendimi kandırıyordum. Her gün eski günleri düşünüp hasret çekiyordum.

O ikisini görünce, Mikey'i mutlu görünce vaz geçmiştim. Yıllardır içimde yanıp tutuşan intihar isteğim bir anda sönü verdi. Eve gitmeye başladım, uzun zaman sonra ilk defa gülerek. Her şeyi eski haline getirebilir miydim? Yine eskisi gibi çocuklarla arkadaş olabilir miydim? Yui olarak kesinlikle hayır ama başka bir bedende veya başka bir kişilikte? Olabilirdi.

Bir anda sol tarafımdan gelen "yavruya bak bee" "kaç beden 85den küçük değildir" sesleri ile o yöne döndüm. Aptal serserilerin bana laf ettiğini görünce çok şaşırmadım. "Biraz daha konuşursanız sikerim sizi" dedim duyulabilecek fakat alçak bir sesle. Gülmeye başladılar ve "SEN Mİ BİZİ SİKİCEN PUHAOFJODJV" dedi içlerinden biri. "Kapa çeneni amcik" dedim ve yürümeye devam ettim. Bir anda içlerinden biri kolumu tutup "kapamazsa ne olur?" Dedi. O an daha fazla kendimi tutma gereği duymadan kafasına tekmeyi geçirdim. Yere yapmışması ile gözlerinin kapanması bir oldu. Kafamı kaldırdığımda diğerleri üstüme doğru gelmeye başladığını gördüm. Eğlence vakti gelmişti~

Üstlerine doğru koşup zıpladım ve birinin yüzünün ortasına tekmeyi geçirdim. Arkami dönüp diğer birine sol bacağım ile bir tekme ve ardından bir diğerine sağ bacağım ile tekme attım. Dördünü yere serince kalan serseriye döndüm. Gülerek "sağ mi sol mu" dedim. Çocuk ne diyeceğini bilemeyerek "s-sol" dedi. "Hay hay efendimm~" diyip sol bacağımla tekme attım. Arkamı dönüp yürümeye başladığımda yüzlerine bakmadan " bir daha bir kıza laf attığınızı duyarsam tek tekme ile birakmam" dedim ve yürümeye devam ettim. İçlerinden biri zar zor "canavarsın sen" dediğini duydum. Hoşuma gitmişti. Eve gidene kadar kayifli keyifli şarkı mırıldandım.

Tokyo Revengers | Sano ManjiroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin