12

435 36 32
                                    

Eve gelip tek başıma kalınca göz yaşlarımı serbest bıraktım. Draken'in ölmesini düşünmek bile çok zoruma giderken bu hale gelmiştik. Hele ki bana son sözü "Yui'nin ruhunu yaşattığın için teşekkür ederim" olunca işler daha da kötü olmuştu. Draken'in Yui olduğumu bilmeden ölmesini istemiyorum. Hiç bir arkadaşımın Yui olduğumu bilmeden ölmesini istemiyordum. Draken belki beni katil olarak görüyordu ama özlüyordu. Ona bir şekilde açıklayacaktım.

Kafamı yastığa koyduğum gibi uyudum. Sabah olunca kapımın çalması ile uyandım. Kapının merceğinden kimin olduğuna baktığımda Mikey'i gördüm. ANANİSİKİM. Hızla odama gittim ve peruğu geçirdim, üstümü giyindim. Kapıyı açtığımda Mikey "biraz daha bekletseydin bir daha seninle konuşmayacaktım Yumai!" Dedi ve içeri girdi. "Kusura bakma uyuyordum" dedim arkasından giderken. "Evimi nerden buldun?" Dedim Mikey'e dönüp. Kendini koltuğa atarken "Draken söyledi" dedi. "Uyandı mı? Çok şükür" dedim gülümseyerek. "Sizin sayenizde, teşekkür ederim" dedi, bu sefer televizyonu açmaya çalışıyordu.

Film kasetlerini görünce duraksadı, o an kasetleri birlikte aldığımızı hatırladım. Bana döndü ve "nerden buldun bu kasetleri?" Dedi. "önceden almıştım, öyle duruyor bazen tekrar izliyorum" dedim gülümserken. Evde göz gezdirirken "tek yaşıyorsun sanırım" dedi. "aslında ailem var ama tek başıma yaşamayı tercih ediyorum. Onlar da çok karışmıyor. Sadece kız kardeşim var o da genelde burda oluyor o yüzden odam onun eşyaları ile dolu" dedim, bu sayede kız eşyalarına da bahane bulmuştum.

Dolabı açıp yiyecek bir şeyler çıkarırken Mikey beni izliyordu. "Aç mısın?" Dedim (açım anne) Mikey'e dönerken. "Her zaman" dedi gülümseyip. Bakışları dolabın kapağında kalınca ben de oraya baktım. İçki şişelerine bakıyordu. "Senin içtiğini söyleme bana" derken bana bakıtı. O an ne diyeceğimi bilemedim, bu konuda yalan söylemesem bir şey olmazdı herhalde. "Bazen kendimi kötü hissedince içiyorum" dedim ve yumurta kırmak için tavayı çıkardım. Bana bir şey dememisti. Yumurta pişince birlikte oturup yedik.

Yemekden sonra dışarı çıktık. Draken'i ziyarete gidiyorduk. Benim kafamın ağrısı geçmişti, yarık oluşmuş ve biraz fazla kan kaybettiğim için yoğun bakıma alınmışım. Bu gün de yine kontrol yapılacaktı. Hastaneye geldiğimizde Draken'in yanına gittik, bizi görünce içtenlikle gülümsedi. "Yumai kafan yarılmış halde bile beni ziyarete geliyon ya, helal olsun sana" dedi. Mikey ile birlikte gülümsedik. "Rahat mısın Draken-kun? Ambulansda senin kalbin durduktan sonra arkandan ben de gitmişim. Bu gidişle sen nereye ben oraya" dedim yanına otururken. O ise ayağa kalktı ve eğilip "teşekkür ederim, size bir can borçluyum" dedi. "saçmalama Draken, ben bir şey yapmadım. Bütün övgüyü Takemichi hak ediyor" dedim.

Biraz Draken'le sohbet ettikten sonra kontrol olmaya gittim. Her şeyim normal çıkmıştı sadece bazı değerlerim biraz kötüydü. Doktor bunları düzgün beslenmememden dolayı olduğunu söyledi. Tam salondan dışarı çıkacaktım ki doktor "neden erkek kılığında takılıyorsun yavrum" dedi. Nasıl anladığını fazla düşünmeme gerek yoktu, yoğun bakıma alındığımda fark edilmiştir. "Hocam benim de kendimce nedenlerim var, lütfen birine bundan bahsetmeyin" dedim ve yanından ayrıldım.

Dışarı çıkınca eve gittim, bu 2 haftamı yatarak geçirecektim. Eve geldiğimde kendimi yatağa attım.

~

2 Hafta boyu defalarca kez ziyaret edilmiştim. Mitsuya, Takemichi, Mikey, Hina, Emma, Chifuyu, Baji... Yavaş yavaş eskiye dönüyor gibi hissediyordum. Draken tamamen iyileşmiş, normal yaşantısına dönmüştü. Akşam olunca içki almak için dışarı çıktım. Saat 10u geçmişti. Markete doğru ilerlerken sokağın ucundaki Mikey ve Draken'in sesini duydum. Sesin geldiği yöne doğru ilerledim ve onları dinlemeye başladım. Yui benliğimde olduğum için saklanıyordum.

Tokyo Revengers | Sano ManjiroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin