37

198 17 99
                                    

Yui tekrardan gözlerini kapattı. Diğerleri hiç bir şey demeden tepkime bakıyordu. Ben ise bomboş gözlerle Yui'nin yüzüne bakıyordum. Onun bütün hayatını bu şekilde etkilediğimi bilmiyordum. Fakat pek de bir önemli yoktu artık. Yarın tekrardan yabancı olacaktık.

Arabadan inerken Yui hala kollarımdaydı. Kakucho elindeki telefon ile "Ryuguji Ken defalarca aradı, bir şey dememi ister misin?" Dedi. Telefonu elinden aldım, o an Draken tekrar aradı. Kollarımdaki Yui'yi rahatsız etmeden telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.

"Yui! Saat kaç oldu farkında mısın?! Sana geç kalmaman hakkında ne söyledim?! Nerdesin seni almaya geliyoruz İnupi ile! Bir daha asla senin tek başına içmene izin vermeyeceğim! Bizi ne kadar korkuttun biliyor musun?!" Gergin bir ses tonu ile ağzına ne geliyorsa söylüyordu. Sakince onu dinledikten sonra sonunda konuşmak için fırsat yakaladım.

"Draken" dedim sakince. Kısa bir sessizliğin ardından "Mikey?" Dedi telefonun karşısındaki kişi şaşkınlıkla. "Yui'yi sokakta sarhoş halde buldum. Merak etme güvende. Sabah iyi bir şekilde evine döndüğünden emin olacağım" dedim resmi bir dille.

Kenchin hem yıllar sonra benim ile konuşmanın verdiği şok, hem de Yui'nin iyi olmasının verdiği rahatlama ile derin bir iç çekti. "Pekala, lütfen onun iyi olduğundan emin ol. Ayrıca elbise ile yatmasın ve banyo etsin. Yoksa uyuyamaz. Sonra da keskin bir baş ağrısı çekiyor" dedi sakince.

Hiç değişmemişti. Yine arkadaşları hakkında en ufak bilgiye kadar her şeyi biliyor ve onları önemsiyordu. "Tamam" dedim tekrardan resmiliğimi bozmadan. "Demem pek bir etki etmeyecek ama sen de kendine dikkat et Sano Manjiro"

Dediği şey ile içimdeki boşluk hissini anlamdırmaya çalıştım. Birkaç saat önce Yui'yi gördüğümden beri kendime dair her şeyi sorguluyordum. Duygusuz muydum? Böyle olmak zorunda mıydım? Karanlık dürtüm bir lanet miydi yoksa ben gerçekten kötü olan mıydım?

"Sen de" dedim ve telefonu kapattım. Yui'nin kilit ekranı gözüme çarptı . Çocukken hep beraber denize gittiğimizde çekildiğimiz bir fotoğraf vardı. Güreş yapıyorduk sanırsam. Küçük kesitler halinde hatırladım o günü. (İlk bölümlerde bahsetmiştim)

Telefonu Kakucho'ya uzatırken binaya doğru ilerlemeye başladım. Tam olarak ev veya iş yeri denemezdi buraya. Bir bölümü bonten işlerinin ana üssü olarak kullanılırken diğer tarafta büyükler olarak biz kalıyorduk. Bir kısım işkence odaları ile doluydu, garip bir yerdi.

Girişteki görevliler beni görür görmez eğildiler. İçlerinden biri Yui'yi görünce "işkence odasını hazırlatayım mı?" Diye sordu. "O benim misafirim" dedim keskin bir dille. Çalışanların gözleri şaşkınlıkla açıldı. İlk defa beni bir kızla görüyorlardı.

Ev denebilecek yere gelince hizmetlilere banyoyu ve misafir odasını hazırlamalarını söyledim. Kendi odama geçince Yui'yi yatağa bıraktım. Kendi kendine sessizce bir şeyler mırıldanıyordu. Acaba sabah bu akşamı hatırlayacak miydi?

Onun için rahat bir şeyler çıkarıp yatağa koydum. Ardından kendim için bir şeyler çıkarıp odamın lavabosuna geçtim. Üstümü değiştirdikten sonra Yui'nin yanına geri gittim.

Yui hala kendi kendine bir şeyler söylüyor ve sırıtıyordu. Kapım çalınca "gir" komutunu verdim. Hizmetlilerden biri bana banyonun ve misafir odasının hazır olduğunu söyledi. Yui'yi ayağa kaldırmaya çalıştığımda bana baygın gözlerle baktı. Kendi başına kalkamayacağını anlayınca tekrardan kucağıma aldım.

Onunla banyoya girmem mantıklı olur muydu? Evet bunu yıllar önce yapmış olabiliriz ama bu su an rahatsız olmayacağı anlamına gelmiyor. Banyonun kapısının önünde durdum ve Yui'ye baktım. Bana ne oldu der gibi bakınca "seninle banyoya girmem sorun olur mu?" Diye sordum soğuk ses tonumla.

Tokyo Revengers | Sano ManjiroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin