21.11.1999. aslan, avlanmak için doğar.

17.5K 1.6K 1.7K
                                    




21.11.1990.

aslan, avlanmak için doğar.

bu alıntıyı normalde doğum gününe özel sosyal medya hesaplarımdan paylaşacaktım. sıradaki bölümün flashbackiydi ama fazla uzun oldu, o yüzden bir bölüm olarak paylaşıyorum. sıradaki bölümde flashback olmayacak yani. buna sevinenler olduğu kadar üzülenler de olacağını biliyorum flashback sevenler yüzde elli yüzde elli ama bu kitabın doğası bu. iyi okumalar!

syml, the war

no clear mind, alone and together

wattpad profilimdeki link'ten duzah ve perva için yaptığım çalma listelerine ulaşabilirsiniz. tüm şarkılar içinde.

2016

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2016

O gece ölümü tam 21 kez düşledin.

Uyandın kâbusundan ve kalbindeki Tanrı'yı herkesten gizledin.

Mezarlık soğuk ve sessizdi. Saatlerdir etkisini kaybetmeyen fırtına, yapraklarını dökmüş olan ağaçları kökünden sarsabilecek kadar kuvvetli esiyordu. Hatta bu yüzden, buraya gelirken arabayı mezarlığın içine kadar sokamamıştı. Çünkü koca bir çınar ağacı mezarlığın kapısına doğru devrilmişti.

Yağmur hızını kesmeden yağarken yürümeye devam etti. Ayağındaki siyah postallar çamura batmıştı ve üzerindeki deri ceketin de şiddetli yağmur yüzünden pestili çıkmıştı. Havanın neredeyse sıfırın altına düştüğünü tahmin ediyordu ama bu havalar bile onun için yeterince soğuk değildi. Annesinin geldiği yerde yeni doğan çocuklar karın içine bırakılırdı, bir daha hiç üşümesinler diye.

Annesine uyum sağlamak en çok bu konuda basit olmuştu onun için.

Etraf kapkaranlık olmasına rağmen yürümekte zorlanmıyordu çünkü yolu ezbere biliyordu. Ne kadar buraya çok sık gelmese de... Sadece yılda bir geliyordu ama o kadarı bile yeterliydi bu yolun zihninin içine kazınması için, çünkü bir şeyi gördüğünde bir daha hiç unutamıyordu.

Ne kadar unutmak istese de.

Bazı insanların bir hediye olarak göreceği her şey ona bir lanet olarak bahşedilmişti. Bunun için ağlayıp sızlanamazdı artık. Sadece kabul edip yola devam edebilirdi. Hayatındaki her şeyde yaptığı gibi.

Ellerini ceplerine koyarak adımlarını hızlandırdı. Aslında buradan bir an önce defolup gitmek istediği için acele ediyordu. Burayı ziyaret etmenin onu rahatlattığı yoktu, iyi geldiği yoktu, herhangi bir güzel etkisi yoktu. İlk başta... Yani annesi öldükten sonra bir süre buradan çıkamasa da sonunda devam etmek zorunda olduğunu kabullenmişti.

DUZAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin