Bölüm 1

78 7 25
                                    

bu hafta biraz zorlu geçmişti. Işıl'ın işleri yavaş yavaş yoluna girerken annem ve babamda bu ekonomik durumda ayakta kalmaya çalışıyordu. Işıl'ın bu gün nişanı  vardı ve ben evin diğer kızı olarak temizlik yapıyordum kardeş olmak bunu gerektirir.

Evin kapısı çaldığında üstümü düzeltme gereği duymadan kapıyı açmıştım ki karşımda eniştemin kardeşi olan Atlas'ı gördüğümde kapıyı kapatmak istemiştim. Benden sadece bir yaş büyüktü ve iki yıldır ona aşıktım. Elinde tatlı tepsisi ve poşetlerle bana bakıyordu. Gülümseyerek...
Tanrım bu nasıl bir gülüş baş döndürücü...

"Gece güzelim nasılsın" Dediğinde uzun süre kendime gelmek istemedim.

" hoş geldin içeri koy istersen onları ben de sana bir kahve yapayım" Dediğimde o elindekileri bırakmış ve bana bakarak

"Teşekkürler güzellik ama gerek yok sevgi ile buluşacağım" Dediğine de sanki kalbime bir hançer saplamış ve durmadan çeviriyordu. Bir şey demedim o da bir şey demeden çıkıp gitmişti. Onun gitmesi ile sert bir şekilde kapıyı kapatmış ve duvarın dibine oturarak ayaklarımı kendime çekmiştim. Gözlerimden akan yaşları silmiyorum bile...

Akşam olmuş ve misafirler gelmişti. Atlas'ın gelirken yalnız gelmemiş sevgilisini de getirmişti . Ben ise nişan biter bitmez odama çekilmiştir. Işıl ve Yalın biraz dolaşacaklarını söyleyerek beni de çağırmışlardı. Atlas sevgilisi ile gelecekti ben yalnız kalacam diye düşünürken Yalın'ın kuzeni bana eşlik etmişti. Kuzeni benden üç yaş büyüktü. Benden bir kaç yaş büyük olsa da bana karşı samimi ve iyiydi. Bir kafeye gelmiş bir şeyler  içecek sonra da istanbul sokaklarında dolaşıp eve geçecekti.

"Evet hanımlar beyler tatlı olarak ne alırsınız" Dedi yalın

"Ben vişneli turta alayım " Dedi Atlas'ın sevgilisi ardından ablam da aynısından istedi erkeklerde ne alacaklarını söylediğinde geriye sadece ben kalmıştım.

"Önerir misiniz sevgi hanım ben de yiyeyim mi? " Dedim gülümserken

"Bilmem ki ben senin ağız tadını bilmiyorum" Dediğinde

"Ben seninkini biliyorum ama" Dedi fısıltıya yanımda oturan Işıl ve Yalın'ın kuzeni Aras duymuştu aras gülecekti sonunda vazgeçmişti. ardından ev yapımı sufle istedim geriye yaslandım.

"Aa sen böyle yerlerde sipariş vermeyi bilir miydin? Gerçi istediğin tatlıya bakılırsa Senin gibi birinden de bu beklenirdi zaten"Dediğinde yanımda oturan Işıl kolumdan tutu

" Pardon sevgi ablacım ne varmış benim Siparişlerim de" Dedim abla kelimesini bastırırken benim soruma karşılık alayla sırıtıp

"Ne bileyim çok paspal varoşça kalmış yani! Benim sevgilim senin gibi kızlardan hoşlanmaz zaten bu yüzden benim ya kendisi" Dedi Atlas'ın boşta olan elini sıkıca tutarken bakışlarım kısa süreliğine Atlasa döndü. Gözlerim doluyor ve sinirleniyordum. Beni terk etmesi yetmiyormuş gibi şimdi de sevgilisi hakaret ediyor o da onu susturmuyordu. Bakışlarım kolumu tutan ablama döndüğünde sertçe yutkundum.

"Sakın Gece sakin ol" Dediğinde gülümsemiştim sadece biliyordu ne yapacağımı ve ben de gerekeni yapacaktım.

"Ben şimdi senin beynini patlatmaz mıyım? " Diyerek ayağa kalktığım gibi o zillinin saçlarını elime doladığım gibi yere atmıştım. Herkes bizi ayırmaya çalışırken ben onu tokat manyağı yapmış ardından saçlarını tuttuğum gibi yere vurmaya başlamıştım kafasını...

Şimdi kapının önünde bekliyordum. Kavga ayrılmıştı. İçeriden çıkan Atlas ile bakışlarım ona döndü.

"Atlas-" Diyordum ki eli ile beni susturdu 

"Şimdi değil güzelim iyi geceler" Dedi ve arabasına binip gitti Işıl ve Yalın de gidince ben ve aras kalmıştık herkesin gitmesi ile dolu olan gözlerimde olan yaş yanağımdan boynuma doğru bir yol çizmişti. Aras hüzünle bana bakıyordu. Eve gitmek için arkamı dönmüştüm ki aras seslendi.

"Bu saatte tek başına gitme gel benimle fıstık" Dediğinde itiraz etmeden arabasına bindim. Yolun yarısına yetişmiştik ve ikimizde konuşmuyorduk. Sessizliği bozan aras olmuştu.

"Vallahi eline sağlık Gece ne güzel dövdün tebrik ederim özellikle o tokat ve sondaki zeminle defalarca buluşan kafa mükemmel" Dedi dalga geçerken utanarak bakışlarımı dışarı çevirdim.

"Aras ya " Dedim o ise bu halime küçük bir kahkaha atmıştı. Ardından da bana sevgi denen o kadından hiç hoşlanmadığını dile getirmişti iyi ki onu o şekilde dövdüğümü söylerken de gözlerinde yalan kırıntısına dahi rastlamamıştım.  Neyse ki gece sonunda son bulmuş beni eve bırakıp gitmişti. İçeri girdiğimde sinirle bekleyen bir baba görmek beni nedense şaşırtmadı.

"Neredesin ulan sen" Diyerek yüzüme sert bir tokat atmıştı ki annem ve ışıl araya girmek isteyince ona engel olmuş ve saçıma yapıştığı gibi beni odama atmıştı. Annemin ve ışıl'ın yetişmesine müsaade etmeden kapıyı kapatıp kilitlenmişti. Ben geri geri giderken o belinde olan kemeri çıkartıyordu.

"Baba yalvarırım aç kapıyı" Diyen ışıl ve ağlayan annemin çaresiz bir şekilde beni kurtarmak için çabalamaları babamın vicdansızca bana vurması ve benim bağırırsam daha fazla döveceğini bildiğim için benim acıdan gebersem de sesimi çıkaramam bunların hepsi resmen yarım saatte olmuştu. En son babam bedenimi fırlatır şekilde yere atmış ve odanın kapısını açarak çıkıp gitmişti. Onun gitmesi ile  annem ve ışıl içeri girdi benim yara olmuş yorgun düşmüş bedenimi kaldırıp yatağa koyduklarında acı içinde inledim.

"Anne lütfen beni yalnız bırakın" Dediğimde itiraz etmelerine müsaade etmedim. Onların çıkması ile zorluklar yataktan kalkmış ve duşa girmiştim. Acıyacağını umursamadan bedenimi ılık suyun altına soktum. Bir gün son bulacaktı bunu adım gibi biliyordum.

Ama ne zaman????

AMOR (GECE & ATLAS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin