Bölüm 15

5 4 19
                                    

Hızlı adımlarla yanlarına gittiğim gibi kadının bileğinden tutup çevirdim.

"Bana bak yelloz kocamdan uzak dur"

"Aa ne yapıyorsun be bırak beni" Diye ince sesiyle bağırınca bakışlar bana dönmüştü. Ama ben bunu umursayacak kadar çekingen bir kız değildim. Vücuduma giren ağrıyle onu geriye doğru itmiştim. Bir iki adımda sonra bileğini ovalayarak bana bakarken Atlas'ın elini karnıma koyarak beni biraz geri çekti. Sırtım onun göğsüne değerken çenesini kafama koydu. Bu hareketti tüm sinirimi alırken kadın bağırmaya yeltenmişti bu sefer ben konuşmadan Atlas konuştu.

"Karıma cevap verme!" Dedi kadın sinirle yanımızdan uzaklaşırken  Atlas beni bırakmadan kasaya ilerledi. Aldığımız ürünlerin fiyatını öderken kasada duran kızda aynı bakışlarla Atlas'a bakarken ben Atlas'ı kenara alarak kızın karşısına geçtim.

"Kocamı süzmen bittiyse artık şu ürünlerin hepsini geçsen diyorum" Dedim kaşlarım çatılmış bir şekilde Atlas ise gülerek bana bakıyordu.

"Sen de arabaya gidiyorsun" Dedim işaret parmağımı ona doğru sallarken o ise eşyaları nasıl tek başıma taşıyacağımı sorguluyordu. Ben sıkıntı olmadığını eğer biraz daha ona kız bakacak olursa polisler eşliğinde nezarethane ye götürülüyor olacağımı söylediğim de gülümsemiş ve saçlarımın arasından öperek dışarı çıkmıştı. Ürünlerin ödemesini yapıp alışveriş arabasını ittiğinde sırtıma ağrı saplanmıştı. Ses çıkarmamak için sıkıca kapattığım gözlerimle acının dinmesini beklerken omzuma dokunan kişiyle beraber gözlerimi açıp elin sahibine baktım. Genç benden iki üç yaş büyük bir adam karşımda duruyordu. Elinde bir tane poşet vardı. Uzun siyah saçlarını fön makinası ile Düzeltmişti. Gri tişörtünü siyah pantolonunun içine geçirmiş koluna asmış olduğu siyah ceketini diğer eline alarak  

''iyi misin hanımefendi'' dediğinde başımı sallamakla yeltenmişti. tekrar konuşacağı sırada telefonu çalmış müsaade isteyerek açmıştı. 

''efendim karıcım'' dedi parmağında alyansı görmemiştim. genel erkekler işte yüzük takmazlar. 

''..'' karşı tarafın dediği şey onu gülümsetirken 

''tamam canım sen in ben geliyorum'' dedi ve kısa sürede telefonu kapatmıştı. bana döndüğünde beklettiği için özür dilemişti. Boşta olan elini arabanın üzerine koyarak dışarı çıkınca ben de onu takip etmiştim ki. Siyah arabasına yaslanmış kollarını bağlayarak çatık kaşlarla bana bakan Atlas'ı görümce şirince gülümsedim. evet benim mağara adamı yükleniyor arabanın yanına kadar getirdiğinde teşekkür ederken Atlas beni arkasına alıp adamın karşısına dikilmişti. adam ise anlamaz gözlerle ona bakarken ileride kırmızı günlük elbiseyle karnı burnunda olan kadın yanımızda olan adama seslenince atlas  bir şey demden bana baktı. ben ise onun aksine kaşlarımı çatmıştım. onu geri çekerek adama teşekkür ederken o iyi günler dileyerek gitmişti eşinin yanına. kaşlarımı daha da çatmış öfkeyle arkamda duran adama döndüm. 

''inanamıyorum sana Atlas mağaradan dün mü çıktın hayatım adam sadece yardım ediyordu.'' dedim o ise benim aksime sırıtıyordu. yüzümü avuçlarının arasına alıp 

''kaç yıllık kocanı tanımıyor musun yavrum'' dedi dalga geçerek. omzuna sertçe vurup ondan kurtularak arabaya binmiştim. o da eşyaları arabaya yerleştirip yerini almıştı. sonunda eve gidiyorduk ve ben deli gibi yorgundum. başımı koltuğa yasladığımda uyuyacağımı anlamıştım. tam gözlerimi kapatmıştım ki elime temas eden parmaklarla gözlerimi açtım. 

''güzelim uyuma şimdi yemek yedikten sonra uyursun'' dedi ama ben uykuya direnecek kapasitede bir kız değildim.  başımı olumlu anlamda sallasam da gözlerim kapanmıştı. Atlas elimi bırakmadan uyumama müsaade ettiğinde artık tamamen kendimi uyuya teslim etmiştim.  
 

AMOR (GECE & ATLAS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin