"Gece sakın olur musun? " Dedi bunu diyen atlastı. Deniz ilerdide durmuş bize bakıyordu ev halkı da ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Sakin mi olmalıyım? Sen hangi yüzle daha burada durabiliyorsun! Defol! Evimden hemen defol git! " Dedim tüm sesimle akan yaşımı hızla silmiştim. Deniz ağzını açmadan Beril yenge araya girmiş aptal oğlunu savunmaya kalkmıştı. Onun bu hallerine diyecek bir şey yoktu. Atlas bana dönmüş söyleyip söylememek için izin istemişti. Başımı öfkeyle olumlu anlamda salladım. Atlas kısaca her şeyi söylediğinde Beril yenge fenalaşırken bir süredir sadece susarak beni delirten deniz konuşmuştu.
"Hepiniz beni geceyle yalnız bırakın! " Dedi öfkeyle Atlas dışında herkes içeri girmiş bahçede bizi yalnız bıraktıklarında deniz atlasa dönmüştü. Atlas beni yalnız bırakmayacağını belli ederken beni de alıp koltuğa oturdu. Sırtımı atlasa yaslamış kollarımı göğsümde bağlayarak açıklama yapmasını bekliyordum. Deniz karşımda oturmuş kırgın pişman bakışlarını yerden kaldırmış gözlerime bakmıştı.
"Siz İzmir'e gitmeden bir buçuk ay önce biz esrayla kavga ettik. Benden ayrılmak istediğini söyledi. Sebebi ise beni aldatmasıydı! Beni bir yıldır aldatırken ben hep salak gibi peşinde dolaştım. Bunu öğrendiğimde çok öfkelendim.. . " Dedi sesindeki öfkeden anlayabiliyordum ne kadar sinirlendiğini başını ellerinin arasına aldı. Bir süre o olayda takılı kalmış sessizce ağlamıştı.
"... Bir anlık öfkeyle bara gittim içmeye o zaman ne olduysa oldu gece yemin ederim kim olduğunu bilmiyordum. Çok çok sarhoştum üstelik o gecenin sabahında yanımda yoktu bile.. " Deniz kendini açıklarken dolu gözlerimi atlasa çevirdim.
"Neden bana söylemedin böyle bir şey " Dedim
"Yapmadım gece böyle bir şey nasıl söylenir ki"
Deniz kendini ifade ettikten sonra biraz konuşmuştuk ona kırlımıştım eğer bana gerçeği anlatmış olsaydı bunların hiç birini yaşamazdık. Ama kendisi bunu benden saklamış atlastan ailemden uzakta kalmama müsaade etmişti. Ona kırgın olsam da küs kalamazdım. Onu hiçe saysam da bağırıp çağırsam da bu bizi geçmişe götürmeyecek ya da yaşadıklarımızın hiç birini silmeyecekti. Şu anki duruma bakılırsa atlasla barışmıştık. Bir iki güne nikah işlemlerini yapıp tamamen birlikte olacaktık. Ona kırgın kalacak tam affedene kadar da eskisi gibi olmayacaktım. Bunu o da biliyordu. Saçlarımdan öpüp bana sıkıca sarılmış içeri gitmişti. Başımı atlasın omzuna yasladığım Atlas bana kısa bir bakış atarak
"Aferin benim karıma" Dedi gülümserken bu lafına kahkaha atmış
"Daha karın değilim aslında bakarsan hala bekar bi anneyim" Dedim ve yanından kalkmıştım. Ona arkamı dönmüş eve doğru giderken peşimden geleceğini biliyordum. Arkadan sıkıca sarılmış elinde tutmuş olduğu tek taşı ortaya çıkarak kulağımın arkasından öptü.
"Benimle her şeye var mısın? " Dedi yaptığına küçük bir kahkaha atarken ona dönmüş sıkıca sarılmıştım. Saatin geç olmasıyla herkes dağılırken sadece biz kalmıştık. Ozan uyuduğu için atlasla film izlemeye karar vermiştik. Bir kaç atıştırmalıkla birlikte atlasla yan yana oturmış elini tutarak başımı göğsüne yaslamıştım. Kokusunu özlemiştim ciğerlerim onun kokusuyla tekrar tekrar doluyorken aşkık oluyordum. Kalp atışlarım yine hızlandı duyduğuna emindim. Atlasın elini sırtımı okşarken ben daha fazlasını istiyordum. Yıllardır uzak kaldığım bedeni tekrar istiyordum. İsmi dudaklarımdan inler gibi çıktı kafasını boynuma gömerken tekrar inledim. Daha fazla dayanamıyordum. Kadınlığım onun için sızlıyordu. Elim erkekliğine doğru yol alırken kendi beni hızla kendine çevirip kucağına çekmişti. Ellerimi omuzlarına yerleştirmiş. Öpüşmemizi derinleştiemiştim. Kalçamı iki yandan tutarak sertçe kendime bastırıyordu. O tekrardan hissetmek tarif edemeyeceğim kadar güzel bir duyguydu. Bir eli bacağımı diğer eline sırtımı okşadı. Öpüğmemiz kısa sürede alevlendi. Kucağında taş gibi sert aletine sürtünüyor, ağzına doğru inliyordum.
Kahvelerine bakmak için geri çekildiğim hafifçe o kadar büyüyleyiciydi ki gözlerimi alamıyordum. Yüzünde küçük gülümsemeyle konuştu.
"Çok güzel bakıyorsun bana... Çokta iyi geliyorsun" Dedi anlını anlıma yasladı ardından
Ozanın sesini duyduğumda kucağından inmiştim. Ozan gözlerini kaşıyarak acıktığını söylerken onu babasının yanında bırakmış yemeği hazırlamak için mutfağa gitmiştim. Ozan için bir şeyler hazırlamıştım. Yemek yemiş uyumak istediğini söyleyerek beni alıp odaya çıktı. Kısa sürede onu uyutmuştum. Aşağı indiğimde Atlas ortalıkta görünmüyordu. Mutfaktan duyduğum küçük seslerle oraya ilerledim. Bulaşıkları yıkayacaktım fakat sevgilim benden önce davranmış yıkamıştı hepsini tezgaha koyulmuş kuru havluyla elini kurtarak bana döndü. Yanıma gelmiş beni belimden yakaladığı gibi tek hamlede tezgâha oturtup bacaklarımın arasına yerleşti. Yüzümü avuçlarının arasına almış beni öperken benim ellerim kaslı kollarındaydı.
"Eğer ozan bir kez daha bu anı bölerse uyku işacı verecem" Dedi sesindeki arzu artık tahammül edemiyordu. Dedine küçük bir kahkaha attığımda o da gülümsemişti. Dudaklarımız buluşmadan hemen önce beni sevdiğini söylemişti...
Aradan geçen iki günün ardından nikah işlemleri tamamlanmış şimdim ise nikah için hazırlanıyordum. Ablamın zoruyla giyindiğim beyaz elbiseye son kez ayna karşısında baktım. Sonunda o gün gelmişti evleniyorduk. Dalgalı saçlarımı araya atarak ışıla gülümsemiştim. Odanın kapısı çaldığında bakışlarımız oraya dönmüştü. Ozan üzerinde siyah takım elbise elinde küçük bir buketle bana gülümsemiş ve çiçeği bana doğru uzatarak göz kırpmıştı. Onun bu hareketine ışıla küçük bi kahkaha atmış ve sırayala Ozan'a sarılmıştık. Ozan bana elini uzatarak
"Anne çok güzelsin" Dedi. Elini tutmuş yapmış olduğu saçından öpmüştüm. Birlikte gidecektik ışıla önümüzden çıktı arkasından ben ve ozan da gittik. Atlas koridorun sonunda biliyordu beni. Benim gelmemle alkışlar koparken gülümsemiş ve oğlumun birleşmiş ellerimizi babasına uzatmasını izledim. Atlas elimi tutmuş ve Ozan'ı öperek masaya doğru ilerlemiştik. Sonunda benim olacaktı sonunda bir olacaktık. Hızlanan kalbimi yatıştırmak için derin derin nefesler alırken atlasın dokunuşunu sırtımda hissettim.
" *** belediyesinin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum. Gelin hanım buyurun" Dedi bana evlilik cüzdanını uzatırken titreyen ellerimle almıştım cüzdanı herkes ayağına basmamı söylediğinde atlasa bakmış göz kırparak ayağına basmıştım. O ise anlıma küçük bir öpücük kondurmuştu. Herkes gelip tebrik ederken deniz uzakta durmuş buruk bir halde bizi izliyordu. Oysa ne çok isterdim onun benimle olmasını. Çocukluk arkadaşım olarak yanımda olmasını. Salona elinden silahla dalan sevgiyi gördüğüm de korkarak atlasa bakmıştım. Elindeki sis bombalarını atıp yüzüne maske koymuştu. Atlas herkesin yere yatması için bağırmıştı. Yalın cansu ve ışılın üstüne kapanırken aynı şekilde Atlas benim üzerime kapanmıştı. Benim ise tek düşündüğüm oğlumdu. Ozanı yer de Harketsiz şekilde gördüğümde çığlığıma engel olamamıştım. Atlası üzerimden atarak kalkıp yanına koşmuştum. Yanında dizlerimin üzerine düştüğünde sırtımda hissettiğim acıyla inlerken umursamadan almıştım kucağıma Ozan'ı. Bedenimde oluşan acıya daha fazla dayanamamış yere yığlmıştım. İkinci silah sesiyle kapatmıştım gözlerimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMOR (GECE & ATLAS)
Teen FictionYıllar önce birleşmiş iki kalpten ne beklenir ki??? Hala birini seven iki kalp vazgeçebilir mi birbirinden ??? Sanırım bu sorunun cevabını hepimiz biliyoruz Amor: aşırı sevgi ve bağlılık duygusu.aşk..