Bölüm 9

17 4 25
                                    

"SEN NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUN"

Babama neredeyse yarım saattir bana bağırıyordu.  Selim soluğu babamın yanında almıştı. Işıl sakın kalmam için elimden sıkınca tutmuştu. Kendime engel olamadan ayaklanmış babamın karşısına geçmiştim.

"BANA BAK BU ADAMLA EVLENECEKSİN"

"SEN İSTESEN DE İSTEMESEN DE BEN O ADAMI SEVİYORUM VE BU MİKROP LA DA HAYATTA EVLENMEM" ikimizde sinirliydik. Babam yine bildiğiniz gibi elini kaldırmıştı ki selim önüne geçti.

"Yapma görkem baba" Dediğinde Büyük bir nefretle ona bakıp kendimden ittim.

"Senin korumana mı kaldım ben" Dedim babam bu hareketimde daha da sinirlenmiş koluma yapıştığı odama götürmüştü. Ama tahmin ettiğim şeyi yapmak yerine beni odaya atmış üstüme de kapıyı kilitlemişti. Telefonumun çalmasıyla hemen gitmiş ve açmıştım.

"Yavrum iyi misin ışıl mesaj atmış" Sesi de oluşan yoğun endişeyi alabiliyordum.

"İyiyim merak etme" Demiştim ki odanın kapısı açılmıştı. Korkarak ayaklandım. Selim gelmişti. Kalp atışlarım hızlanırken telefonda bana seslen Atlas'a cevapta veremiyordum.

"Hem dışarı çık" Dedim gözlerim dolmuştu. Neden mi? Çünkü Selim'in Bakışları arzu doluydu. Bu beni korkutuyordu.

"Babandan izin aldım hazırlan da dışarı çıkalım gececim" Dedi bıkkın bir nefes verip onun inadına telefonu kulağıma koyarak 

''sevgilim ben seni ararım birazdan'' dedim atlas bir şey olursa aramamı söyleyerek dikkat etmem için tonla laf söylemiş ardından sevdiğini söyleyerek kapatmıştı. Selim ise koca bir sinirle bana bakıyordu. ona kenara itip dışarı çıktım. salonda oturmuş kahvesini içen babamın yanına gittim. 

''gerçekten babam olmadan utanıyorum sana kaç defa dedim ben bu adamı istemiyorum diye sen gitmiş buna izin veriyorsun''

''kaşınma gece defol git hazırlan'' dedi gazetesini açıp okurken 

''ışıl da benimle gelecek'' dedim o gazeteyi açtığı gibi kapatmış reddetmişti dediğimi ben ısrar edince sinirlenmişti. ışıl devreye girip onu yalının yanına bırakmamızı istedi. babam ilk başta kem küm etmiş sonunda kabul etmişti. hazırlanmak için odama girdiğimde eşyalarımı karıştıran Selim'i gördüğümde yakasından tutup odamdan atmışım. ışıl odama girdiğinde hala yatakta oturuyordum. 

''ışıl bizi yalnız bırakmayacaksın değil mi?'' dedim o ise bırakmayacağını söylemişti. bana sarılmış ardından odadan çıkıp evden ayrılmıştık. selim arsızca arada bana bakıyordu. ışıl arka koltukta oturmuş ben ise babamın zoru ile ön koltuğa oturmuştum. yol kenarında durduğunda bakışlarım ona döndü. 

''baldız in arabadan?'' dedi aynadan ona bakarken 

''sen ne yaptığını sanıyorsun hangi cehenneme süreceksen sür şu arabayı'' dedim sinirle arkaya baktığında açılan ceketinin altındaki  silahı gördüm. 

''ışıl in'' dedim o ısrar edecekti ki müsaade etmeden inmesini söyledim. o arabadan indiği gibi Selim arabayı kökleyerek oradan ayrılmıştı. son gördüğüm şey ise ışılın birini aramasıydı. titreyen ellerim cebime gitti. telefonu gizlice açmıştım ki bacağımın üstüne aniden ellini koyan selim ile irkilmiştim.

''ne o o piç kurusunu mu aramayı düşünüyorsun?'' dedi elini ittim. onun bu sözleri beni deli ederken elini itmeme sinirlenmiş ve sıkıca tutmuştu elimi.

''bırak beni hayvan herif'' dedim bir yandan bağırıyor bir yandan da elimi çekmeye çalışıyordum. ormanın içinde boş bir eve geldik. arabadan inmek istemediğimde saçıma yapışıp beni eve sürüklemişti. eve girdiğimizde ondan kurtulup yukarı doğru kaçmaya başladım. o da peşimden geliyordu. odalardan birine girip kapıyı kilitleyemeden kendi gelmişti. ben de telefonu çıkarıp Atlas'ı aradım.

''atlas'' dedim 

yine ağlıyordum. kendime hakim olamamıştım. Selim içeri girdi kapıyı hızla iterken Telefonu elimde gördüğünde kaşları çatılmış hızla bana doğru gelmişti. Ben ise ondan kaçmış ve banyoya girip kapıyı kilitlemiştim.

"Gece ses ver iyi misin? "

"Atlas lütfen beni kurtar bu hayvanın gözü dönmüş" Dedim ağlarken

"Dayan güzelim yoldayım" Dedi telefonu kapatmamamı söylüyordu. ona konup attıp Sakinleşmeye çalışırken Selim'in  kapıyı kırması benim daha da gerilmemi sağlamıştı. Elindeki telefonu alıp kırarken ben bana vurmaması için kollarımı yüzüme siper etmiştim. Ama vurmak yerine saçlarımdan tutup odaya doğru sürükledi.

''seni sevmeyen bir kadına sahip olmak isteyecek kadar aşağlık bir adamsın'' dedim bir eli saçlarıma dolanmışken diğer eli boğazımı tutuyordu. yüz yüzüme yakındı. söylediğim şey onu hem sinirlendirmiş hem de kırmıştı.

''beni sevmeni istiyordum'' bu cümleyi söylerken sesi titremişti. 

''ben sadece Atlası seviyorum senin gibi şerefsizi asla sevmem'' dedim suratına tükürürken o ise bu yaptığımda saçlarımı koparırcasına çekmişti. acı içinde inledim. 

"Bırak beni gerizekalı" Dedim fakat dinleyen yoktu. Beni yere doğru fırlattı. Zar zor düşmemek için ayakta durmuştum. Bana doğru hamle yapacaktı ki yatağın üzerinden kapıya doğru koşmuş dışarı çıktığım gibi kilitlemiştim o bağırarak kapıya vuruyor açmam için küfürler ediyordu. Çıplak ayaklarımı umursamadan evden çıkmıştım. Deli gibi titriyordum. O sırada Atlas arabayı durdurduğu gibi koşarak yanıma gelmiş bir şey demeden sıkıca sarılmıştı. Ben ağlayışlarımın arasında onun odada kilitli olduğunu söylerdim. Benim arabaya geçmemi söylediğinde başımı olumlu anlamda sallamış arabaya doğru ilerlemiştim. Ön koltukta oturup ayaklarımı kendime çektim. Atlas çok geçmeden gelmiş şoför koltuğunda yerini aldığı gibi arabayı çalıştırmıştı. O tüm dikkatle arabayı kullanırken ben onu izliyordum. Evden hemen çıktığı belliydi. Üstünde siyah pijama ve gri bir tişört vardı. Saçları uykudan  yeni uyanmış gibim dağınıktı. Uzun ince parmakları direksiyonu koparırcasına sıkarken parmaklarının üstündeki yaralar Selim'i dövdüğünü söylüyordu. Bakışlarım son kez yüzünde dolandı. ardından bakışlarımı ondan çekip dışarı çevirdim. ağlamamak için bedenim kasılırken araba durmuştu. Atlas'ın evine gelmiştik. inmeme izin vermeden kendi inmiş benim yanıma gelip kucağına almıştı. itiraz edecek değildim. o beni taşırken kafamı omzuna koyup aşık olduğum kokusunu ciğerlerime doldurup sakinleşmek için gözlerimi kapatmıştım. 

bundan sonra ne olacak bilmiyordum. Selim denen hayvandan nasıl kurtulacaktım? babam yine beni yok sayacak mıydı?

Atlas beni odasına götürmüş duş almamı söylemişti. duşa girerken o ışılı arayacağını söylemişti. sıcak suyun bedenimde yol olmasın izin verirken bacaklarımı kendime çekmiştim. kapı çaldığında cevap vermeden boş duvarı izliyordum. kapı bir kaç kez daha çalmış Atlas iyi olup olmadığımı sormuştu. ben de iyi olduğumu birazdan çıkacağımı söylemiştim. o ise odada beklediğini söylemişti. kendime gelerek hemen yıkanmış ve atlasın vermiş olduğu kıyafetleri giyinerek dışarı çıkmıştım. zaten kapıyı açar açmaz beni bekleyen Atlası görünce küçük bir gülümseme sunmuştum. yatağa uzandığımda üzerimi örterek saçlarıma kısa bir öpücük bırakmıştı. 

''sen dinlen bitanem ben aşağıdayım'' dedi gitmek için hamle yapmıştı ki elini tutum. 

''benimle uyur musun eski günlerdeki gibi'' dedim o ise bir şey demeden yanıma uzanarak  beni kendine çekmişti. başımı göğsüne koyarken o belime sıkıca sarılmış yüzünü nemli saçlarımın arasına gömüştü. özlemiştim onun uyumayı yıllar sonra tekrardan bedenim onun kaslı güvenli kollarındaydı. 

ve benim bu kollardan ayrılmaya niyetim yoktu.

AMOR (GECE & ATLAS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin