Ertesi gün babamın sesi ile uyanmıştım. Adamın birazdan geleceğini söyleyip duruyordu. Sırf ona maruz kalmamak için uzandığım yataktan doğrularak ayaklarımı yataktan sarkıttım. Odam toparlanmıştı. Annem toplamıştı. Babam tekrar odamın Kapısında belirdiğin de tamamen kalkmış ve banyoya girmiştim. Onu her gördüğümde kavga etmek istiyordum. Sonunda duş almış ve hazırlanmıştım. Telefonumu ve cüzdanımı alıp odadan çıktığımda kapının önünde babamla selamlaşan adamı gördüğümde kaşlarımı çattım. Adam babamla kısa bir sohbet edip arkada duran bana baktı. Bakışları üzerimde gezinirken rahatsız olmuştum. Işıl önüme geçip selam verdiğinde bakışlarını ona dikmişti. Neyse ki babamın uyarıları eşliğnde arabaya bitmiştir. Ben istemeyerek ön koltuğa oturdum ışıl da arka koltukta oturmuştu ama bakışları o adamın üzerindeydi.
"Hanımlar görkem babam acelesi üzerine tanışamamıştık ben Selim çınar" Dedi bana dönerken babama baba demesi beni ayrı bir gıcık etmişti. Elini bana doğru uzatmıştı. Parmaklarını ucundan tutup hafifçe sıktım. O elimi tutmaya yel yenmişti ki ışıl araya girip sıkıca tutu elini adamın
"Işıl ben gece'nin ablasıyım" Dedi onun her zaman yanımda olmasına binlerce kez şükür ediyordum. Ben deniz'e kaldığımda babamı sakinleştiren de oydu. Beni bu denli koruması yalnız olmadığını sürekli bana hissettirmesi. Canım ablam ya!
Selim elini ışılın elinden kurtarıp arabayı çalıştırdı. Yolda giderken bakışlarım sürekli telefona gidiyordu. Bir umutla Atlas'ın aramasını istemiştim ama istediğimi bana vermemişti. Açık kalan bacağımda el hissettim anda hızla elini itmiştim. Bana temas etmesi beni korkutuyordu. Sonunda mağazaya geldiğimizde arabadan kendimi atar gibi atmıştım. Işıl yanıma gelip koluma girdi."O senin bacağına mı dokundu bana mı öyle geldi" Dedi .Başımı olumlu anlamda başımı salladığım da bize doğru gelen Selim'e ters bir bakış atıp koluma girdi. Beni o gelmeden içeri geçirip dalaşmaya başlamıştı hiçte bir şey almak istemiyordum. Önüme çıkan ilk kıyafeti almış kabine ilerlemiştim. Işıl da arkamdan gelmişti. Ben giyinmiş üstüme tam oturduğunu görünce hemen geri giyinmişim. Işıla kıyafeti vermiş bunu alacağımı söylemiştim. Oda ısrar etmeden kasaya ilerledi. Kabinden çıkacaktım ki önüme geçen Selim ile bir adım geri gittim.
"Çekilir misin? " Dedim bana karşı bir adım attığında ikimizde kabinin içine girmiştik.
''neden bana bu kadar uzaksın güzelim?'' dediğinde Güzelim kelimesini onun ağzından duymak nedensizce midemi bulandırmıştı. iğrençti. korkmak yok gece korkmak yok! sinirle yakasına yapıştım. o teslim olur gibi ellerini kaldırmış aptalca sırıtırken
''bana bak eğer hareketlerine dikkat etmez her seferinde bana asılmaya kalkarsan gömerim seni buraya'' dedim onu fırlatır gibi iterken o ise benim onu itmemle bir adım geri gitmişti.
''şimdi değil şimdi değil prenses benim karım olduğunda bu lafları sana yedireceğim'' dedi ve arkasını dönüp bir kaç elbise daha alıp kasaya ilerledi. onun gitmesinin hemen ardından derin derin nefes almıştım. beni korkutuyordu. zaten tipinde de pek hayır yoktu. ışıl elinde alışveriş poşeti ile geldiğinde bana ne oluğunu soran bakışlar atıyordu.
''bir şey yok sadece kibarca uyardım'' dedim
sonunda bu lanet alışveriş bitmiş her şeyi almıştık. tüm alışveriş boyunca Atlas'ın aramasını beklerken o ne aramış ne bir şey yapmıştı. en iyisi denizle konuşmaktı. canım arkadaşım ya o ve ışıl olmazsa her halde kafayı yer ya bu ayıyı ya da babam öldürürdüm. en iyisi eve gidince Deniz'i aramaktı. eve girdiğimizde babam selim'e de ısrar etmiş yemeğe gelmesini söylemişti. o sanki hiç meraklı değilmiş gibi reddettiğinde babam bir Türk olarak ısrar etmiş sonunda eve geçirmişti. onlara daha fazla katlanamazdım. odama girdiğimde poşetleri bir kenara fırlatmış telefonumdan atlas'ın numarasını bulduğumda aramaya korkmuştum. gözlerim dolmuşken kapı çalmıştı. gelen selim'di.
''babanın biraz işi varmış konuşalım mı?'' dedi sesi son derece sakindi. başımı olumlu anlamda salladım. kapının önünde karşı karşıya duruyorduk. elleri cebinde beni inceldi. yüzümde dolanan gözleri gözlerimde takılı kaldı.
''biliyorum korkuyorsun bunun farkındayım'' dediğinde gözyaşımı sildim.
''evet kokuyorum ama senden değil sevdiğim adamı kaybetmekten çok korkuyorum'' dediğimde bakışları değişti. sinirlenmişti. bana iyice yaklaşmış omuzlarımdan sıkıca tutmuştu.
''tüh! ya benden başka seçeneğin yok maalesef gececim baban ne derse o dimi senin için babanda belli ki o lavuğu değil beni istiyor'' demişti ki suratına sert bir tokat attım.
''defol git ve babamla evlen o zaman gerizekalı''dedim düşünmeden üzerime yürüyüp çenemden tutarak duvara itti. Sırtım duvara değdiğinde acı içinde inlemiştim. Çenemde olan elini itmeye çalıştım.
"Gececim benimle bu şekilde konuşamazsın hem ben sakin bir adam değilim" Dediği anda odanın kapısı hızla açılmış Işıl içeri girdiği gibi o adamı benden uzaklaştırmıştı. Selim ışıl'dan gözlerini çekip bana döndü. Yüzünde korkunç bir gülümseme ile odadan çıktı. Işıl ne olduğunu sorunca bir şey yok diyerek geliştirmiş onu anneme yardıma gönderirken kapıyı kapatıp kilitledim.
Akşam yemeğine gitmemiş odada ağlayarak zaman harcamıştım. Zaten o aptal nereye kayboldu bilmiyorum. Beni yine terk etmişti.
Yine beni ortada bırakıp gitmiş ona olan askımın tekrar yeşermesine izin vermiş sonra bunu yapan kendi değilmiş gibi yok etmişti.Yine
Ve
Yine.
Terk edilmiştim.
Aynı adam tarafından....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMOR (GECE & ATLAS)
Fiksi RemajaYıllar önce birleşmiş iki kalpten ne beklenir ki??? Hala birini seven iki kalp vazgeçebilir mi birbirinden ??? Sanırım bu sorunun cevabını hepimiz biliyoruz Amor: aşırı sevgi ve bağlılık duygusu.aşk..