Bölüm 28

0 0 0
                                    

Gözlerimi araladım. Dün yaşananlar aklıma geldikçe kasıklarımdaki sızıyı boş verip duş almak istemiş bu nedenle beni saran kaslı kollardan kurtulmak istemiştim.

"Nereye gidiyorsun" Dedi sesi uykulu tam olarak uyanmamıştı.

"Sevgilim uyanmamız lazım" Dedim ama o ikna olmamıştı. Azradan gelen mesaja atlasın müsaade ettiği kadar yazabilmiştim. birazdan Azra gelecek ve birlikte bir şeyler yapacaktık. Açıkçası bu bana da iyi gelecekti. Atlas telefonu kapatmamla beni kendine çekmiş boynuma bir buse bırakmıştı.

"Yavrum sabah sabah ne bu acele" Dedi hala gözlerinin kapalı olmasıyla gülümsemişti. Bu halleri çok hoşuma gidiyordu. Atlas sonunda pes etmiş beni bırakarak uykusuna devam etmişti. Elime aldığım havluyla banyoya girecektim ki aklıma gelen şeytanlıkla atlasa yaklaşmıştım. Dolgun öpülesi dudaklarına yaklaşmış  öpecektim ki beni tutuğu gibi yatağa yatırmış üzerime çıkmıştı. Ben bir kaç saniyede olan şeyle şaşkına dönmüştüm ki Atlas sinsi bir gülümseme sunmuştu bana

"Deli misin Atlas? " Dedim

"Küçük şeytan" Dediğinde gülmüş beni bırakması için çırpınmıştım. Ama o beni bırakmaya niyetli değildi. Dudaklarıma uzun nazik bir öpücük bırakmıştı. Öpüşmemiz derinleşirken beni belimden yakaladığı gibi kucağına oturtmuş kendi de doğrulmuş  sırtını yatak başlığına dayamıştı. İkimizinde üzerinde sadece iç çamaşırımız vardı ve Atlasın kalın erkekliği altımda kasılıyordu. Bir eli sırtımı  bir eli de kalçamı okşuyordu.

"Atlas.. " Dedim dudaklarımdan uzaklaştığında durması gerekiyordu. Sorun sadece kendisi değildi. Ben de onu istiyordum.

Atlas'ın kendine hakim olmuş beni bırakarak gitmişti duşa ben ise onu kırdığımın farkındayım. Aralık olan banyo kapısını açıp içeri girdiğimde Atlas suyun altına daha yeni girmişti. Sırt kaslarından kalçasına kadar süzmüş bunu yaparken de üzerimdeki iç çamaşırlardan kurtulmuştu. Atlası kendime çevirdiğim gibi duvara doğru biraz iterek dudaklarına yapışmıştım. Erkekliğini okşarken o ikimizin yerini değiştirmiş kadınlığımı biraz okşamış ardından iki parmağını içime sokmuştu. Kısa süre sonra parmaklarını içimden çıkarmış ardından erkekliğini içime girdi. Gel gitleri hızlandıkça benim inlemelerim çığlıklara dönüşüyordu...

Muhteşem bir duşun ardından birlikte giyinmiş aşağı inmiştik. Kısa sürede gelmişlerdi. Eve alışveriş yapmışlardı. Azra beni sormuştu ki

"Buradayım Azra hazırım" Dedim
"Bize artık müsade atlascığım" Azranın söylediği şeyle atlas kaşlarını kaldırıp bana döndü.

"Kızlar tam olarak ne dönüyor burada" Dediğinde Azra dışarı çıkacağımızı söylemişti. Sorun şu ki biz konuşmamıştık. Atlas bana dönmüştü ki ben alt dudağımı ısırmıştım. Azra bizi baş başa bırakıp mutfağa giderken ben bana hala açıklama bekleyen sevgilime döndüm. Yaklaşıp kaslı beline sarıldım.
"Atlas" Dedim dudağımı dişlerken Atlas yarım bir şekilde gülümsemişti. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Dudakları dudaklarıma değmeden önce durdu.
" Ne yapmaya çalıştığını biliyorum " Dedi kirpiklerimin altından ona bakarken o anlıma bir buse kondurmuştu.
"Gidebilirsin sevgilim bunu benden izin almak gibi düşünme sadece beni bilgilendir" Dediğinde içimdeki mutlulukla ona sıkıca sarılmıştım. O da kollarını belime sarmıştı. Bizim ayrılmamızla azra mertle yanınıza gelmişti.
"Gece çıkıyor muyuz artık?" Dediğinde Atlas'ın yanağına bir öpücük kondurdum.
"Tabi ki çıkıyoruz"dedim Atlas'ın bakışlarını fark ettiğimde bir kez daha onun gibi adam aşık olduğum için kendimi tebrik ettim. Mert'in Atlas'la dalga geçtiğini gördüğümde evden çıkmadan merte " Hey sevgilime yüklenme" Dedim.

Azra ile yakın arkadaşının önermiş olduğu bir kafeye gittik. Yol boyunca hoş sohbet etmiştik. Şimdi ise kafede oturmuş nişanında olanları konuşup gülerken hiç tanımadığım bir kadın Azra ya doğru çemkirerek konuşmuştu. Onun bunu yapasıyla Azra ya döndüm. O ise kadına teyze diyerek olayı anlattığında anlamıştım. Azra nişan alışverişinde bir elbise beğenmiş ama kadın çemkirerek o elbiseyi almak istediğinde Azra kadına elbiseyi vermemiş ve gidip satın almıştı. Aferin kız sana! Kadın azrayla küçük bir laf dalaşına girmiş en son azrayla beni kafeden kovunca bakışlar bize dönmüştü. Bunu yapmasıyla ayaklanmış kadının üzerine yürüdüm.

"Sen ne biçim bir insansın be! Ne demek defolun buradan! Sen biz ve bizim gibi müşteriler sayesinde para kazanıyorsun!" diye bağırdım. Amacım müşterilerin duyup bizim tarafta olmasıydı. Azra ne yaptığımı anladığında beklemişti. Bir kaç müşteri ayaklanırken diğerleri de kadına ters bakışlar atıyordu.

"Bakın bu yaptığınız doğru değil. Lütfen kesin şunu. Burası tanınmış bir işletme." dedi

"Ne yapalım biz senin kocanı? Terbiyesiz Kadın ahlâk yoksunu" Dedim benim bu sözlerim üzerine olayın iyice büyümüştü. Ve sonumuzun karakol olacağını biliyordum. Müşterilerin bazıları kadının üzerine giderken ben azra'nın koluna girmiş dolu gözlerimle ağlamaya başlamıştım. Tabi sadece bi numaraydı. Azra ne yaptığımı sorunca ona dönmüş göz kırpmış bana ayak uydurmasını söylemiştim. Bir kaç müşteri beni sakinleştirmeye çalışırken diğerleri kadınla kavga ediyorlardı.

Ne olduysa ondan sonra olmuştu. Olaylar iyice büyümüştü. Polisin gelmesiyle koluna girmiş olduğum Azra'ya baktım evet şimdi sıçtık..

"Bakın biz bu kadının hakaretlerine maruz kaldık, ben şikayetçiyim. Ve avukat Atlas Çakıltaş'ın nişanlısıyım ben!" Atlas'ın ismini söylemem yeterli olmuştu hepsi şaşkınca bize bakmıştı. Polisle de tartışmaya girmiştim ki Atlas ve Mert'in sesinin bize ulaşmasıyla kısa süre azrayla göz göze gelmiştik.

Eve geldiğimizden beri Atlas'la Mert'in bize bağırmasını dinliyorduk. İki kız çocuğu gibi azra'la yan yana oturmuş kucağımızdaki ellerimize bakıyorduk.
"Susacak mısınız böyle? Nesiniz siz? Ateşle barut mu? " Atlasın sözleriyle oturduğum koltuğa iyice sindim. "Konuşup ne olduğunu anlatır mısınız kızlar artık!" dedi bıkkınlıkla bunu diyen Mert'ti. Azra'yla birbirimize baktığız gibi ayaklanmıştık.
"Bana bakın, siz sanki tüm suç bize aitmiş gibi davranmayı kesin artık." dedi öfkeyle Azra
"Bana bak! Böyle aşağılamalara susmayacağımı en iyi sen biliyorsun."dedim sinirle ikimizin bu şekilde sinirlenmesi Atlas ve Mert'i şaşırtmıştı. Azra beni aldığı gibi çıkmıştık evden arabaya bindiğimizde ikisi de hala şaşkınca bize bakıyordu.

Evin önümden büyük bir hızla ayrılırken azra'yla hala söyleniyorduk. Ters yönden gelen arabayla ne olduğunu anlamdan savrulmuştuk. Duraklarımız dan dökülen çığlıklara engel olamamıştık.

AMOR (GECE & ATLAS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin