Bölüm 8

16 3 22
                                    

"Neden gelip beni kurtarmadın" Dedim sesim sert çıkmıştı cevap vermedi elindeki içki şişesinde kalan son yudumu içerken gitmiş dudaklarından çektiğim gibi kaldırıma fırlatarak kırmıştım.

"Gece ben-ben-"

"Neden hep sen ya neden beni düşünmüyorsun şu halime bak" Dedim üstündeki tişörtü soyarken Atlas derin bir şekilde çatmış olduğu kaşlarıyla yaralı vücudumu inceledi.

"Beni kurtarmadın Atlas sen beni o adamın eline bıraktın babam bana bunları yaparken sen beni terk etmiştin şimdi de o sapık herifin pençeleri arasına bırakıp gidiyorsun" Dedim ağlarken ayaklarım beni daha fazla taşımazken soğuktan titreyen bedenimle yere düşmüştüm. Atlas kollarımdan tutup şaşkınca bana baktı.
"Nasıl olur bunları-" Devamını getirmemişti.

"Özür dilerim özür dilerim güzelim o babandan korkup seni bıraktığım için özür dilerim" Duyduğum şeyle donup kalırken bir açıklama bekleyen bakışlarımı atlas'a çevirdim.

"Ben istemedim gece ben istemedim seni bırakıp gitmeyi ben istemedim"

"Ama gittin ben o cani acımasız herfin eline bırakıp gittin" Haykırıyordum şu an babamın bana neler yaptığını nasıl canı bir adam olduğunu sonunda söyleye bilmiştim ona ama onun dediği şey ise beni hayrete düşürmüştü.

"Baban tehdit etti be yavrum seni bırakıp gitmezsem seni zorla evlendireceğini söyledi ben ben bilmiyordum babanın bunları yaptığını bilsem seni oradan kurtarmaz mıydım? " Dedi ağlıyordu ağlıyordum. İkimizde yağan yağmurda göz yaşı döküyorduk. Eline aldığı tişörtü bana giydirdi.

"Hasta olacaksın" Dedi ceketimi de giydirirken

"Atlas lütfen beni bırakma sana ihtiyacım var" Dedim beni ayağa kaldırmadan önce dudaklarıma kısa bir öpücük vermişti.

"Bundan sonra asla güzelim seni bırakmam" Dedi arabaya bindiğimizde sıkıca ona sarılmış göz yaşı dökerek hasret gidermeye çalışmıştım. Hala aklım almıyordu babam böyle birşeyi nasıl yapar tehdit etmek ne ya!

"Atlas o kıza karşı hiç ilgi duydun mu" Dedim alacağım cevabı merakla beklerken o saçlarımın arasından öpüp

"Benim tek sevdiğim sensin güzelim bunu düşünmen bile hata" Dedi sıkıca sarılırken

"Babamla aranızda ne oldu" Dedim.

Saat 4:00'a kadar oturmuş konuşmuştuk. Babamın yaptıklarını dinledikçe ona karşı kin ve nefretim daha da artıyordu. Atlas'ı aramış ve bir yer de buluşmak istediğini söylemişti. O da gerçekten önemli bir şey var diye kabul etmiş ve babamla buluşmuştu. Babam ise eğer beni terk edip gitmezse başka bir adamla evlendireceğini söylemişti. Ama onun gitmesi kalması işe yaramamıştı yine evlendirecekti. Atlas o zamanlar hem babamdan korktuğu için hem de ben ve babamın arasının gerçek bir baba kız ilişkisi olduğunu sanıp aramızı bozmak istememesi ve bu sebeple ben terk edip gitmesine neden olmuştu.
Daha bitmemişti daha bizim evde kıyâmet kopacaktı ama ondan önce bu nişan yüzüğünü o adama yedirecektim.

Saat yediye gelirken Atlas inleyerek uyandı. Mühtemelen başı ağrıyordu. Ben ise onun göğsünde uzanmıştım hala deli gibi düşünüyordum. O sarhoş olduğu için uyuya kalmış ben ise hiç uyumadan düşüncelere dalmıştım. Öyle dalgındım ki Atlas beni konuşturmuş ben duymamıştım bile.
En son kendime geldiğimde atlas iyi olup olmadığımı sordu. Belli ki dün olanları hatırlıyordu. Yüzümü avuçlarının arasına alıp burnumun ucunda küçük bir öpücük kondurdu. Dudaklarıma yönelmişti ki onu durdurdum.

"Gidelim mi? " Dedim. Bunun şu an saçma sapan bir yer de olmasını istemiyordum. Ama en kısa sürede o dudaklar ait olduğu tenin üzerinde gezinecekti..

Eve yetişince Atlas'la vedalaşıp eve geçmiştim. Babamın evde olmaması olası kavgayı sadece ertelemişti. Hemen üzerimi değiştirip ışılı aldığım gibi çıktım tekrardan evden çıktık. Biraz dolaşıp olanları ona anlatacaktım. Bir kafeye yetişmek üzereydim ki yol kenarında duran araba ile irkilmiştim. Işıl beni korkuyla arkasına almıştı. Arabadan inen Selim sinirli adımlarla yanıma ulaşmış ışıl kenara doğru ittiğinde ona engel olmak istemiştim. Ama o onu iter itmez yakma yapıştı. Eli çekmeye çalışmış yapamamıştım. Etrafta olan herkes bize bakarken ılış devreye girecekti ki elimle onu durdurdum. Selin gözlerindeki tüm öfke ile bana bakıyordu.

"Dün hangi cehennem gittin" Dedi beni sarsarken

"Sana ne bırak hemen beni!" Gözlerini gözlerime dikmişti ki onu tuttuğum gibi erkekliğine vurdum. Acı içinde beni yere atıp dizlerinin üstüne düştü. Parmağımda duran yüzüğü çıkartıp ona doğru attım.

"Bir daha sakın karşıma çıkma aptal herif" Dedim ayağa kalk bana vuracaktı ki aniden araya giren Atlas beni kenara çekmiş ve suratına yumruğu geçirmişti. Ardından bana döndü. Yüzümü avuçlarının arasına alıp gözlerime baktı.

"Yavrum iyi misin? " Dedi başımı olumlu anlamda salladım. O ise bana gülümsemişti. Selim'in ayağa kalktığını gördüğümde Bakışlarım oraya döndü. Atlas anlamıştı. Beni bırakıp üstündeki ceketi düzelterek oraya döndü. Bir kaç darbe ile Selim'i tamemen yere devirmişti onun bu halleri derince yutkunmam neden olmuştu. Kolumdan dürten ışıla baktım

"Canım adam arsızca bakmayı kes" Dedi kızaran yanaklarımı ellerimle kaparırken

"Hadi yürüyün bakalım araba şurada" Dedi elini belime koyduğunda yamuk bir şekilde gülümseyerek saçlarımı arasından öptü. Hepimiz arabada yerimizi alınca ışıl soru sormaya başlamıştı. Tabi ben ona susması için bakışlar atıyor ama  kendi beni umursamadan konuşmaya devam ediyordu. Susmayacağını anladığımda Bakışlarım araba kullanan Atlas'a döndü. Bana göz kırparak ışılın sorduğu soruya cevap verdi.

İyi varsın atlas..

Her seferinde bu adama bağlanmak beni korkutuyor olsa da kendime engel olamıyordum.
Yine bağlanacaktım yine sevecektim
Uslanmaz bir sevdaya bağlanmıştım bırakmaya da hiç niyetim yoktu..

AMOR (GECE & ATLAS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin