3

160 19 88
                                    


"İyi hissediyor musun?"

"Hiç bu kadar iyi olmamıştım." Tüm gece deliler gibi sevişmiştik. Şimdi ise onun minik bedenini sarmıştım. Omzuma başını yaslamış dinleniyordu. Hâlâ jakuzideydik. "Park Jimin."

"Ne?"

"Adım. Park Jimin. Yattığım kişinin en azından adımı bilmesini isterim." Park Jimin. Nedense ona aşırı uyan bir isim gibi geliyordu kulağa. "Min Yoongi."

"Memnun oldum." Boynuma bir öpücük bırakmasıyla aklımı kaçırmış gibi hissetmiştim. "Benim de ne kadar çok memnun olduğumu bilemezsin Jimin." Ben de eğilmiş ve onun dudaklarına bir öpücük bırakmıştım. "Aylardır bakışıyorduk ama adınızı yeni öğrenmiş olmak komik geldi." Gülmeye başlamıştı. Çok ama çok tatlı gülüyordu. "Beni asla görmeyeceksin sandım."

"Oysa ikimizin gözü de birbirimizin üstündeymiş." Bunu söyleyerek benim cümlemi devam ettirmesi hoşuma gitmişti. "Pekala Park Jimin, birbirimizi daha iyi tanımamız gerektiğini söylemiştin hatırlıyor musun? Yarın okulundan sonra bir randevuya çıkmaya ne dersin?" Başını hızla omzumdan kaldırmış ve kocaman gözlerle bana bakmıştı. "Randevu mu!?"

"Evet randevu. Acele etmeyip birbirimizi tanıyalım dedin. Fiziksel olarak oldukça iyi tanıyoruz zaten." Bunu dediğimde kendini bana bastırmıştı. "Merak etme, yarın gece seni yormam." Dudağını büzmüştü. "Ya! Ben de gecenin sonu yatakta biter sanıyordum."

"Arsızsın. Bu beni deli ediyor."

"Sanırım sizi deli etmekten de çok hoşlanıyorum." Gülümsemiş ve yine bana sürtünmeye başlamıştı. Enerjisi asla ama asla bitmiyordu. Saatlerce sevişmiş olmak bile onu kesmemişti resmen. "Yorulmadın mı Jimin?"

"İstemiyor muydunuz yoksa? Ah üzgünüm ahjussi, yaşlı olduğunuzu unutuyorum." Kahkahalara boğulmuştu. Aslında yaş farkımızı da düşünürsek cidden onun için bir ahjussiydim. Hadi ama sadece 35 yaşındayım. O ise henüz 22 falandı. Tanrım! Düşününce çok fazlaydı. "Yaşlı mı? Tanrım! Bu küçükler bugünlerde çok saygısız." Bir an için ciddi söylediğimi sanmıştı ama beline doladığım kollarım aksi olduğunu anlamasını sağlamıştı. "Saygısız küçüklere ceza verilmez mi ahjussi? Yoksa yaşlı oluşunuzu kabul mu edeceksiniz?"

Bu çocuğun içinden ne çıkmıştı böyle! Dışarıdan masum, saf ve bebeksi görünen Park Jimin'in ağzı bu konuda çok iyi laf yapıyordu. "Haklısın Jimin, ufak bir cezayı hak ettin." Onunla beraber ayağa kalkmış ve onu jakuzinin kenarına yüz üstü yatırmıştım. Sadece bacakları sudaydı. Kenardan uzanıp aldığım kıyafetlerden biriyle ellerini bağlamıştım. "Yeterince sıkı olmadı ahjussi." Bu çocuk! Ah delirecektim, 22 yaşında bu kadar arsız olmayı nereden öğrenmişti böyle!? "Beni zorluyorsun Jimin."

"Siz de beni zorlayın." Kalçasını hafifçe sallaması ağzımdan sular akmasına sebebiyet vermişti. "Siktir!" Kalçasına attığım şaplaklar ile deli gibi inlemişti. "Daha sert olun ahju-ahhh!" Kalçası beyazdan kırmızıya dönene kadar şaplaklar atmıştım. "Mmmh ahjussi!"

"Hoşuna mı gitti?" Elimle bu kez de deliğini zorluyordum. Küçük deliği az önceki sevişmemizden dolayı biraz daha genişlemişti. Eğilip beline öpücükler bırakmıştım. Mükemmeldi her şeyiyle. "Ahjussi, onu hissetmek istiyorum!" O halde hissettirmeliydim. Tam arkasına yerleşmiş ve içine hızla girmiştim. Her seferinde en derinlerine vuruyordum. "Ahh! Evett! Orası, orası ahjussi!" Hassas noktasını bulmuştum. Her seferinde daha sert vurduğum nokta ona deli gibi zevk veriyordu. "Böyle mi?" Her seferinde daha hızlı vuruyordum. İnlemeleri kulağıma doldukça kontrolümü kaybediyordum.

"Ahh! Delireceğim!" Yine geleceğimi anlayınca sonuna kadar girmiş ve üzerine eğilmiştim. Ensesine ve boynuna öpücükler bırakıyordum. Kulağını ısırıp ona doğru fısıldamıştım. "Sikeyim Jimin. Çok iyisin, çok güzelsin. Delirmeme sebep oluyorsun."

draw of our kiss | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin