27

65 13 14
                                    


Jeju'daki tatilimiz çok güzel geçmişti ve işte son gündeydik. Denize giren hyunglarımı, Taemin'i, Jungkook'u ve Taehyung'u izliyordum. Hepsi hemen kaynaşmıştı. Ben ve ahjussi ise gölgede oturuyorduk. Son günlerde pek sakindi. Bu iyi miydi bilemiyordum. Geceleri de uyuyamıyordu, yatakta sürekli sağa sola dönüyordu. Onunla beraber ben de uyanıktım ama ona belli etmiyordum.

Neyi vardı bilmek istiyordum. Büyük ihtimalle şirketle ilgiliydi ama yine de bilmek istiyordum işte. "Sevgilim."

"Efendim güzelim?" Ona gülümsemiş ve sırnaşmıştım. "Denize girelim mi beraber? Sensiz girmeyi sevmediğimi biliyorsun." Önce telefonuna bakmıştı fakat sonra başını sallamış ve kenara bırakmıştı. "Gel bakalım." Elini uzatmış ve kalkmama yardım etmişti.

Beraber diğerlerinden uzakta bir yerden denize girmiştik. Bacaklarımı onun beline dolamıştım. O da elleriyle belimi sarmıştı. "Sevgilim, neyin var? Son günlerde iyi değil gibisin."

"Nereden çıktı bu? Gayet iyiyim bebeğim?" Gözlerini kaçırmıştı benden. "Ahjussi! Neden söylemiyorsun bana hiçbir şey? Aramıza yalanlar girmesin yine."

"Güzelim, klasik şirket sorunları işte." Klasik sorunlardan fazlası gibiydi. "Bu yüzden mi geceleri uyuyamıyorsun? Ahjussi, bilmek istiyorum. Yardım edemesem bile yanında olmak istiyorum. Biz bunun için birlikteyiz değil mi?" Gülümsemişti bana.

"Öyleyiz bebeğim. Hep beraber olacağız. Güzel bir hayat süreceğiz." Belimi daha sıkı sarıp başını omzuma koymuştu. Ben de onun saçlarını okşuyordum. Dinlenmeye ihtiyacı var gibiydi.

*

Suyun içinde omzuna başımı yaslamıştım. Biraz nefes almak istiyordum. Şirketin durumu iyi değildi. Gelecek planlarımızın ve önemli bilgilerin başka şirketlerin eline geçmesi iyi değildi. Bana karşı bunu koz olarak kullanıyor ve üzerime oynayıp duruyorlardı. Şirketi kaybedemezdim, kaybetmemeliydim.

"Ahjussi." Küçük meleğim benim için endişeliydi. Ama ona bu sorunu söyleyemezdim. "Odamıza dönelim mi? Hem uyuruz, sana da iyi gelir." Saçlarımı okşuyordu sakince. "Denize girmek istemiyor muydun?"

"Sen böyle üzgün üzgün bakarken ben nasıl bundan keyif alayım ahjussi? Seni mutlu görmek istiyorum. Sorun ne bilmiyorum ama en azından sana sarılıp rahatlatmak istiyorum seni."

Jimin, dünyadaki meleklerden biriydi kesinlikle. Ben onu hak edecek ne yaptığımı merak ediyordum. "Özür dilerim bebeğim. Canını sıkıyorum." Ellerini yanaklarıma koyup okşamıştı.

"Ahjussi! O nasıl söz öyle!? Hep mutlu olmak zorunda değiliz. Ama üzgün olduğumuzda da birbirimize sarılalım olur mu?" Sıkıca sarmıştı bana kollarını. En kıymetli hazinem oydu ve umuyordum ki bu güzel hazineyi asla kaybetmezdim.

*

Yine gece uçuşuyla Seul'e dönmüştük. Herkesi evine bıraktırdıktan sonra ben de kendi evime dönmüştüm. Jimin'i de hyunglarıyla bırakmıştım. Biraz içip dağıtmaya ihtiyacım vardı.

Ceketimi salondaki koltuğa atmış ve mutfaktan birkaç şişe bira alıp dönmüştüm. Sehpanın üzeri dosyalarla doluydu ve önümde açık ekranda da hisselerin düşüşüyle ilgili bir grafik vardı. Aşağı doğru gidiyordu, dibe doğru.

*

"Ahjussi iyi değil son günlerde." Tatil sonrasında elbette çalışmaya başlamıştık tekrar. "Tatilde de durgundu oldukça."

"Öyleydi evet. Taemin, büyük bir sorun var sanırım ama ne olduğundan bahsetmiyor bile." Üzgündüm, çok üzgündüm. Ona iyi gelemiyordum, ellerinden tutamıyordum. "Sana yansıtmak istemiyor olabilir canını sıkma diye. Sen de üzerine gitme Jimjim. O seni üzmek istemiyor sadece."

draw of our kiss | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin