31

59 11 21
                                    


"Ahjussi?" Evde kaldığım gecenin sabahına ahjussi ile uyanmıştım. Yanımda yatıyordu. Odamda onu görmeyi beklemiyordum. Dün gece beni eve bırakmış ve gitmişti ama şimdi yanımdaydı. "Günaydın güzelim."

"Sen ne zaman geldin? Beni neden uyandırmadın?" Yavaşça ona doğru sokulmuş ve sıkıca sarılmıştım. "Bir saat önce geldim. Uyurken bebeğimi izlemek istedim. Çünkü benim sevgilim son günlerde evimizde kalmıyor." Sarılmamı bozmadan sessizce durmuştum. "Bir sorun yok değil mi bebeğim?"

Anlatamazdım, Fiona'nın yaptıklarını söyleyemezdim. Hyunglarıma ya da Taemin'e zarar gelmesine göz yumamazdım. "Hayır ahjussi, ne sorun olacak ki?"

"Anladım. Her neyse bebeğim, hadi kalk bakalım!" Ellerimden tutmuş ve kaldırmıştı beni. "Ahjussi. Seninle uyanmak çok güzel." Gülümsemişti bana. "Çok yakında bunu her sabah yapacağız bebeğim." Alnıma bir öpücük bırakmıştı.

Evlilik teklifi edecek demekti bu ama biraz daha geç yapsa olmaz mıydı? Vaktim daralıyordu. Onu bırakmak istemiyordum ama ondan ayrılmak zorundaydım. Belki, belki de biraz uzak durmalıydım ondan. "Ahjussi."

"Efendim güzelim?" Ona uzun uzun bakmıştım. "Sen neden geldin ki sabah sabah?" Kaşlarını çatmıştı bir an. "Seni özledim ve geldim."

"Gerek yoktu gelmene. Zaten her sabah ve akşam görüşüyoruz." İçim acıyordu bunları söylerken. Yüzünün düştüğünü görebiliyordum. "Ben sadece iyi olur, sevinirsin diye düşünmüştüm."

Aramızda bir sessizlik oluşmuştu. "Sen hazırlan, ben arabada bekliyorum." Direkt çıkmıştı odadan. Kalbini kırıyordum ama yemin ederim ki bunları kimseye bir şey olmasın diye yapıyordum.

*

"Yoongi! Yoksa gidiyor musun? Jiminie nerede?" Seokjin hyungun sorusuyla üçü de bana dönmüştü. "Pek keyfi yok sanırım, bilmiyorum. Hazırlanıyor, arabada bekleyeceğim hyung."

"Kalsaydınız, beraber kahvaltı yapardık." Gülümsemiştim ama keyfim yoktu benim de. "Başka zaman yaparız olur mu hyung? Çok teşekkür ederim."

"Ah, peki o zaman." Onlarla vedalaşıp çıkmıştım evden. Jimin benden uzak duruyordu. Bunu yapmamalıydı, kötü hissediyordum. Sevgi gördüğüm yer, en güvenli alanım beni terk etmemeliydi.

Arabada beklerken Jimin gelmiş ve binmişti yanıma. Bir şey demeden sürmeye başlamıştım. Sürerken ona bakmadan sormuştum. "Ben yanlış bir şey mi yaptım?"

"Neden ki?" O bana dönmüştü. "Bir şey olduysa, bir sorun varsa konuşarak halledebiliriz. Anlat bana sadece." Bekliyordum bir şeyler anlatmasını. "Neden yanlış bir şey yapmış olasın ki?"

"Sabah ilk gördüğünde bana sarılmıştın, mutlu oldun sanmıştım. Sonra beni kovaladın resmen. Bu normal mi yani?" Ses tonumu sakin tutuyordum. Kavga etmek değil sorun neyse çözmekti tüm derdim. "Anormal olan ne Yoongi?"

"Şimdi de isim kullanmaya mı başladık Jimin?" Başını başka yöne çevirmişti. "Bana adımla seslenmeni sevmiyorum." Sakin olmalıydım, onu kırmamalıydım. "Peki bebeğim, söyle bana sorun ne?"

"Sorun falan yok Yoongi!" Sesi yükselmişti. Arabayı aniden kenara çekip durdurmuştum. "Sorun yoksa neden böyle davranıyorsun? Sen söylemeden bir şeyleri nasıl çözebilirim?"

"Ben bir şey yapmadım tamam mı!?" Gözleri doluyor gibiydi. Bakışlarımı ondan kaçırmıştım. "Beni istemiyor musun artık? Uzaklaştırmak mı istiyorsun kendinden?"

"Ne!? Bunu nasıl düşünürsün Yoongi!?" Ağlamaya başlamıştı. Dayanamıyordum onun ağlamasına. Boğazım düğümlenmiş ve yutkunmuştum. Elleriyle yüzünü kapatmıştı. Benim de gözlerim doluyordu onun hıçkırıklarını duydukça. "Ya bebeğim, tamam ağlama hadi." Onu kendime çekip sarılmıştım. İçli içli ağlıyordu, sanki bir şeyler çok birikmişti içinde.

draw of our kiss | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin