6

88 15 33
                                    


Ertesi sabah kollarımın arasında bir güzellikle uyanmıştım. Dün geceki gerici film izleme etkinliğimizin ardından odasına gelip sarılarak uyumuştuk. O hâlâ mışıl mışıl uyuyordu. Çok güzeldi gerçekten. Bunu düşünmekten de onu izlemekten de asla bıkmayacağım.

Saçlarına bıraktığım öpücükler ardından onu uyandırmadan yanından kalkmış ve mutfağa inmiştim. Ona güzel bir kahvaltı hazırlamalı ve okuluna bırakmalıydım. Bugün çok dersi vardı. Odasındaki programa elbette göz atmıştım. Akşam büyük ihtimalle geç bir saatte buluşabilecektik. Çünkü bugün benim işlerim de çok yoğundu.

"Ahjussi?" Kapıda bana bakan ve küçük bir bebek gibi gözlerini ovalayan Jimin'e bakmıştım. "Günaydın küçük civciv." Gülümsemiş ve yanıma gelmişti. "Günaydın ahjussi." Sıkıca sarılmış ve yanaklarımdan öpmüştü. "İyi uyudun mu? Nasıl hissediyorsun?"

"Aslında kalçam çok ağrıyor. Ahjussi bana ne yaptınız böyle!?" Gülmeye başlamıştı. Ben ise onun kalçalarını sıkarak masaj yapmaya başlamıştım. "Daha iyi hissettiriyor mu?" Dibime sokulmuştu. "Daha çok azmamı sağlıyor." Boynuma çoktan kollarını dolamıştı ama birazdan çıkmamız gerekeceği için yapmamalıydık. "Güzelim tehlikeli sözler bunlar. Beni provoke etme. Yoksa bugün ikimiz de bu evden çıkamayız." Dudaklarını ısırmış ve bakışlarını dudaklarıma dikmişti. "Belki de çıkmak istemiyorumdur."

"Jimin-ah! Sen tıp okuyorsun kendine gel! Tüm derslerine girmen gerekiyor." Bir baba edasıyla konuşmuştum. Daha çok gülmüştü. "Ahjussi diyorum diye bu kadar yaşlı gibi davranmanıza gerek yoktu!"

"Kimmiş yaşlı göstereceğim ben sana güzellik!"

*

Sabah kısa sevişmemizden sonra hızlı duşlar almış ve kahvaltı yapıp çıkmıştık. Beni yine fakülteye bırakıyordu. "Bugün çok dersin var ve benim de programım bugün çok dolu. Ancak akşam buluşabiliriz." Bu beni üzmüştü. Ahjussiyi hep görebilmek istiyordum. "Evime gelin ahjussi. Yorgun oluruz ikimiz de. Yine film izler ve dinleniriz olmaz mı?" Bana gülümsemişti. "Sen nasıl istersen Jimin-ah."

Beni el üstünde tutuyor ve her anlamda tüm iyi duyguları en dibine kadar hissettiriyordu. Onu bu yüzden çok seviyordum. Yedi ay bakışma ve iki gün seks sonucu işte buradaydık. Birbirimize aşıktık ve ben bundan çok mutluydum.

Hayatımın en umutsuz dönemlerinden birinde ahjussiyle karşılaşmıştım. Onun güçlü duruşu hoşuma gitmişti. Her gün onu izliyordum ve onun gibi güçlü olmak istiyordum. Çekici oluşunun yanında karakteristik özellikleri de dışa yansıyordu. Ona bu şekilde tutulmuştum işte.

"Yol sonsuza dek sürsün isterdim ama işte geldik." Fakültemin önündeydik yine. "Gitmek istemiyorum ahjussi." Ona sıkıca sarılmıştım. "Biliyorum güzelim. Ben de gitmeni istemiyorum." Saçlarımı koklayıp duruyordu. "Ahjussi." Sarılmayı bırakmış ve bileğimdeki lastik tokamı çıkarmıştım. Saçlarım uzun değildi ama bazen küçük bir at kuyruğu yapmak hoşuma gidiyordu.

"Bunu alın. Sık sık kullandığım için benim gibi kokuyordur." Çok nadide bir şeymiş gibi onu eline alıp incelemişti. Düz lastik bir tokaydı işte ama sanki dünyadaki en kıymetli şeymiş gibi bakıyordu. Bana o kadar çok değer veriyor ki! Neredeyse ağlayacaktım. "Bu çok güzel Jimin-ah." Hemen kendi bileğine takmıştı. "Bunu asla çıkarmayacağım."

"Ahjussi abartıyorsunuz." O kadar tatlıydı ki yanaklarını ısırmak istiyordum. "Abartmıyorum Jimin. Bu şu zamana kadar sahip olduğum en güzel şey." Bileğinde bulunan tokaya birkaç kez burnunu dayanmıştı. "Tanrım! Eşsiz bir koku bu!" Onun bu tepkilerine bayılıyordum. "Ahjussi beni gerçekten bu kadar seviyor musunuz?"

"Seni ne kadar çok sevdiğimi kelimelerle anlatamam . Sana duyduğum şey sevgi gibi basit bir sözcükle tanımlanamaz. Hissettiklerim sevgi, aşk gibi değil bunlardan çok daha fazlası. Kokun kadar eşsiz, kalbin kadar mükemmel." Bu adam işini iyi biliyordu. Söylediği her söz içimi kıpır kıpır ediyordu. O an kıpkırmızı olduğuma emindim. "A evet! Şey, güzel!" Devrelerim yanmıştı resmen.

draw of our kiss | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin