9

80 17 39
                                    


Ofisimde oturuyor ve kendimi toparlamaya çalışıyordum. Tüm akşam içmiş ve ağlamıştım. Jungkook ve Taehyung gün boyu yanımda olmuşlardı ama ertesi gün dersleri olduğu için onları eve göndermiştim. Ben de evime yani Jiminime gitmek istiyordum. Belki de gitmeliydim. Belki beni dinlerdi. Biraz daha onun kokusunu almazsam ölecektim çünkü.

Alkollü olduğum için pek dengeli değildim ve bilincimi de kaybediyor gibiydim. Çabucak olmam gereken yere, Jimin'in kolları arasına gitmeliydim. Hemen bir taksi çağırmış ve ezberlemiş olduğum adresi söylemiştim.

Sarhoş ve aşıktım. O an onun sarılışı, dokunuşu, öpüşü ve en çok da kokusuna ihtiyacım vardı. Taksiciye parasını ödedikten sonra inmiş ve kapıyı çalmıştım. Saat geçti ve büyük ihtimalle uyuyordu. Ben ise bahçe kapısını yumruklayıp duruyordum resmen.

En sonunda açmıştı. "Ahjussi?" Yeni uyanmış gibi görünüyordu. Saçları dağınık ve gözleri kısıktı. "Jimin-ah!" Ona sıkıca sarılmıştım ama beni ittirmişti. "Bırakın!" Benden uzaklaşmıştı. "Ahjussi lütfen evimi terk edin. Sizi görmek istemiyorum." Bana arkasını dönmüş ve eve girmişti. Ama ben istediğimi almadan gitmeyecektim.

Tam kapıyı kapatacaktı ki durdurmuştum. "Lütfen zorluk çıkarmayın." Kapıyı kapatmak için ittiriyordu ama ben ondan haliyle daha güçlüydüm. Bu yüzden içeri kolaylıkla girebilmiştim. Kapıyı kapatmış ve kolundan tutup onu duvara yaslamıştım. Onu duvarla aramda sıkıştırıyordum. "Seni çok özledim."

*

Fazlasıyla alkol kokuyordu. Başını boynuma gömmüş ve tenimi emip duruyordu. Ona engel olmalıydım. Bunu yapmamalıydı. "Ahjussi dur." Onu ittirmeye çalışıyordum ama her seferinde kendini bana daha çok bastırıyordu. "Bebeğim, bebeğim, çok güzelsin." Başını kaldırıp bu kez de dudaklarımızı buluşturmuştu. O kadar bastırıyordu ki canım acıyordu.

Bir eli yanağımda diğer eli ise belimde ve sırtımda geziyordu. Dokunuşları beni feci tahrik ediyordu. Ama o nişanlıydı. Belli ki onu seven bir kadınla birlikteydi. Ben bunu yapamazdım, yapmamalıydım.

Nefesi kesilince dudaklarımızı ayırmış ve gözlerimin içine bakmıştı. "Jimin beni bırakma."

"Ahjussi lütfen yapmayın, gidin." Gitmesi gerekiyordu. "Sen de beni istiyorsun Jimin-ah, biliyorum." Onu elbette hâlâ seviyor ve istiyordum ama evlenmek üzere olan biriydi. "Ahjussi bu yanlış, bunu yapamayız." Gözlerim dolmuştu bile. "Hayır Jimin. Seni sevmem yanlış değil. Aksine hayatımda yaptığım en özgürce şey."

Dediklerinin ardından tekrar dudaklarıma yapışmıştı. Bu kez ben de onun boynuna dolamıştım kollarımı. Son bir kezden bir şey olmazdı. Ben karşılık verince öpüşmemiz daha sert ve tutkulu bir hal almıştı. Onu gereğinden fazla şekilde arzuluyordum o an. Nefesimiz kesilince dudaklarımızı ayırıp bakışlarımızı birleştirmiştik. Altımda bana bastırdığı sertliğini hissedebiliyordum. Elini kalçama indirince dudaklarımın arasından bir inilti çıkmıştı.

Aklımda 'son bir kez' düşüncesi dönüp duruyordu. Gece bunu yapıp bu işi de gerçekten bitirmeliydim. "Jimin-ah beni hâlâ istiyorsun."

"İstiyorum ahjussi." Ama son kez. Beni kucaklamış ve odama doğru gitmeye başlamıştı. Pek dengeli yürümüyordu. E o kadar alkole bu normaldi. Odama girince beni yatağa yatırıp üstüme çıkmıştı. Kendi ceket ve gömleğini kenara atıp üzerime eğilmişti. Bir yandan beni soyuyor bir yandan da boynumu emmeye çalışıyordu.

İyice gömüldüğü bir anda durmuştu ve bütün ağırlığını birden üzerime vermişti. Sızmak için mükemmel zamanlamaydı. O kadar alkole iyi bile dayanmıştı zaten.

draw of our kiss | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin