23

68 13 25
                                    


Ahjussi beni otele getirdikten sonra duş aldırmış ve ben duştayken getirttiği kıyafetleri giydirmişti. Aşırı yorgun olsam da hastaneye geçmeliydim. "Ben hazırım."

O aynada kravatını düzeltirken bana dönmüştü. "O halde gidelim güzelim." Odadan çıkmadan elimi tutmuş ve öpmüştü bir sürü. "Acıktıysan bir şeyler alalım. Aç aç gitme."

"Ama çok vaktim kalmadı ki." Durup düşünmüştü. "O halde alalım, arabada yersin olur mu?" Gülümseyip başımı sallamıştım. Odadan çıkınca asansöre binmiştik. Ona yaslanmıştım ve o da belim ile sırtıma masaj yapmıştı.

Otelden çıkmadan önce restoranından yemekler almış ve paketlenmesini istemiştik. Paketleri almamızın ardındansa arabaya geçmiştik. Bir elimde içecek, bir elimde hamburgerimle ön koltuğa yerleşmiştim. Ben yerken oldukça yavaş sürüyordu ama hastanenin önüne varmıştık sonunda.

Az da olsa vaktim vardı bu yüzden inmemiş ve yemeye devam etmiştim. "Akşam seni alırım bebeğim tamam mı? İçeride bekle beni. Gelince yanına çıkarım."

"Sen ne yapacaksın?" Gülümsemişti bana. "Ofise geçeceğim."

"Ama biraz dağıttık sanki." İkimiz de gülerken saçlarımı okşamıştı. "Sorun değil, temizlemelerini isterim ama başlarında durmam gerek. Ofisimde çok fazla gizli bilgi var. Şirket planları, belgeler gibi gibi. Kimseye güvenmiyorum."

"Aaa anladım." Yediklerim bitince bana fırsat vermeden paketlerin çöplerini toplamıştı. "O halde ben gideyim en iyisi." Arabadan inmiş ve onun camının önünde durmuştum. "Bebeğim, kendini daha fazla yorma. Bir şey olursa beni ara ve seni çok sevdiğimi de unutma tamam mı?"

"Tamam ahjussi!" Arabanın içine doğru eğilip dudaklarına öpücük bırakmış ve gülümsemiştim. Daha sonra da yanından ayrılıp hastaneye girmiştim. "Jimin!" Taemin hızla yanıma gelmişti. "Yoongi hyungun bıraktığını gördüm! Birlikte miydiniz!? Tamamen barıştınız mı!? Ne yaptınız!? Anlat hadi!" Taemin çok şirin görünüyordu. Ayrıca enerjikti de ama aynı şeyi kendim için söyleyemiyordum.

"Taemin sakin ol! Barıştık evet ama hâlâ konuşmamız gerekenler var. Sormak istediğim şeyler var. Ama aramızda bir sorun yok artık. Dün gece ofisine gittiğimde ofisi boş buldum. Ödüm koptu onu kaybettim diye ama meğerse sadece lavabo için ayrılmış odasından." Bu ikimizi de güldürmüştü.

"Daha sonra da sarıldık falan işte. Hastaneye geldik, zaten o kısmı biliyorsun. Sonra da evine gittik. Ben zaten uyudum direkt. Ama biliyor musun? Kollarının arasında olmayı çok özlemişim, onu çok özlemişim Taemin." Taemin bana gururlu bir anne gibi bakıyordu. "Ah, ağlayacağım! Bu çok tatlı!"

"Sabah da kahvaltı yaptık beraber. Sonra ofisine geçtik. Orada biraz vakit geçirdik. Yemek yedik ve geldim işte." Taemin gözlerini kısmış bana bakıyordu. "İşi pişirdiğiniz kısım bunlardan hangisi?" Tanrım! O gülerken ben kızarıyordum. "Ya! Taemin! Çok ayıp!" Ona yalandan yumruklar atıyordum. "Şey, bu sabah ofisinde olduğumuz kısım."

*

Ofisi temizlettikten sonra daha rahat bir koltuk için sipariş vermiştim. Eğer burada sevişeceksek rahat olmalıydık. Sandalyemde otururken ara ara dışarı bakıyor ve hastanenin etrafında gözlerimi gezdiriyordum. Meleğim oradaydı, benim küçük sevgilim çok yakınımdaydı.

Sevgili demişken ona artık teklif etmeliydim. Ama nasıl yapacaktım bilemiyordum. Bu akşam onu alıp yemeğe götürme gibi bir planım vardı ama kuracağım cümleleri oluşturamıyordum. Neyse ki düşüncelerim telefon çalınması ile bölünmüştü. "Ahjussi!"

"Bebeğim!" Çıkış saatine daha vardı aslında. "Ne yapıyorsun? İşini bölmedim değil mi?" Düşünceliydi. "Hayır güzelim, ofisimde oturmuş seni düşünüyordum."

draw of our kiss | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin