37

48 10 11
                                    

"Hyung iyi görünüyorum değil mi? Saçlarım nasıl? Bozuldular sanki. Ah Tanrım! Berbat duruyorum."

"Jiminie biraz sakin olur musun?" Seokjin hyung saçlarıma sprey sıkıyordu. Düğün günümüz gelmişti. Ahjussi ile olan birlikteliğimiz evlilik ile taçlanacaktı. "Jimjim! İstediğin tacı getirdim!"

Taemin ondan istediğim beyaz güllerden yapılmış tacı kutusundan çıkarmıştı. Yoongi için en anlamlı çiçekler onlardı ne de olsa. "Pekala, bunu da takalım güzelce." Hoseok hyung tacı alıp dikkatlice yerleştirmişti saçlarıma. "Tanrım! Ağlayacağım! Harika görünüyorsun!" Aynaya bakmış ve gülümsemiştim. Artık hazırdım!

*

"Hyung düzeltip durmasana!" 9 kez takıp çıkardığım kravatımı Jungkook elime vurarak salmamı sağlamıştı. "Oldu işte!"

"Emin misiniz? Onun yanında iyi duracak mıyım? Yakıştığına emin miyiz?" Taehyung bana gözlerini devirmişti. "Hyung! Deli olacağım şimdi! Harika görünüyorsun! Jimin ile de çok güzel olacaksınız inan bana!"

Gözleri dolu bakıyorlardı bana. İkisine de sıkıca sarılmıştım. Ailem olan onlar beni şimdi aşkıma emanet edeceklerdi. "Bu özel günümde yanımda olduğunuz için teşekkür ederim. Bana yıllarca aile olduğunuz için de."

"Tamam hyung anladık, bizi çok seviyorsun." Üçümüz de ağlamaklıyken içeri Namjoon hyung girmişti. "Bölmüyorum değil mi?" Gözlerimi silip gülümsemiştim. "Hayır hyung, gel lütfen."

"Jimin'in hazır olduğunu söylediler ve artık salona geçebiliriz."

"Taehyung, Jungkook siz önden gidin." İkisi de beni dinleyip çıkmışlardı. Ben de Namjoon hyunga dönmüştüm. "Hyung iyi olacak mı sence? Ona iyi bir eş olurum değil mi?" Namjoon hyung gülümsemişti bana.

"Yoongi inan seni çok iyi anlıyorum. Seokjin ile evlenirken ben de böyle hissetmiştim. Ona bakabilir miyim? İyi olacak mı her şey? Sürekli sorgulamıştım kendimi. Evliliğimiz boyunca ilişkimiz dışında pek çok sorun çektik. Gerek insanlar, gerek ailelerle ilgili ama her şeyi birlikte aştık. Önemli olan da bu zaten. Her ne olursa olsun birlikte olmak, elini tutabilmek. İyi günde kötü günde diye söz vermiştik birbirimize ve o sözü her zaman tuttuk. Siz de öyle olacaksınız, ne kadar bazı şeyler sizi içten içe tedirgin etse de birbirinize çok iyi bakacaksınız. Böyle durumlarda birbirinizle konuşmak her zaman en iyisidir."

"Haklısın hyung, teşekkür ederim." Ona da sıkıca sarılmıştım. Namjoon hyung her daim desteğini hissettiğim biriydi. "Joonie? Yoongi?" İçeri giren Seokjin hyung bize gülümsemişti. "İyi görünüyorsun Yoongi! Jiminie bayılacak!"

"Öyle mi diyorsun hyung?" Seokjin hyung omzumu patpatlamıştı. "Kesinlikle öyle! Yoongi, Jiminie sana her şekilde bayılıyor. Şu vakte kadar ne zaman senden bahsetse gözleri parlıyordu. İnan bana kardeşimi böyle görmemiştim. Siz ikiniz birbirinizi tamamlıyorsunuz ve bunu görmek bizi de mutlu ediyor."

*

"Dekorasyonu nasıl buldunuz?" Odada otururken Taehyung ve Jungkook gelmişti. "Bayıldık! Yoongi hyung da bayılacak!" Düğün salonunun dekorasyonunu tamamiyle ben hazırlamıştım. "Her taraf bembeyaz güllerle dolu, Yoongi hyungie kesinlikle ağlacak."

Saçlarımdaki taç ve elimdeki buket de aynı şekilde beyaz güllerdendi. Ahjussinin annesini yanında hissetmesini amaçlamıştım. Umarım o da beğenirdi. "Jimjim! Hadi! Gidelim!"

*

Düğün salonuna girdiğimde bembeyaz güller karşılamıştı beni. Dekorasyonu Jimin yapmıştı ve iyi bir iş çıkarmıştı sevgilim. "Annem."

draw of our kiss | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin