ᓚᘏᗢ
Üç gün geçmiş ve beklenen gün gelmişti. Herkesin kanında adrenalin kol gezerken Baekhyun ve Sehun kılıçlarını kontrol ediyorlardı. "Yazık olacak." Sehun'un sözüyle Baekhyun ona baktı. "Ne konuda?" Sehun kılıcın keskin tarafına hafifçe parmağını sürterek kesik açılmasını sağladı.
"Rakibime." Baekhyun kılıcını kınına koydu. "Onun da kurtuluş yolu bu." Sehun kaşlarını çattı. "O çocuğun kendini öldürmek için mi bu yola başvurduğunu söylüyorsun?" Baekhyun başını salladı. "Evet. Bir çeşit intihar planı."
"Bunu nereden biliyorsun? Belki de kazanacağını düşünüyordur." Baekhyun alayla güldü. "Bu aptalca düşünceye varmadığını düşüneceğim." Sehun'dan cevap gelmemesi bu aptalca düşünceye vardığını gösteriyordu. "Sahiden mi? Rakipleri hiç görmemiş gibisin. Sarayda yaşamana rağmen her şeyden habersiz olmayı nasıl başarıyorsun? Üyelerin çoğu bir zaman kılıçla uğraşmış kişiler. O çocuk ise prensin öğretmeni olmak için başvurdu ama babasının zoruyla düşük rütbeli bir üye."
"Ona acıyor musun?" Baekhyun başını salladı. "Babasından hayatı boyunca zulüm gören bir çocuk ve gayrimeşru."
"Nedense benden bir isteğin varmış gibi konuşuyorsun." Baekhyun başını salladı. "Tek vuruş yapmanı istiyorum." Sehun onayladı. "Benim kazancım ne olacak?" Baekhyun ayağa kalktı. "Bir dilek hakkı." Sehun bu hakkı çok iyi kullanacaktı. "Hatırlatırım." Sonra aklına gelenle konuştu. "Bu hakkımı şimdi kullanmak istiyorum." Baekhyun Sehun'a odaklandı. "Ne istiyorsun?" Sehun'un gözleri parladı. "Babanın kılıcını." Baekhyun bu kadar kolay bir istek beklemiyordu. "Tamam. Eunwoo'yu almaya gönderirim." Baekhyun ilerlemeye başladı. Sehun da üzgün bakışlarla peşinden gitti. Birlikte önceden talim alanı olarak kullanılan yere geldiler.
Kimse birbiriyle bir sohbet içerisinde değildi. Ölüm kalım savaşında araya giren duygular kaybetmene sebep olurdu.
Baekhyun peşinde dolanan Sehun'a baktı. O günki kavgalarından beri Sehun onun yanında ayrılmıyordu. "Sürekli peşimde olmanın sebebi ne?" Genellikle görmezden gelse de rahatsız ediciydi. "Son anlarını yalnız geçirmemen için-" Sehun yanlış bir şey söylediğini fark ederek sözünü kesti. Baekhyun duydukları ile ve bozulan siniri ile gürültülü bir kahkaha patlattı. Onun ilk defa güldüğüne şahit olanlar da kendilerini bakmaktan alıkoyamıyorlardı.
"Gerçekten suçluluk psikolojisine mi girdin?" dedi Baekhyun yaşaran gözlerini silerken. "İyi niyetimi alaya mı alıyorsun?" Baekhyun başını iki yana salladı. "Beni hala görebileceksin. Mor Akrep'in liderinin kötü kılıç kullanmasını bekleyemezsin." Sehun farkındalıkla elini ağzına kapattı. "Öyleyse dileğimi değiştirmek istiyorum."
"Hayır." Bu oldukça net bir cevaptı. "Ama bilmiyordum." Baekhyun başını iki yana salladı. "Umrumda değil." Baekhyun söylediğinde kararlıyken Sehun onunla uğraşmaya devam ediyordu. Hayatının bir döneminde çocuklukları beraber geçmişti. Babaları onlara aynı eğitimi verir ve saraydan uzak bir hayat sürmelerini isterdi. Ancak bu ikisi içinde aynı olmamıştı. Baekhyun mecbur bırakılmıştı. Sehun da sefalet içinde yaşamak istememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan ile Anlaşma
FanfictionBaekhyun hayatı boyunca kız kardeşini korumaya çalışır ve hayatını gizlice yaşar. Ancak bir gün kız kardeşini kaybeder ve şeytan ile anlaşma yapmak zorunda kalır. Gündüzleri takı satıp geceleri suikastçılık yapan Baekhyun, şeytan tarafından nasıl bi...