SON

37 6 29
                                    

Baekhyun aptalca saldırı girişiminde bulunan meleklere baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baekhyun aptalca saldırı girişiminde bulunan meleklere baktı. Önüne çektiği kalkanla yere çöktü ve kolunu havaya kaldırdı. Aldıkları komut ile hazır ola geçen okçular Baekhyun'un kolunun aşağı inmesiyle oklarını atmaya başlamışlardı. Melekler gelen oklarla kaçamadan vurulunca öleceklerini tahmin edemeyenler durdu. Zaten pek bir güç sarf etmeyen melekler, taşın da yok olmasıyla iyice hantallaşmışlardı.

Fakat vazgeçmeyen biri vardı ki o hala atıyla koşmaya devam ediyordu. Okçular ikinci bir komutu beklerken Baekhyun kendisine doğru yaklaşan Soobin ile bir kılıç aldı. "Bunu sizin için yapabilirim." Eunwoo ona engel olmak için önüne geçti. "Bu benimle onun savaşı." dedi ve koşmaya başladı. Kendine gelen ata doğru gitti. An gelince yukarı doğru zıpladı ve sert bir tekme savurdu.

At irkilip şaha kalkarken tekme yiyen Soobin dengesini kaybederek yere düştü. "Tam da ayaklarımın dibi. Layık olduğun yer." Soobin'e tekme savurdu. "Böyle mi saldıracaksınız?" diyerek kahkaha attı arkasındakiler. Chanyeol'un surat ifadesi sabitken, Suho hayal kırıklığı içindeydi. Melekler yan gelip yatmış, savaş hazırlıklarına dahi katılmamışlardı. Ölümü hak ediyorlardı.

Baekhyun sinirle kendisine bakan Soobin'e güldü. "Acınası." Soobin'in saçlarından tutarak diz çöktürdü. "Seni hemen onların karşısında öldürsem mi?" Saçlarından çekiştirerek ikinci birliğin önüne attı. "Acı çektirerek öldürün." Baş meleği dövmeye başlayan birliğe arkasını dönerek Chanyeol'a baktı. "Gerçek bir savaşa ne dersin?" Chanyeol sırıttı ve adım atmaya başlamasıyla bütün şeytanlar koşmaya ve at sürmeye başladı. Okçular atlara zarar vermeden ok atmaya başlarken diğerleri de saldırmak için koştu ve kılıçlar birbirine çarpmaya başladı. Baekhyun ve Chanyeol yavaş yavaş birbirlerine doğru giderlerken kimse onlara karışmıyordu. İkisinin de birbirlerine karşı bir savaşları vardı.

Baekhyun çok ilerlemeden etrafına baktı. Soobin'den kurtulmuştu. İkinci birliğin saldırı yapması için işaret verdi ve Chanyeol'a ilerlemeye başladı. Etrafları kargaşa içerisinde olsa da göz temasını kesmiyorlardı.

Aralarındaki mesafe azalırken Baekhyun son kez etrafa baktı. Kyungsoo ve Felix sürekli meleklere saldırırken hepsini ortadan kaldırmaya yemin etmiş gibilerdi. Kai ve Sehun ise birbirlerine sırtlarını vermişler, şeytanları kılıçtan geçiriyorlardı. Nic, koca göbeğinden beklenmedik bir şekilde iyi saldırıyordu. Rowoon heyecanla şeytanlara ok atarken Kang ise Suho'ya saldırıyordu. Dara ve Eunwoo'yu ise ortalıklarda göremiyordu. Tek istediği başlarına bir iş gelmemesiydi.

Ardından koşmaya başladı ve Chanyeol'un üzerine kılıcını vurdu. Chanyeol bu darbeyi engellerken Baekhyun sırıttı. "Güçlerin de yok. Beni nasıl alt edeceksin?" Chanyeol onu üzerinden itti. "Seni öldürmek istemiyorum." Baekhyun suratını buruşturdu. "Benim düşüncem seni öldürmem gerektiği yönünde." Baekhyun tekrar kılıcını savurdu.

"Bu kadar insanın ölmesine neden oldun." Baekhyun Chanyeol'un dediklerine güldü. "O lanet cehennemden çıkmasaydın hala yaşıyor olurlardı." Chanyeol sinirlendi ve kılıcını savurdu. "Bunlara neden olan Raten. Sen sadece kendine bir suçlu arıyorsun." Baekhyun Chanyeol'un karnına tekme savurdu. "Sen ise kendini aklamaya çalışıyorsun."

Şeytan ile AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin