Chanyeol gözlerinin önünde yitip giden bedeni izledi sessizce. Her zaman yaptığı gibi karşısında oturdu. Bu oturuşunun üzerinden birkaç hafta geçmişti de. Zaman hızlı geçiyordu ama acısı hala tazeydi.
Baekhyun o günden beri sabah güneş doğmadan uyanıyor masa başına geçiyordu. Gece yarılarına kadar o masada kalıyor hiçbir sözü dikkate almıyordu. Bazen ortadan kayboluyor, Chanyeol bütün gün onu arasa da bulamıyordu. Onunla olabildiği tek yer çalışma odasıyla yatak odasına kadar olan yerdi. Yatak odasına girmek istese de sadece yüzüne kapanan bir kapıyla karşılaşıyordu.
Tekrar Baekhyun'u izlediği bir gün çalışma odası çat kapı açılarak içeri Kang girdi. "Acil bir durum var efendim." Uzun zamandır ortalık sessizdi. "Söyle." Kang'ın gözleri Baekhyun'a değse de görmezden gelerek efendisine durumu anlattı. "Hain Kyungsoo kaçmış. Hiçbir yerde bulunamıyor. Başkent alarm verdi! Bulan kişiye ödül verileceği söylendi." Chanyeol kaşlarını çattı. "Cehennemin dahi altını üstüne getirin! O meleği bulun!" Kang hızla başını sallayıp odadan çıkarken Chanyeol da kapıya doğru adımladı. Son kez Baekhyun'un yüzüne baktı ancak pek umrunda değil gibiydi. "Ben gidiyorum." Baekhyun'dan bir cevap beklemeden odadan ayrıldı.
.
.
.
"Hahaha! Bulana ne kadar ödül veriyorlar? Biz de aramaya başlayalım." Nic içtiği biralarla büyüttüğü göbeğini tutarak kahkaha atarken karşısında oturan melek gözlerini devirdi. Bu seferki mekanları eğlence evinin boğucu gürültülü yeri değil bir ormanlıktı. Alim Sangmin'in yanında kalıyorlardı.
"Burada saklanmaya devam mı edeceksin?" diye sordu Alim. Kyungsoo sırıttı. "Daha geldiğim kaç saat oldu ki? Çok misafirperversiniz Alim." dedi alay dolu sesi ile. "Uzun bir süre kalacak Alim." Arkadan gelen Baekhyun'un sesi ile irkildiler. "Bu ziyaretini neye borçluyuz?" dedi Kyungsoo. "Bildiğin ne varsa anlat." Kyungsoo kaşlarını çattı. "Bir şey bilmiyorum." O sırada Baekhyun sırtını ağaca yasladı. "Seni boşuna oradan kurtarmadık." Kyungsoo'nun yüzünde kibirli bir gülüş yer edindi. "Söylemezsem?"
"Seni onların önüne atarım." Nic orta yolu bulma umuduyla konuşmaya girdi. "Çocuklar bu kadar-" Sözü Kyungsoo tarafından kesildi. "Sizin yaptıklarınızdan haberi olur."
"Yapacaklarından korksaydım ilk başta seni kurtarmazdım." Baekhyun'un gözü kara olması Kyungsoo'nun tereddüt etmesine neden oldu. "Pekala. Raten'in ölümünden anlatmaya başlayacağım..."
.
.
.
Baekhyun geldiği tapınağın pasla kaplı kapısını iterken ıssız olan dağın tiz gıcırdıma sesleriyle dolmasına neden oldu. Bu tapınak 200 yıldır kullanılmıyordu ve köklü uzun bir geçmişi vardı. Tanrı'ya dualarını ulaştırmak isteyen herkes bu dağı çıkmalı ve Tanrı suyunda yıkanmalıydı. Mağaranın tavanından akan bu suyun kurumasıyla ile birlikte Raten'e olan inanç giderek azalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan ile Anlaşma
FanfictionBaekhyun hayatı boyunca kız kardeşini korumaya çalışır ve hayatını gizlice yaşar. Ancak bir gün kız kardeşini kaybeder ve şeytan ile anlaşma yapmak zorunda kalır. Gündüzleri takı satıp geceleri suikastçılık yapan Baekhyun, şeytan tarafından nasıl bi...