Baekhyun akan suyun içerisinde bacaklarını birkaç kere salladı. Gözlerini kapatarak çimlere uzandı. Güneşin yakıcı ışığı hafifçe yüzüne aydınlatırken üzerine bir gölge düştü. "Huzurlu görünüyorsun." Gözlerini açarak gelen kişiye baktı. Kyungsoo. "Öyleyim." Kyungsoo eski perişanlığından kurtulmuş yenilenmişti. Burada ona iyi bakıyorlardı. "Bu demektir ki kızıl ruhun nasıl öleceğini buldun?" Kyungsoo'nun soru sorar gibi olan cevabını Baekhyun umursamadı.
"Kimin tarafında olacaksın?" dedi. Kyungsoo iç çekti ve ardından güldü. "Hangi taraf daha kazançlıysa." Baekhyun gözlerini yeniden kapattı. "Bu demektir ki düşmanız." Kyungsoo kahkaha attı. "Yanılıyorsun Baekhyun. Kazançlı olan sizsiniz." Baekhyun yerinden doğruldu. "Bu ne demek?"
"Raten'in küçümsenecek gücü yok. Bütün melekler onun ışığından yaratılsa da onun ışığından hiç eksilme olmadı." Baekhyun anlamayarak gözlerini kıstı. "Demem odur ki; Tanrı hiçbir zaman kendi sonunu hazırlamadı. Ona karşı çıkanların sonunu hazırladı. Fakat hemen rehavete kapılma. Her an her şey değişebilir." dedi ve Kyungsoo oradan ayrıldı. Baekhyun sertçe kendini çimlerin üzerine bıraktı. Bu kadar çabanın bir hiç uğruna heba olmasını istemiyordu.
İlerleyen saatlerde Felix ile görüştü. Tanrı'ya inananların sayısı artmıştı. Renni'nin kabilesi de onlara katılacaktı. Her şey uygun bir şekilde ilerliyordu. "Bu kadar insanı beklemiyordum." dedi Baekhyun Alim Sangmin'e itiraf ederek. "Savaşa yaklaştıkça sayımız da artacak." Baekhyun'un aklına bir soru takıldı. "Bir savaş olacak, evet. Ama bu insanlar savaşmayı bilmiyor. Şeytan ve meleklerin güçleri karşısında ne yapacaklar?"
Sangmin asasından güç alarak ilerlemeye başladı. "Bu insanlar doğuştan savaşçı. Diğer konu hakkında endişelenme. Sadece kızıl ruhu yok et. Düşmanlar ile denk olacağız." Baekhyun sıkıntıyla nefes verdi. Kızıl ruhu yok etmek sandığından daha zor ya da kolay olabilirdi. Doğru zamanı bekleyecekti.
Aradan haftalar geçmiş Baekhyun tekrar odasına kapanmıştı. Tek farklılık artık sigarasız kalamamasıydı. Chanyeol ise tek bir kelime kullanmayan Baekhyun'un sigarasını yakma görevini hala sürdürüyordu. Bir gece gelmeyen Chanyeol ile Baekhyun merak etti ve Eunwoo'yu Chanyeol'u bulmak için gönderdi. Chanyeol'un Enji'nin odasında olduğunu öğrenince anlık sinirle ayağa kalktı ama bu yersiz hareketlerini fark ederek odadan çıktı.
Buna daha fazla göz yummayacaktı. Kendi hayatı sarpa sarmışken buna neden olanların huzurla yaşamasına izin vermeyecekti. Sessizce kapıyı açtı ve küçük beşiğe yaklaştı. Mara çok büyümüştü. Baekhyun yakında onun yürüyebileceğini düşünüyordu. Sevimli sesler çıkaran Mara'yı kucağına aldı. "Umarım ilk adımlarını görebilirim." Mara anlaşılmayan birkaç şey daha söylerken Baekhyun pencereye doğru yaklaştı. "Yakında her şey yerle bir olacak. Kimsenin yaptığı yanına kalmayacak."
.
.
Enji keyifle içkisini yudumladı. Chanyeol dün gece onunla çok ilgilenmişti. En büyük güç yanındayken neden keyfi yerinde olmasındı. Şişe dibini görürken homurdandı. Bir cehennem şarabına hayır demezdi. Gözlerini kapatıp arkasına yaslanırken kapısı çaldı. "Gel." İçeri yüzü demirle kaplı bir şeytan girdi. "Efendimiz Chanyeol size özel şarabını gönderdi." Enji heyecanla ayağa doğruldu. "Getir."
Şeytan şişeyi koyarak bekledi. Enji bunu gece Chanyeol ile içecekti. Bekleyen şeytanla kaşlarını çattı. "Niye bekliyorsun? Çıkabilirsin." Şeytan boğazını temizledi. "Efendi Chanyeol beğenmeniz dahilinde biraz daha göndereceğini söyledi." Enji'nin kalbi heyecanla çarptı. Yakında Baekhyun'dan da kurtulunca ondan daha mutlusu olmayacaktı. "Ne duruyorsun? Kadehe doldur." Şeytan başını salladı. Cam şişenin mantar kapağını çıkararak kadehe doldurmaya başladı. Enji gördüğü parçacıklarla sordu. "İçinde ne var?"
"Bilmiyorum efendim." Enji küçümser bir bakış atıp bardaktan birkaç yudum aldı. "Güzelmiş. Birkaç şişe daha güzel olabilir." Şeytan başını salladı. Enji bir bardak daha doldurdu kendine. "Çekilebilirsin." Şeytan başını salladı ve kapıyı açarak dışarı çıktı. Koridorun sonuna gelerek sağa saptı ve ilk odaya girdi. "İçti mi?" Yüzündeki demiri çıkardı. "Evet efendim. Başarılı."
"Teşekkür ederim Eunwoo. Her zaman yanımdaydın." dedi Baekhyun. Rahatça koltuğa oturdu. Chanyeol'un dün gece Enji'yi ziyaretinden sonra epey düşünmüş ve bir plan yapmıştı. Chanyeol Enji'yi boşuna yakınında tutmuyordu. Bunu bilerek hareket edecekti. Enji'nin şaraplara olan düşkünlüğünü bildiğinden ona külleri bu şekilde yedirebileceğini düşündü. Umuyordu ki kullanımı bu şekildeydi. Yoksa bütün planlar yeniden oluşturulmalıydı. "Ben Enji'nin odasına gidiyorum." Eunwoo şaşkınca baktı ona. "Chanyeol bir terslik olduğunu düşünecektir." dedi Eunwoo. Baekhyun gülümsedi. "Chanyeol bu gece gelmeyecek. Önüne bir kemik attım." dedi ve ıslık çalarak Enji'nin odasına doğru gitti.
Enji kapısı çalınmadan açılınca kaşlarını çatarak gelen kişiye baktı. Baekhyun'u görünce şaşırsa da ifadesini bozmadı. "Bu ziyaretini neye borçluyum." Baekhyun gülümsedi ve koltuğa oturdu. "Dün gece Chanyeol odana gelmiş. İyi vakit geçirdiniz umarım." Enji de güldü. "Kıskançlık yapmak için geldiysen zevkle her anımızı anlatabilirim." Baekhyun güldü. "Ah Enji! En akıllı yaratığın sen olduğunu zannediyorsun değil mi?" Baekhyun kollarını birleştirdi ve arkasına yaslandı. "Yaratık dediğimi fark etmişsindir umarım. Bir insan gibi davranmayı bırakmalısın." Enji dişlerini sıktı. "Ne diyorsun sen?"
"Chanyeol'un ilgisini istedin hep. Ancak Chanyeol sadece Raten'in dediğini yapan akılsızın tekiydi. Meer'de bütün güç sendeydi. Mendaları kendin için feda ettin ve şeytan ile meleklerin akıl kazanmasını sağladın. Şeytanlar ve melekler seni öldürmeye çalıştığında ise dünyaya kaçıp saklandın. Raten ortadan kaybolduğunda ise şeytan ile melekler güçlerini geri kazanmak için seni aramaya koyuldular. Çünkü Raten'in kutsallığı onlardan güçlerinin bir kısmını aldı." Enji'nin gözleri parıldamaya başladı. "Senin tek isteğin Chanyeol'du ve ona bu gücü verebilirdin. Ama yanıldığın bir konu vardı."
"Sen sadece Raten'in oyununu hazırlamasında yardımcı oldun. Mendaları şeytanlar ve meleklerin irade sahibi olmaları için feda ettiğini mi söylüyorsun? Hayır, hepsi düşmüşlerin hafızalarını kazanmaları için kullanıldı. Chanyeol için de yalnızca bir piyondun. Senin gücünü almanın yollarını araştırıyordu ama..." Baekhyun gülümsedi. "Artık bu gerçekleşemeyecek. Çünkü birazdan nefes alamayacak, kalbin hızlı hızlı çarpacak ve öleceksin." Enji korkuyla terlemeye başladı. "Raten, şeytanlardan güçlü. Neden, ne... neden-" Baekhyun sözünü kesti. "Sen yorulma ben söyleyeyim." Dişlerini göstererek sırıttı. "Her ihanetin bedeli ödenmeli."
Enji'nin gözleri daha parlak bir hal alırken Baekhyun'un yüzündeki ifade donuklaştı. Enji artık yoktu. Şimdi ise bu gözlerden kurtulmalıydı. Gözlerini yerinden çıkardı. Artık taşlar ondaydı. Evin dışına çıktı ve atına bindi. Birkaç saati vardı. Oyalanmamalıydı. Atıyla süratle giderken Kyungsoo ile konuştuklarını hatırladı.
"Yıllar önce, sen daha doğmamışken cennete bir ruh geldi. Hiçbir şey yapmaz oturur durgun suya bakardı. Hiçbir melek onunla ilgilenmedi. Raten bu görevi bana verdi. Onunla konuşmaya çalıştım, konuşmadı. Onun hakkında hiç bilgim yoktu. Ne kadar günahkâr olduğu ya da iyilik yaptığı hiçbiri yoktu. Hayat dolu değil, kederli bir şekilde bakıyordu durgun suya. Halbuki masmavi su, içinde türlü canlının olduğu bir suydu. Hiçbir şeyle ilgilenmedim, onunla ilgilenmediğim kadar. Bir gün konuştu. O çok günahkardı. Din tüccarlığı yapıyor, insanlara para karşılığında cennetten yer satıyordu. Neden o suya kederli bir şekilde baktığını anladım. Orada ondan cennetten yer satın alanların cehennemde cayır cayır yandığını görüyordu."
"Sonra bildiği her şeyi anlattı. Dünyanın çeşitli yerlerine gitmiş ve bizim göremediğimiz Raten ile ilgili çok şey öğrenmişti. Bana hiçbir meleğin bilmediği şeyleri anlattı. Bildiği her şeyi bir kitaba yazmış. Orada melek ve şeytanların kıyametinin yazıldığını söylemişti. Düşünemedim o zamanlar. Kıyamnet neden bizim için gelsindi? Gelecekte olacak şeyleri anlattığını bilmiyordum. Ama şimdi ona içten bir teşekkür ediyorum. O anlattıklarından sonra bir daha göremedim."
Baekhyun eskisinden yavaş akan şelaleye görmekten nefret ettiği gözleri attı. Bu kadardı. Artık şeytanlar ve melekler üstünlük sağlayamayacak insanlar kazanacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan ile Anlaşma
FanfictionBaekhyun hayatı boyunca kız kardeşini korumaya çalışır ve hayatını gizlice yaşar. Ancak bir gün kız kardeşini kaybeder ve şeytan ile anlaşma yapmak zorunda kalır. Gündüzleri takı satıp geceleri suikastçılık yapan Baekhyun, şeytan tarafından nasıl bi...