Baekhyun kulağına gelen boğuk sesler ile gözlerini açtı. Bilincini kazandığı zaman bayılmadan önceki anıları zihnine dolarken hızla yattığı yerden doğruldu. Kız kardeşi yanında durarak onun elini tutuyordu. "Abi." Baekhyun kızın belinden tutarak kendine çekti ve sıkıca ona sarıldı. "Özür dilerim." Arin'in saçlarını okşuyordu. "Hayır, senin hatan değildi."
"Ne kadar dokunaklı bir sahne." Baekhyun bulundukları yerin farkına vararak Arin'den uzaklaştı. Hoşnutsuzca meleklere baktı. "Bir meleklerin gelmediği kalmıştı." Yanında duran Felix de meleklere hayranlıkla bakıyordu. Melekler ise insanı umursamıyor şeytanlar ile konuşuyordu. "Raten yok olsa da başımıza bela açmaktan geri kalmıyor." dedi Chanyeol. "Bu ne demek?" Baekhyun ayağa kalkarak onlara bakmıştı. "Bu doğumu önceden yazılan mı?" dedi Kyungsoo. Chanyeol başını salladı. "Evet, önceki hayatı yok." Soobin Baekhyun'a yaklaştı ve çenesinden tuttu. "Gerçekten de ilk hayatı." Baekhyun çenesini sertçe çekti.
"Bu bir sorun olur mu?" dedi Kai. "Tanrı hayatta olsaydı, evet." diye cevap verdi Kyungsoo. Melekler ve şeytanlar kaderin getirecekleri hakkında bilgisizlerdi. "Bir süre şu kızı izleyelim, Sonra tekrar öldürmeyi deneriz." Baekhyun bahsettikleri kişinin Arin olduğunu anlayınca kızı arkasına aldı. "Buna izin vermem." Kyungsoo kaşlarını çattı. "O kız ölmesi gereken biri. Bir insandan izin alacak değiliz."
"Ya Raten hala hayattaysa?" diye sordu Rowoon ve devam etti. "Kızın ölmemesinin sebebi ya Raten ise?" Bu soruya Soobin cevap verdi. "Herkes onun nasıl parçalara ayrıldığını gördü. Kızı öldürememe sebebimiz hala o büyük güce ulaşamamamız." Baekhyun diretti. "Kız kardeşimi de yanımda götüreceğim." Kardeşini bu canavarların eline bırakmayacaktı. "İnsan burada kalacak." dedi Kyungsoo son sözü söylerek. Chanyeol Baekhyun'un elinden tuttu. "Gidelim." Baekhyun sertçe elini çekti. "Ne yapıyorsun sen?!" Chanyeol tekrar Baekhyun'un elini tuttu ve bu sefer parmaklarını sıkılaştırdı. "O kız ölü. Onu getirmen bir şeyi değiştirmeyecek." Baekhyun bunu kabul etmek istemiyordu. O nefes alabiliyordu. Bir ölü bunu yapamazdı.
"Şimdilik gitmemiz iyi olacak." Felix'in mavi gözleri düşünceli görünüyordu. "Abi git. İyi olacağım. Yakında tekrar buluşacağız." Herkes onu bundan vazgeçirmeye çalışıyordu. Elini Chanyeol'dan çekti ve hızla katedralden çıktı. İçinde taşmayı bekleyen büyük bir öfke vardı. Gördüğü ormana saptı. Ağaçların azaldığı yere kadar gitti ve bir uçuruma ulaştı. Rüzgar tokasından çıkmış saçlarını dağıtırken sağlamlığından emin olduğu kayaya oturdu. Doğa da aynı kendisi gibiydi. Esen coşkulu rüzgara rağmen uçurumun dibindeki su durgundu. Onun da içinde fırtınalar kopuyordu ama her zaman ifadesizdi.
"Ah, sonunda... Buradasın." Felix nefes nefese bir şekilde yanına kaldı. "Niye geldin?" Kendisini toparladıktan sonra Baekhyun'un yanına oturdu. "Benim de senin gibi düşünmeye ihtiyacım var." Bir süre sessizlikte oturdular. Baekhyun ayağa kalktı. "Ben gidiyorum." Felix konuştu. "Rahipliği bırakmayı düşünüyorum." Baekhyun duymayı beklemediği sözler ile tökezledi. Felix son anda onu tutarak dengesini sağladı. "Bir uçurumda ayağa kalkmış birine aniden böyle şeyler söyleyemezsin." Felix'in yanına oturdu.
"Neden?" Felix iç çekti. "Meleklere inanmamın bir sebebi vardı. Onlar görkemli varlıklardı ve kendileri gibi görkemli olan varlığa, tanrıya hizmet ediyorlardı. Ben de küçükken öyle düşündüm. Onların yolunda hizmet edersem görkemli olacağımı düşündüm. Ama onları görünce..." İç çekti. Hayatının bir anda tepetaklak olduğunu düşünüyordu. "İnancını kaybeden rahiplere ne yapıldığını biliyorsun, değil mi?" Seni zorla inandırırlardı. Felix başını salladı. "Ne yorucu!" Arkaya doğru yaslandı. "Biliyorum ama sanki etraflarını saran bir karanlık var gibi." Baekhyun düşüncesini söyledi. "Onları ilk defa gördüğün için olabilir." Felix başını iki yana salladı. "Bu öyle bir şey değil. Kitaplarda meleklerin alnında bir mühür olduğu söyleniyor. Bu mühür onları iradesiz birer varlık yapar." Baekhyun kaşlarını çattı.
"Konuşurlarken de duymadın mı? Melekler ve şeytanlar bir olup Raten'i öldürdü." Felix kaşlarını çattı. "Oradayken uykudaymışım gibi hissettim. Ama sen konuşunca sanki derin bir uykudan uyanmışım gibi." Alnını ovaladı. "Melekler her 22 yılda bir ülkeyi kutsamalı. Bu ülkedeki huzuru ve dengeyi sağlar. Ancak 300 yıldır bir kutsama gerçekleşmedi. Bu güçlerini kaybettiği anlamına gelir." Baekhyun anlamadı ama bu yeni bilgi ilgisini çekmişti. "Yani?"
"Tanrı'nın öngörü yeteneği var. Sence melek ve şeytanların yapacağı tuzaktan haberi olmaz mıydı? Bu Tanrı'nın yaşadığı anlamına gelmez mi?" Felix düşüncelerinin şimdiye kadar köreltildiğini hissetti. "Bu bizi ilgilendirmez.Tanrı var ya da yok. Varsa da bu Tanrı ile onlar arasında." Felix Baekhyun'a baktı. "Ya bu oyunda sen de varsan?" Baekhyun şaşkınca Felix'e baktı. "Ne?" Din adamlarının deli olduğunu söylerlerdi. Felix de bu söylentiyi doğrulamıştı. "Sen doğumu önceden planlanmış kişisin. Sen Tanrı'nın çocuğusun." Felix kayadan inerek yere kapandı. "Artık size inanacağım. Beni affedin efendim." Baekhyun ayağa kalktı. "Haha, ne saçmalıyorsun?" Felix'i omuzlarından kaldırmaya çalıştı ama Felix yerde kalmakta oldukça inatçıydı.
"Bu zamana kadar yanlış yolda olduğumun farkında değildim. Lütfen beni geniş merhametinizle affedin." Baekhyun kulaklarına kadar kızardı. Felix'i orada bırakarak oradan ayrıldı. Saraya bile nasıl geldiğini bilmiyordu. Bu yaşadıkları çok saçmaydı. Odasına girdiği gibi kendisini yatağa attı. Düşünceleri ile uykuya dalarken kapısı çalınca uyandı. "Efendim kral hazretleri sizi çaya davet ediyor."
"Üzerimi değiştirip geleceğim." dedi Baekhyun uyku halinden kurtularak. "Şimdi gelmenizi istiyor." Baekhyun kaşlarını çattı. Kralın onu çağırması pek iyiye işaret etmiyordu
kral onu yicek arkadaşlarr
bu arada duydum ki cangemayı tekrar çıkartıcaklarmış yeni versiyon ancak hemşire olduktan sonraki hayatını konu alacaklarmış hadi kabul olur çıkar da yeni cungomini izleriz gjkbnfkjbgg
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan ile Anlaşma
FanfictionBaekhyun hayatı boyunca kız kardeşini korumaya çalışır ve hayatını gizlice yaşar. Ancak bir gün kız kardeşini kaybeder ve şeytan ile anlaşma yapmak zorunda kalır. Gündüzleri takı satıp geceleri suikastçılık yapan Baekhyun, şeytan tarafından nasıl bi...