15. Bölüm

28 6 0
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sarayın içine ilerlediler. "Adın ne?" Chanyeol, Suho ve asker öndeyken Baekhyun ve Kang hemen arkalarındaydı. Eunwoo, Namjoon ve Kyungnam bir askeri üstte görevdeydiler. "Enji efendim."

"Bize burayı göster Enji." Enji gülümsedi ve onlara sarayı tanıtmaya başladı. Baekhyun o sırada Enji'yi inceliyordu. Duruşu da bakışları da oldukça özgüven sahibi olduğunu gösteriyordu. Baekhyun bu özgüvenin nedenini merak etti. Daha önce burayı ziyaret ettiğinde bu askeri kralın yanında görmemişti.

"Bu sarayda her oda bir sır barındırır." dedi gizemli sesiyle. Elini duvardaki bir işlemenin üzerinde tuttu. "Şeytanlar ölümsüzdür." Duvardaki işlemelerde bir takım şeytan tasvirleri vardı. "Hakkımızda bu kadar şey bilmeniz bizi şaşırttı." dedi Suho alay ederek. Fakat Enji'nin umursamaz tavrı Suho'yu kızdırdı.

Enji duvardaki tasvirleri açıklamaya devam etti. "Melekler şeytan olabilir. Ancak bir şeytan bir daha melek olamaz." Enji bu sefer bir tabloya baktı. "Melekler yeryüzüne inebilir. Fakat şeytanlar bunun için bir bedel ödemelidir." Enji Chanyeol'a baktı. "Nasıl bir bedel ödediniz efendim?" Enji'nin bu meraklı sorusuna Chanyeol sessiz kaldı.

"Bu ülkenin kralı olmak ister misin?" Enji başını salladı. "Burayı seviyorum. Olmak isterim." Suho bunun üzerine kaşlarını çattı. "Taç takacak bir başın olsun istiyorsan bir daha bizim hakkımızda soru sorma Enji." Daha önce Suho'nun bu tavrına şahit olan Kang bile irkilmişken Enji'nin cesaretinin kırılması anormal değildi.

"Salgın nerede başladı?" dedi Chanyeol konuyu değiştirerek. "Tomai şehrinde başlayarak her şehre bulaştı. Sadece başkent sağlam, şimdilik." Baekhyun salgının neyden olduğunu merak ediyordu. "Suları ve yiyecekleri kontrol ettiniz mi?"

"Bunları biz de akıl ettiğimiz için kontrol ettik. Ancak başka bir şey çıkmadı." Baekhyun kaşlarını çattı. Bu adamın neden onunla zıtlaştığını anlamıyordu. İç çekerken aklına gelen şey ile durdu. "Bu hastalığın belirtileri nedir?"

"İştah kaybı, baygınlık ve kan kusmaya kadar gidiyor." Baekhyun başını salladı. "Sınır köylerde de bu gibi durumlar yaşandı mı?" Enji omuz silkti. "Bilgim yok. Aynı ülkede yaşasak da onlar bizden daha ilkel yaşıyor ve yabancıları köylerine kabul etmiyor."

"Yarın orayı ziyaret edeceğim. Bir sorun olur mu?" Enji başını iki yana salladı. "Seni sevmezlerse öldürürler." Baekhyun başını salladı. Ölmekten korkmuyordu. "Dinlenmemiz için bize oda hazırla." dedi Chanyeol kabaca. Enji'nin başını sallamasıyla askerler onları odalarına bırakmak için götürdü. Baekhyun getirildiği eski odayla göz devirdi. Bu sarayda daha iyi odaların olduğunun farkındaydı. Kısa sürede bu çocuğun kendisine olan kininin nedenini öğrenmeliydi.

Odaya girince pencereyi açarak odayı havalandırdı. Neyseki örtüler temizdi. Yatağa uzanarak gözlerini kapattı. Güneş doğmadan yola çıkacaktı. Birkaç saat uyusa iyi olacaktı. Birkaç saat sonra hissettiği ısırıkla inleyerek kalktı. Yatakta yüzüstü yatıyordu ve sırtına konan dudakları hissediyordu. Elleri arkadan bağlandığı için hareket edemiyordu. "Bu kadar güzel bir vücudun olduğunu daha önce söylemeliydin Baekhyun." Chanyeol'un sesiyle dondu.

Şeytan ile AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin