Üzerine çeki düzen vererek odadan çıktı. Hizmetçinin peşinden gitmeye başladı. Kralın bu çay daveti altında ne isteyeceğini merak ediyordu. Sonunda bir bahçeye benzeyen balkona vardıklarında hizmetçi selam vererek içeriyi işaret etti. Baekhyun krala yaklaşarak selam verdi. Kral Alexander Baekhyun'u görünce gülümsedi. "Batan bir güneşin karşısında çay içmek gibisi yok. Beni ve bu manzarayı beklettiğin için utanmalısın." Baekhyun gülümsedi. "Daha erken haber vermeliydiniz. Yoksa güneş batmayı, siz de beni beklemeyecektiniz."
Kral kahkaha attı. "Bunun benim hatam olduğunu söyleyecek kadar cesaretlisin. Cesaretli insanları severim." Kralın açık sözlülüğü Baekhyun için pek bir şey ifade etmedi. "Umarım bana karşı olan bu olumlu duygularınız krallıklar arası ilişkilerimizin gelişmesinde rol oynar." Baekhyun çayından birkaç yudum aldı. "Gerçekten söylenilen her cümleyi kendi tarafına çekmeyi biliyorsun." Baekhyun gülümsemekle yetindi.
"Merak ettiğim bir şey var. Dük Sehun, oldukça güçlü bir asker ancak en güçlü askerlere sahip olan sensin." Baekhyun başını salladı. "Ben de güçlü bir askerim." Kral Alexander gülerek başını iki yana salladı. "Neyden bahsettiğimi biliyorsun Baekhyun." Baekhyun güldü. "Sizde bunun nedenini biliyor gibisiniz." Kral parmaklarını birbirine geçirerek arkasına yaslandı.
"Lütfen bana bildiğim nedeni açıkla."
"Diplomasi savaşta kılıç sallamaya benzemez. Zeka benim en keskin kılıcım." Kral yavaşça başını salladı. "Ah, her yönden isteyeceğim türdensin." Baekhyun gülümsedi. "Bu görüşmenin altındaki amacınız nedir majesteleri?" Kral yavaşça ona eğildi. "Gücüme güç katmayı ister misin?"
"Nasıl bir güçten bahsediyorsunuz?"
"Evlilik." Baekhyun konunun buraya geleceğinin farkındaydı. "Siz zaten evlisiniz." Kral başını salladı. "Ama tekrar evlenmemi engelleyecek bir yasa yok." Baekhyun güldü. "Erkeklerle ilgilendiğinizi bilmiyordum."
"Akıllı olan her şey ile ilgilenirim." dedi kral sanki sır veriyormuş gibi sessizce. "Bu sizin hayvanlarla da ilgilenebileceğiniz anlamına gelmez mi?" Kral inci gibi dişlerini göstererek güldü. "Ah Baekhyun! Çok sinsisin." Baekhyun gülümseyerek çayının yenilenmesini istedi. "Teklifinizi reddetmek durumundayım." dedi sıcak çayından bir yudum alırken. "Nedenini öğrenebilir miyim?" Baekhyun fincanı yavaşça tabağına koydu.
"Bir çocuk doğurmam mümkün değil. Açıkçası saray entrikaları bana göre değil. Çay partileri yerine sahada rol almayı daha çok severim. Kısacası kazanamayacağım bir savaşa girmek istemem." Kral güldü. "Yeterince açık bir neden." Çaylar bitince Baekhyun ayrılmak için kralın iznini istedi. Evlilik harici gayet güzel bir sohbet olmuştu.
Merdivenlerden inerken Baekhyun duyduğu seslerle sesin geldiği koridora yöneldi. Epey müstehcen olan seslerin arasından tanıdık bir ses duymuş gibiydi. Sarayda bunu yapabilmek yürek isterdi. Kapı kolunu yavaşça indirirken içinde huzursuzluk vardı. Ancak kapılarını kilitlemeyen kişiler hakkında da oldukça akılsız olduklarını düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan ile Anlaşma
FanfictionBaekhyun hayatı boyunca kız kardeşini korumaya çalışır ve hayatını gizlice yaşar. Ancak bir gün kız kardeşini kaybeder ve şeytan ile anlaşma yapmak zorunda kalır. Gündüzleri takı satıp geceleri suikastçılık yapan Baekhyun, şeytan tarafından nasıl bi...