Gök bugün başka bir renkteydi. Ne temiz bir mavi, ne de şafaktaki sarı. Griydi. Bu renk bugünün talihsizliğini vurguluyordu. Az sonra şimşek çakacak, herkesin gözleri önündeki kızgın sular fırtınayı haber verirmişçesine sarp kayalıklara sert bir şekilde çarpacaktı.
Talihsizdi fakat Baekhyun'un gözleri önünde ucu bucağı olmayan bir gökyüzü, umut dolu denizi vardı. Umut bu kadar kendini göstermek için debelenirken Baekhyun kullanmayıp da ne yapacaktı.
"Bütün askerler gemiye bindirilsin. Yola çıkma zamanı." Baekhyun denize son bir bakış atarak emrini verdi. "Yağmur yağacak. Onları göz göre göre ölüme yollayamayız." Namjoon Baekhyun'un peşinden giderek onu bu fikirden vazgeçirmeye çalışıyordu.
"Asıl şimdi gitmezsek kendi mezarımızı kazmış olacağız. Yağmur yağdığı için şu an savunmasızlar. Bu tek şansımız olabilir." Namjoon daha fazla ısrar etmeyi bıraktı. İkisi de yüksek tepeden aşağı indi. Kyungnam kıyıda asker sayımı yapıyordu. "Herkes sayıldı mı?" Kyungnam başını salladı. "Hepsini on beşli gruplara ayırdım. Toplamda on bir grup var." Baekhyun başını salladı. "Herkes tamam mı?" Eunwoo başını iki yana salladı. "Şeytanlar hala gelmedi."
"Biri bizi mi çağırdı?"
Arkalarından gelen ince sesle oraya döndüler. Suho, Chanyeol, Rinna, Kang ve arkalarında duran yüz kişilik bir şeytan ordusu karşılarında duruyordu. Baekhyun Rinna'nın da gelmesini beklemiyordu. "İnsanlara yardım etmeyeceğinizi sanıyorduk." diye konuştu Kyungnam. "Yardımımız dokunsa kötü olmaz diye düşündük." dedi Kang. Şeytanlar, Chanyeol'un emriyle gemiye binmeye başladılar. Gemi kaptanı yaklaştı Baekhyun'a.
"Bir an önce yola çıkmamız gerekiyor. Fırtına başlarsa ilerlememiz zor olacak efendim." Baekhyun kaptanı onayladı. Herkes gemiye bindi. Baekhyun kaptana nereden gideceklerini anlattı. "Fuji dağının arkasında duracağız ve askerleri kayıklar ile kayalıkların önüne bırakacağız. Sen bizi dağın arkasına bırak gerisi bizde." Kaptanın onaylamasıyla gemi hareket etti.
Diğerlerinin yanına gitti. Kyungnam ve Namjoon yanlarında bulunan Suho yüzünden sessizlerdi. "Vardığımızda bir kamp alanı kuracağız. Ertesi gün ise askeri alanlara saldıracağız. Halktan olanlar herhangi bir isyan girişiminde bulunmazsa zarar vermeyeceğiz."
"Dağın arkasında kalmamız bir sorun olmaz mı?" Kyungnam sorusuyla dikkat çekti. "Sonuçta uyuyan bir yanardağ."
"Olmayacaktır." Baekhyun emin olmasa da böyle olmasını umuyordu. "Ne zaman varacağız. Çok sıkıldım!" Rinna onların yanına gelerek Suho'nun koluna girdi. "Kimse seni zorla getirmedi." diye cevap verdi Baekhyun. Karşılık olarak Rinna'dan sert bir bakış aldı. Rinna içinde ona bir kin gütmüştü. Bu sözleri onun kinini daha fazla harlamaktan başka bir şey yapmıyordu.
"Efendim kayıkları indirmeye başlıyoruz." Vardıklarından yağmur hafifçe çiselemeye başlamıştı. Daha da şiddetlenmeden varmayı umuyordu. "Eunwoo önden giderek etrafı kontrol et ve işaretleri bırak." Eunwoo başını salladı ve kayığa bindi. Onunla birlikte aynı grupta bulunduğu askerler de binmişti.
İlk grup ayrılırken sıra ikinci gruba gelmişti. Onlar da giderken bu sefer Baekhyun aşağı indi. Ancak atmak istediği adım kaydı ve suya düştü. Soğuk sudan hızla başını çıkararak kayığa tutundu. İlk gördüğü yüz Rinna'nın sırıtan yüzüydü. Ona ters bir bakış attı ve kayıktakilerin yardımıyla sudan çıktı. "Gidelim." Hava soğuktu ancak bedeni sıcaktı. Sinirleri bozulmuştu.
Kendi ceketlerini vermek isteyen askerlerin teklifini reddeterek kayalıklara ulaştılar. "Kaygan olabilirler. Bastığınız yerlere dikkat edin." Baekhyun'un uyarısını dinleyen askerler dikkatlice oradan geçtiler. Baekhyun grubuyla birlikte Eunwoo'nun ağaçlara bıraktığı işaretleri takip ederek güvenli bölgeye ulaştılar. Bu tür işaretler birliğinde yaygın olduğu için diğer gruplarda bulunan üyeleri sayesinde rahatlıkla bu alanı bulabileceklerdi.
Gelenler ile birlikte çadırları kurmaya başladılar. "Bir süre burada konaklayacağız. Bugün dinlenin. Yarın büyük gün." Herkes başını salladı. "Benimle gel. Chanyeol'un dediği üzerine onu takip etti. Girdikleri çadırda samanların üzerini işaret ederek ona örtü attı. "Buraya yat." Baekhyun'un yavaştan titremeye başlaması hoşuna gitmemişti. Savaş durumunda büyük bir kayba uğrayabilirlerdi.
Baekhyun şaşırsa da sorgulamadan uzandı. Üzerindeki yorgunluğu atmanın fena olmayacağını düşündü. Nefesi yavaş bir şekilde düzenlenirken Rinna'nın sesini duydu. "Sen de mi buradaydın?" Konuştuğu kişi Chanyeol'du. "Bu seni rahatsız mı ediyor?" Chanyeol kısık sesle konuşuyordu.
"Benim yoluma çıkıyorsun." Rinna Chanyeol'un dibine girmişti. "İnsanlara zarar vermeyeceğin konusunda anlaşmıştık."
"Sadece bir kere, bir kere tek canını yakmak istiyorum. Ama siktiğimin seni sürekli engel oluyor." Chanyeol, Rinna'yı boğazından tuttu. "Sadece bir kere izin vereceğim. Başka şansın olmayacak." Rinna hissettiği zevkten titrerken Chanyeol hiçbir tepki vermedi. "Altında olmayalı uzun zaman oldu." dedi iç çekerek. Chanyeol sırıttı. "Her zaman böyle sürtüktün." Rinna boğazındaki eli okşadı. "Suho'nun seni böyle görmesini ister misin?"
"O benim umrumda değil. Sen ondan daha üstünken neden onun kral olduğunu anlamış değilim." Chanyeol cevap vermedi. Bundan cesaret alan Rinna elbisesinin kuşağını çözdü. "Biraz eğlenmeye ne dersin?" Chanyeol onu bıraktı. "Leş gibi kokuyorsun, insanlar gibi." Rinna alelacele Chanyeol'a yapıştı. "Güçleri kazanmama çok az kaldı."
"Kazan ya da kaybet. Bana zevk vermiyorsun." Rinna deli gibi gülmeye başladı. "İnsan gibi koktuğumu söylüyorsun ama tercihin bir insan parçası mı!?" Chanyeol Rinna'yı ensesinden yakalayıp çadırın dışına Suho'nun önüne fırlattı. "İşini gör ama sağlam bırak. Yapması gereken bir şey var." Suho Rinna'yı alıp götürürken Chanyeol da peşlerinden gitti. Titrek bir şekilde nefes alan Baekhyun'dan habersizlerdi.
Baekhyun düşünceler eşliğinde uykuya dalarken bir süre sonra sarsılarak kaldırıldı. Karşısında kendi birliğinden olan askeri gördü. "Ne oluyor?"
"Efendim, düşman cephe almış!"
şuraya bir suya düşmüş baek bırakayım dedim bir sonrki bölüm yarına artıkın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan ile Anlaşma
FanficBaekhyun hayatı boyunca kız kardeşini korumaya çalışır ve hayatını gizlice yaşar. Ancak bir gün kız kardeşini kaybeder ve şeytan ile anlaşma yapmak zorunda kalır. Gündüzleri takı satıp geceleri suikastçılık yapan Baekhyun, şeytan tarafından nasıl bi...