32. Bölüm

23 6 1
                                    

Baekhyun, karşısında oturan meleklere baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baekhyun, karşısında oturan meleklere baktı. O devasa parlak kanatları yoktu. Burada bulunma sebebini de bilmiyordu. Ortamda yoğun bir konuşma dönüyor ve Baekhyun sıkıntıyla masayı parmağıyla çiziyordu.

"Anlaşmayı bozuyorsunuz!" Yanında kükreyen Chanyeol ile büyük bir sorun olduğu ortadaydı. Başı zaten dertten eksik olmuyordu. Bir de şeytanların yanında melekler de çıkmıştı. "Siz artık dünyadasınız. Kızıl ruh bize lazım!" Baekhyun duydukları ile daha ilgili dinlemeye başladı. "Kızıl ruhu bizden alırsanız üç evren birbirine karışacak!" dedi Suho. İçlerinde tek tanıdığı Soobin parlak gözlerini Suho'nun üzerine dikti. "Kime karşı sesini yükselttiğinin farkına var." Sesi sakin olmasına rağmen Suho'nun yutkunmasına neden olmuştu.

"Bir anda fikrini değiştiren şey ne?" dedi Kai gözlerindeki sinsi parıltılarla. Soobin sakin görünse de arkasındaki melekler için aynı şey denilemezdi. "Kyungsoo bize ihanet etti."

"Amacı ne?" dedi Chanyeol. Baekhyun'un yanındaki ısı epey düşmüştü. Ta ki Soobin'den aldığı cevaba kadar. "Yeniden Tanrı'yı diriltmek istiyor." Baekhyun daha ne olacak merak ediyordu. "Kızıl ruhu o bulmadan önce biz bulmalıyız." Baekhyun, Chanyeol'un gözlerinde yanan bir ateş olduğunun farkına vardı. "Bulacağım. Bulacağım ve o meleğin canına okuyacağım." Dişlerini bastırarak söylediği sözlerden sonra sandalyesinden hızla kalktı ve ortak salondan çıktı. Baekhyun da üzerine toplanan bakışlarla omuz silkti ve Chanyeol'ün arkasından ilerledi. Fakat Chanyeol ortalıkta yoktu.

Saraydan dışarı çıkınca önüne bir at arabası geldi. "Efendi Chanyeol, sizin arabada beklemen gerektiğini söyledi." Baekhyun Kang'ı onayladı ve arabaya binerek bekledi. Uzun bir sürenin ardından iyice sıkılmıştı. Arabadan inmeye yeltenmişti ki arabanın hareket etmesiyle sarsıldı. "Nereye gidiyoruz?" Arabayı süren Rowoon cevap verdi. "Eski evine." Baekhyun neden oraya gittiklerini anlamadı. "Efendimiz senin güvende olman için oraya gitmemizi söyledi. Arin ve diğer hizmetkarların oraya çoktan gitti." Baekhyun'un onaylamaktan başka çaresi yoktu.

5 gündür yoldaydılar ve evine daha yeni varmışlardı. Bu kadar geç kalmalarının sebebi ise geceyi bir handa geçirmeleriydi. Baekhyun yorulmadığını söylese de Rowoon onu bir handa kalmaya zorlamıştı. Baekhyun bir şeyler olduğunu biliyordu ama gidince görmeye karar verdi. Eve vardıklarında onu Eunwoo karşıladı. "Hoşgeldiniz efendim." Arabadan inerek kaslarını güzelce gerdi. "Bir sorun var mı?" Eunwoo başını iki yana salladı. "Hayır. Enji'ye uygun bir oda verdik. Arin şimdi dışarıda ve yanlarında Felix de var." Baekhyun'un kaşları çatıldı.

"Enji?" Eunwoo tedirginlikle başını salladı. "Chanyeol ve Enji beş gün önce vardılar. Bundan haberiniz olduğunu düşünüyordum." Baekhyun sinir katsayısının arttığını hissetti. "Herhangi bir sorun çıkarttı mı?" Eunwoo'nun önünden geçerek yürümeye başladı. "Hayır efendim. Siz olmadığınız için askerleri onları izlemek için görevlendirdim." Baekhyun cevap vermeden eve ilerledi. "Chanyeol nerede?"

Şeytan ile AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin