30. Bölüm

30 8 2
                                    

Yolları bir süre sonra bir eğlence evine düştü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yolları bir süre sonra bir eğlence evine düştü. Baekhyun daha önce buraya gelmemişti. İki katlı eski bir ev olması çok seçkin bir yer olmadığını da gösteriyordu. Ancak çok yüksek bir müzik sesi vardı. "Efendim, tabelada dediğiniz şekillerden var." dedi Felix kapının üstündeki işaretleri göstererek. "İçeri girelim." Bahçe meşalelerle aydınlatılmıştı. Önlerine bir adam çıktı. "Buraya giremezsiniz." Felix Baekhyun'a baktıktan sonra adama geri döndü. "Buraya girmek için ne yapabiliriz?"

"Sadece üyeler girebilir."

"O zaman üye olmak istiyoruz." diye konuştu Felix. Baekhyun bunu kabul etmeyeceklerini düşünüyordu. "Sadece bizden olanlar üye olabilir." Felix bir çıkmaza girdiklerini düşündü. Burası aradıkları cevabı bulacakları yerdi. "Bu yardımcı olacaktır." Baekhyun son çare olarak elini cebine attı. "Biz altın kabul etm-" Adamın sözü gördüğü parçayla kesildi. "İçeri girin." Felix neşelenecek vakti bulamadan kolundan tutularak içeri çekiştirildi.

"Misafirimiz var!" Adam bağırarak dikkatleri üstüne çekerken üyeler gördükleri yabancılar ile ayaklandı. "Böyle pis bir yerde çocuklar nasıl olabilir?" dedi Felix Baekhyun'un kulağına fısıldayarak. Burası iyi niyetlerin olmadığı bir ortamdı. O gece ilk defa eğlence evinin sesinin kesildiği gece olmuştu.

"Bir sorun mu var?" dedi kızıl sakallara sahip adam. Burada her ırktan insanlar vardı. "Nic, bu Byun Baekhyun!" Herkes anlamsızca konuşan çocuğa baktı. "Ne Byun'undan bahsediyorsun?" dedi aynı şekilde kızıl saçlara sahip olan kadın. "Kralın amcasının oğlu olan Byun Baekhyun!" Büyük odada mırıltılar çoğalırken Nic herkesi susturdu.

"Özel misafirimizi ayakta tutmayalım. Şöyle geçin." diyerek masaya davet etti. Baekhyun ve Felix sandalyelere otururken Nic küçük bir çocuğa bir şeyler diyerek dışarıya gönderdi. "Bu adama güzel derlerdi de inanmazdım." dedi çekik gözlü kadın. Baekhyun buradaki tek Joseonlunun o olduğunu düşünüyordu.

Etrafı inceledi. Odada yoğun bir tütün dumanı vardı. Her masanın üzerinde fıçılar bulunuyordu. Baekhyun onların içinde alkol olduğunu düşündü. "Buyrun." Önlerine konulan içecekle Baekhyun dokunmazken Felix kuruyan boğazını ıslatmak için içindekini su sandığı bardağı kafasına dikti. Ancak ferahlatacağını düşündüğü içecek boğazını yakınca öksürmeye başladı.

"İlk defa mı içiyorsun? Yakında alışırsın!" dedi başka bir adam keyifle. Felix yaşaran gözlerle ellerini birleştirdi. "Tanrım günahlarımı bağışla." Odadakiler duyduklarıyla şüphelendiler. "Tanrı'nın öldüğünü unuttun mu?" Felix ezberlediği duaları okurken cevap veremedi. Duası birkaç saniyede biterken başıyla Baekhyun'u işaret etti. "O Tanrı'nın yaşadığının en büyük kanıtı."

İleriden bir gürültü koptu. "Bizi kandırmaya mı çalışıyorsunuz! Buradan ölünüz çıkar!" dedi dövmeli iri bir adam. Nic eliyle adamı susturdu. Felix neden bu kadar tepki verildiğini anlayamadı. "İşin doğrusunu ihtiyar geldiğinde öğreneceğiz." Herkes gerginken Baekhyun oldukça rahattı. Fakat gecikiyordu. "Aradığım cevap sizde değil gibi. İhtiyar dediğiniz kişi de hala ortada görünmediğine göre şimdilik gidiyorum. Yarın tekrar geleceğim." Chanyeol şüphelenmeden gitmek en iyisiydi.

Şeytan ile AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin