Güneş batmış yerini aya bırakmıştı. Karanlık ortamı yere sabitlenen tahta direklerin üzerine bağlanmış meşaleler aydınlatırken Baekhyun bir düz taşın üzerine oturmuş yere bakıyordu. Şeytanlar ve insanların bir kısmı zafer eğlencesi yaparken zaferi sağlayan kişiler hem Baekhyun'dan dolayı hem de hissettikleri ihanet edilmişlik duygusu yüzünden durgunlardı.
Chanyeol, Baekhyun'u öptükten sonra kendi haline bırakmıştı. Birkaç kez Eunwoo kontrol etmek için gelmiş ve ardından geri gitmişti. Baekhyun olanlar için üzgün hissetmiyordu. İçinde herhangi bir duygu yoktu. Belki biraz öfke hissediyordu. Fakat bu öfkenin kesin bir sebebi yoktu. Kendisine mi kızgındı, Rinna'ya mı yoksa Tanrı'ya mı?
Babasını öldürmeseydi başka bir yol bulabilirdi. Rinna'nın sözlerindeki doğruluk payı mı onu sinirlendiyordu ya da Arin'in yaşamaktan bu kadar kolay vazgeçmesine mi? Peki ya Tanrı neden bu kadar güçsüz olup yok olmuştu ya da hayattaysa neden bütün bunların yaşanmasına izin vermişti? Kafasındaki sorular ile boğuşurken elindeki kuruyan kanı toprağa silmeye çalıştığının farkında değildi. Bunun farkına eline yavaşça dökülen suyla varmıştı.
"Ellerini yara yapabilirsin." Bu hareketi hiç beklemediği kişi yaptığı için şaşırdı. "Bununla temizle." Suho elindeki testiyi Baekhyun'un ayağının dibine koydu ve küçük bir taburenin üzerine oturdu. "Ne o, bana acıyor musun?" Suho sırıttı. "Bu sadece teşekkür etmek için. Bir daha bu jesti göremezsin."
"Şeytanların teşekkür edebileceğini bilmiyordum."
"Bir zamanlar insandım. Bunu yapmaya hakkım olabileceğini düşündüm." Baekhyun verilen bu bilgiyle şaşırdı. Suho'nun saf şeytan olduğunu düşünüyordu. "Teşekkür etme sebebin ne?"
"Rinna'yı öldürdüğün için." Baekhyun'un kaşları çatıldı. "Alay mı ediyorsun?" Suho başını iki yana salladı. "Kız kardeşin, Arin, iyi bir insandı ama çok acı çekti. Sana borçlu."
"Bu ne demek?"
"Bir bedene iki ruh hükmedemez. Arin'in ruhu zayıftı. Bu yüzden çok acı çekti. Ama merak etme. Şimdi iyi." Suho ayağa kalktı. Gitmek için hareketlenirken Baekhyun onu sözleriyle durdurdu. "İyiden kastın nedir?" Suho yürümeye devam etti. "Cennetten selamı var." Baekhyun bu duyduklarıyla aklındaki bütün soruların kaybolduğunu hissetti. İçine ferahlık gelmişti sanki.
Yanındaki testiyi alarak eline dökmeye başladı. Kuruyan kandan kurtulduktan sonra ayağa kalktı. Ağrıyan başını dindirmek için uyumaktan başka çaresi yoktu. Eunwoo'nun onun için hazırladığı, hayvan derisi örtülmüş yatağa uzandı.
Bir süre sonra göğsünde hissettiği ıslaklıkla kalktı. Gördüğü beyaz saçlarla irkilerek saçların sahibini itmeye çalıştı. Ancak bu çabası boşunaydı. Saçların sahibi yavaşça kendini kaldırdı. Baekhyun'un gördüğü yüz tekrar irkilmesine neden oldu. "Uyanmışsın." Chanyeol gülümseyerek yüzünü Baekhyun'un yüzüne yaklaştırdı. "Ne yapıyorsunuz?" Baekhyun göğsünde hissettiği serinlikle gömleğinin açıldığını ve yer yer kızardığını gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan ile Anlaşma
FanfictionBaekhyun hayatı boyunca kız kardeşini korumaya çalışır ve hayatını gizlice yaşar. Ancak bir gün kız kardeşini kaybeder ve şeytan ile anlaşma yapmak zorunda kalır. Gündüzleri takı satıp geceleri suikastçılık yapan Baekhyun, şeytan tarafından nasıl bi...