Bölüm Şarkısı; Avril Lavigne~ Why? Keyifli dinlemeler, keyifli okumalar....
Her zaman iyi olan kazanır sözü palavra. Ben çok iyi biri değildim ama... Ama bunları hak edecek kadar da kötü biri değildim. Çocuk istemediğini biliyordum. O çok bilmiş köy halkının diline dolanmak istemiyordu da. Kendi fikirlerini önemsemekten ise köy halkının dediklerini önemsiyordu. Başkaları için yaşıyordu Azad kendi için değil.
Benim de Azad'dan kalır bir yanım yok aslında. O irtibarının zedelenmemesi için yaşıyordu bende onun için. Ama ben onun için de yaşasam kendimden taviz vermiyordum. Yeterince değişmiştim Azad için. Benimde kendime göre sınırlarım olmalıydı. Ailemi çiğnemiştim, doğduğum, büyüdüğüm yeri bırakmıştım, en önemlisi de kendimden vazgeçmiştim.
Ben bunları hak edecek hiç bir şey yapmamıştım. Aşık olmuştum ben... Çok tehlikeli bir adama aşık olmuştum. Belki tek hatam buydu ama Azad'ı tanıyıpta aşık olmamak... İmkansızın diğer tanımı gibi bir şey...
Üstüme 'kuma' gelecekti ama ben hâlâ ne kadar yakışıklı, çekici,karizmatik olduğundan bahsediyorum. Böyleydi işte o, kendinden nefret etmem gerekirken hâlâ onun mükemmelliğinden bahsediyordum. Bu kadar aciz olmak iştemiyordum ama Azad'a olan aşkım buna izin vermiyordu.
Yatakta bir kez daha döndüm. Yatak kocamandı ve Azad'ın olmaması bu yatağı daha da büyük yapıyordu. Bir zamanlar tek başıma yatmaya alışık olan ben şimdi Azad olmadan yatamıyordum.
Güneş doğmaya başlamıştı ama ben bu yataktan kalkmak istemiyordum. Mavi gözlerimin yanında kırmızı çizgiler, gözümün altınma mor halklalar, kızarmış bir burun... Kesinlikle görmek istemediğim şeylerdi bunlar.
Sıkıntı ile iç geçirdim. Muhtemelen birazdan alarmım çalacaktı. Alarmım çalmadan yataktan çıktım. Odanın içindeki banyoya girdim. Suyu açtım. Aşağı indiğimde nasıl davranacağımı bilmiyordum. Biz Azad ile sürekli kavga ederdik ama bu sabahleyin biterdi ama bu böyle değildi. Azad benim üstüme kuma getireceğini söylemişti. Ben hiçbir şey olmamış gibi davranamazdım. Kimse hiçbir şey olmamış gibi davranamazdı.
Ilık suya girdiğimde uykumun ne kadar çok olduğunu anlamıştım. Tüm gece boyunca Azad'ın dediklerini, yeni eşini düşünmüştüm. Hatta bir ara sırf üstüme kuma getirmesin diye çocuk yapmayı bile düşünmüştüm ama bu fikri anında aklımdan çıkarmıştım. Sırf Azad için bir bebek dünyaya getiremezdim. O bebeğe daima bir nefret ile bakardım. Mecbur olduğum için değil de bir bebeğimin olmasını istediğim için bir bebeğim olmalıydı.
O bebeği dünyaya getirdiğim için kendimden de nefret ederdim. İnsanların kalıpları ile büyütülmek zorunda olan bir bebek...
Bu bir suçtu! Ve ben bu suça ortak olamazdım!
Su da fazla oyalanmadan çıktım. Su bana uykumun olduğunu hatırlatıyordu ve biraz daha su da kalırsam uyuyacaktım. Uykusu olan birinin sıcağa yakın bir su da duş alması ne kadar mantıklıydı ama değil mi?
Siyah bir elbise elime aldım. Belden oturtmalıydı, eteğinde kalın pileler vardı arka kısmında ise kalp şeklinde sırt dekoltesi vardı. Azad benim üstüme kuma getirecek diye, güzel giyinmekten vazgeçemezdim. Tam tersine güzel olmalıydım ki, gelen kuma benim güzelliğim karşısında ezilsin.
Çok güzel biri değildim. Ama güzeldim. Mavi gözlerim vardı, yuvarlak bir yüzüm vardı. Güzel bir burnum vardı. Azad burnumu çok sevdiğini söylerdi. Ağladığım zamanlarda kızarmış burnumu öperdi.
Makyajımı ve saçımı yaptıktan sonra siyah çantamın içine gerekli olanları koydum. Ayakkabılarımı da ayağıma geçirdikten sonra aşağı indim. Ev halkı uyanmıştı. Acaba hiç uyudular mı? Neden uymuasınlar ki? Ateş düştüğü yeri yakar. Ateş benim kalbimi yakar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Kuma-
General FictionAh, Azad! Senin isminin benim dilimde 'pişmanlık' anlamına geleceğini hiç düşünmezdim!