∞22∞

12.6K 355 36
                                    

Keyifli okumalar!

Azad'ın Ağzından;

Hayatta güzel şeylere ihtiyacımız vardı. Huzura, sevmeye, sevilmeye ihtiyaç vardı. Velhâsıl, güzel şeyler hissetmeye ihtiyaç vardı.

Hayattan umudumu kesip, benim Sinemis'in aşkını hak etmediğimi kabullenemye başladığım zaman bir kasırga tuttu saçlarımın diplerimden sürükledi beni görülebilecek en korkunç kaosa.

Her şeye rağmen bu korkunç kaosun içinde bir parça huzur vardı. Ve ben bunca karmaşaya o ufacık huzur için katlanıyordum. Eğer o huzur olmasaydı, ben bu kaosa çekilmeme bir son verirdim. Fakat, gerçek şu ki benim artık huzura ihtiyacım vardı.

Sinemis, sıradan renkler ile bezeli hayatıma düşen olağanüstü renklere sahip olan bir melekti. Ve o melek bana o masmavi gözleri ile bana her baktığında benim zavallı hayatıma derman oluyordu. Ama o bana derman olurken ben ona sadece dert oluyordum.

Bu durumu fark etmem ile, buna istemeyerek ama istemeye mecbur olarak son verdim. Çünkü Sinemis'e dert olmak isteyeceğim son şey bile değil.

Gözlerimi huzursuz bir şelilde kapadım. Düşüncelerimin tiz sesi, beynimin içinde yankılanırken ilk defa düşüncelerimin beni bu kadar raharsız ettiğini anladım. Düşüncelerim ilk defa bu kadar gerçeği yüzüme vuruyordu.

Uyku... Güzel bir uyku çekecektim ve yarın sakin bir şekilde Sinemis ile konuşacaktım.

"

"Bazen bazı tercihler yapmak zorunda kalırız, Azad. Bazı şeylere ulaşmak için, bazı şeylerden vazgeçmek gerekir.
Sen hangimizden vazgeçeceksin?"

Sağ çaprazımda ve sol çaprazımda duran iki benlik, gözlerime bir cevap isteği içinde bakıyordu.

Sağ tarafımda duran, mantığımın özel hayatımın dışında tuttuğum yani duygularımın ön planda olduğu benliğim durarken sol tarafımda beni her yerde otoriter, dikdatör ve duygusuz bir adam yapan tarafım duruyordu.

Beni otoriter yapan kısmımdan nefret ediyordum ama otoriter olmazsan da iki ayağının üzerin tek başına kalmıyordun.

"Tercih edeceğin benliğin sana ya huzur ya başarı verecek. Senin en çok hangisine ihtiyacın var?"

Diye sorduğunda yüzümde bir kas dahi oynatmayan bekledim. Benim izlerimi taşıyan iki bedenin belkide tek ortak noktası sabırsızlıkları idi. İkiside bir şey bekliyorlardı.

Ama ben onları takmadım bile. Çünkü şu an ben rüyada dahi olsam, gerçekte de yapacağım bir tercihti ve benim düşünmek için bolca vaktim vardı.

Başarı, bana huzur verir miydi bilmiyordum ama, huzurun gelirken yanında başarıyıda getireceğini biliyordum. Hem huzur, yanında başarıyı getirmesede ben yıllar boyuncabaşarılı olmuştum zaten. Yeter miydi bu? Asla. Ama ben yıllar boyunca mum ışığı ile izlerini takip ettiğim huzuru, elime geçme imkânı varken, ondan vazgeçmezdim.

"Benim ihtiyacım sadece huzur,"

Dediğimde sağ tarafımda duran mantığım, bana olan sinirinden kıpkırmızı kesildi. Arkasını dönüp, gitti.

"Beni çok arayacaksın."

Döndü ve bunu dedi. Onun gidişine, en iyi yaptığım işi yapıp sustum. Ben huzuru, ana rahmime düştüğümden beri ararken, bu yaştan sonra kaybedemezdim.

Derin uykumu bölecek kadar keskin gün ışığı ile gözlerimi açtım. Kış ayında güneşin çıkması kadar saçma ama bir o kadar da gerekliydi gördüğüm rüya.

-Kuma-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin