∞14∞

14.2K 519 83
                                    

Bölüm kısa ama seveceğiniz bir bölüm. Bölüm şarkısı olarak Halil Sezai- Git'i koydum. 

Keyifli okumalar!

---

Ölmek mi daha acıtırdı kaybetmek mi?

Kaybetmek, ölümün hergün tekrarlanmasıyken ölmek, sadece bir kereye mahsustu. Ölmek illa acı çekmek değildi ölmek bazende huzura kavuşmaktı.

O ise kaybetmenin artısı yoktu. Kaybetmek ya acı çektirir ya inat ettirirdi. İnatın sonu neydi peki? İnattın sonunda da acı vardı.

Kaybetmek buram buram acı kokuyordu.

Ben kaybettim daima. Önce kendimi daha sonra sevdiğimi ve bu kaybettiklerimin sonuna hayatımda eklenecekti bunu biliyordum.

Yanıma birinin oturduğunu hissetmem daldığım derin düşüncelerden çıkmak zorunda kalmıştım.

"Derin düşüncelere dalmışsın yine."

Ne zaman duysam kalbimi yerinden çıkaracak olan ses şu an bana hiçbir şey hissettirmiyor olması benim canımı biraz daha sıkınca bakışlarımı Azad'ın gözlerine çevirdim. Sanki ses tonundan alamadığım sıcaklığı kahverengi gözlerinden almak ister gibi.

"Daldıranlar sağ olsun,"

Diye mırıldandım gözlerine bakmaya devam ederken. Havanın soğukluğundan mıdır yoksa gururumun beni ele geçirmesinden midir bilmem ama Azad'ın ne sesi ne gözleri kalbime işleyemedi. Kalbim Azad'ın kahverenginin en sıcak tonu olan gözlerinin ısıtamayacağı kadar buz tutmuştu.

Ağabeyimin dedikleri ile gözlerim açılmış ve gururum ön plana çıkmış ve duygularımı benim bile şaşıracağım derecede arka plana atmıştı. Öyleki Azad'ı görünce dahi duygularımı hissetemez olmuştum.

Duygularımın sebebi olan adam yaptıkları ile duygularımı acı bir şekilde katletmişti.

"Benim geri dönmem lazım ama istiyorsan sen bir müddet kal,"

Oysa Azad havaya meydan okuyacak bir şekilde sıcak bir ses tonu kullanıyordu.

"Ben geri hiçbir zaman gelmeyeceğim."

"Anlamadım?"

Bir anda söyleyip kurtulma isteğime karşı Azad şaşırmış bir şekilde cevap verdi.

Bakışlarımı denize çevirdim ve biraz geriye yaslanarak, umursamıyormuş gibi;

"Duydun işte, bir daha oraya gelmiyorum."

Derin bir iç çektiğini hisseder gibiyim. Ona sarılarak uyuduğum geceden sonra bu tarz bir konuşmayı beklemediği bariz bir şekilde ortadaydı. 

"Yine ne oldu?"

Sabır diler sesinin ardında birazda anlam veremediğim endişe ve korku karşımı bir şey vardı ve bu beni nedensizce rahatsız ediyordu.

"Gözüm açıldı,"

Dedim gözlerimi onun gözlerine dikerken, Azad'ın gözlerine bakıpta bir şeyler hissetmemek garipti. Uğruna can feda edeceğiniz adamın gözlerine bakıp bir şeyler hissetmemek... Kötüydü.

"Senin gözün bir tek bana açılıyor zaten,"

Diye tısladı gözlerini benden çekerken. Onun gibi bende gözlerimi denize çevirdim.

"Çevremde gözümü kapatan tek sen olunca,"

Dedim iğneleyici bir ton kullanırken. Sustu. Uzunca bir süre denize baktık. Ani bir hareket ile bana döndü. Bakışlarım istemsiz olarak ona kaydı.

-Kuma-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin