∞11∞

17.8K 552 40
                                    

MEDYA; NARKOZ~ANTİPATİK SEVGİLİ

Gözler çok önemlidir duyguları belli etmede. Peki ya duygularını belli etmek istemiyorsan duygularını; işte o zaman profosyenal olman lazım duygularını saklamakta. Ve ben değil profosyonel olmak, çırak bile değildim bu konuda.

Bu yüzden gözlerimi saklıyordum sevdiğim adamın gözlerinden. Ama şunu da çok iyi biliyordum ki Azad gözlerime bakmadan ne hissedeceğimi bilecek kadar beni tanıyordu.

"Olmaz öyle şey!"

Şokun ardından ortaya atılan ilk tepki buydu. Beklediğim tepki zaten buydu ama bu tepkiyi veren kişi beklediğim kişi değildi. Azad'dan beklediğim tepki ilk önce Azad'ın babası söyleyince oldukça garibime gitmişti. Azad'ın babası çok az konuşurdu ve oldukça sakin bir konuşma tarzı vardı.

Azad eliyle babasını durdurunca tekrardan şaşırdım. Gözlerimi kaçırdığım adama gözlerine bazı şeyleri anlamak ister gibi baktım. Sanki benim gözlerimi ona çevireceğimi biliyormuş gibi gözleri gözlerime kenetlendi.

"Bizden izin istemediler ki, biz karışalım. Bize sadece planlarını anlattılar sadece."

Gülümsedim. Ne sanmıştım ki?

"Yetişkin bir insanım ben, senden ya da başka birinden izin alacak değilim."

Dedim Azad gibi birine meydan okuyarak. Salondaki herkesin nefesini tuttuğunu gördüm. Azad'ın sinirlendiğini ama bu sinirini kendi içinde yatıştırmaya çalıştığını hissediyordum. Salonun köşesinde duran Dicle'ye baktığımda gözlerinde bu durumdan memnun olduğunu belirten bir ifade vardı ama onun düşündüklerini umursamayı dün bırakmıştım çünkü o, benim gibi içi dışı bir olan kişiyi bile yanlış bir şekilde tanımlıyorsa, Azad'ı tanıması imkansızdı benim için.

"Bu konularını bilmiyorum kaç bin defa daha konuşacağız ama eğer ben senin kocansan, sana karışma hakkına sahibim."

"Eğer bende senin karınsam, senin hakkında bazı şeylere karışma hakkına sahibim ama sen nasıl benim hayatına ettiğim ufak müdahaleri kabul etmiyorsan bende senin müdahalelerini kabul etmiyorum. Bu konu burada kapanmıştır. Ben odama çıkıp, üstümü değiştiriyorum."

Dedim ve hiç kimseyi, hiç bir şeyi dinlemeden odama hızla çıktım. Eğer Azad ile kavgaya tutuşursam, o kazanacaktı ve geriye bir mağlubiyet daha kazanmış ben ortada kalacaktı. Azad'ın aşağıda Kemal ile kavgaya tutuşması olasılığı çok yüksekti. Hızlıca üstümü değiştirdim. Dar paça siyah bir pantolon, üstüne siyah bol bir tişört. Abartıya gerek yok.

Ayağıma siyah asker botlarımı geçirip, deri ceketimide taktığımda aynı hızla merdivenleri indim. Olası bir kavgayı engellemek istiyordum. Azad'ın stanbul'da dövemediği Aras zaten yeterince sinirlerine dokunmuştu, Kemal'de sinirlerine dokunuyordu ve Aras'ın hıncını alarak döverse eğer, bittiğimizin resmidir.

Salona baktığımda neyseki henüz dizilerde, kitaplarda geçen ölümcül bakışlarını atıyorlardı. Bazen hızlı olmak işe yarayabiliyordu.

"Hazırım,"

Dedim Kemal'e hitaben. Azad'a alayla gülümseyerek kalktı ve bir kaç büyük adımda yanıma gelip, belime sarıldı. Azad'ın yüzü gibi dudaklarıda gerildi. İçinden Kemal'e yönelik küfürler mırıldandığına adım kadar emindim. Azad'ı sinirlendirmek pek de hoşuma gitmiyordu ama, onu tekrar kazandırmak adına yapıyordum zaten bunları.

"Gidelim o zaman kuzen,"

Dedi ve beni kapıya doğru yönlendirdi. Azad'ın gözlerine son bir kez daha baktım. Neler hissettiğini olur ya belki gözlerine bir kereliğine de olsa yansıtır, diye. Ama yansıtmadı. Her zamanki gibi.

-Kuma-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin