∞23∞

11.7K 397 52
                                        

Siyah.

Tek bir kelime, bir sürü ifade. Birçok kişi o renge aynı göz ile baksalarda öyle değildi. Siyah güçlüülüğün rengiydi. Tek başına bir iktidarlığın, bir imparatorluğun simgesiydi. Siyah, varlığın sebebiydi.

Beyaz herkesin rengi, siyah özel insanların rengiydi.

Ama sorulması gereken şey, ben özel miydim? Ufak tefek hatırladığım çocukluğumdan bugüne kadar hızla anımsadığımda vereceğim cevap kesinlikle, özel olmadığıma çıkıyordum.

Sıradan bir ailenin sıradan bir kız çocuğu. Beni özel kılan tek şey belkide Azad'dı. Onun ile sıradan bir insan olmaktan dışarı çıkabilmiştim. Yıllardır içimde tuttuğum ama fark etmediğim yanlarımı bulmuştum.

Azad özeldi.

Yaptığı her şeye, çektirdiği her acıya rağmen hâlâ Azad benim için özeldi.

Azad siyah insanıydı.

"Öküz."

Aşağıdan gelen ses ile nefesimi verdim. Sanki derdim yokmuş gibi bir de başıma Baran ve Seren çıkmıştı. İki tane birbirinden bebek insanı aynı evde tutmak gerçekten zor mesele idi.

"Aptal."

Baran'ın da Seren'e karşılık vermesi ile yerimden kalktım. Hata bende idi. Niçin Seren'i getirmiştim ki buralara? Ama pardon, ben getirmek istememiştim ki, Seren; 'Sen şimdi o haddini bilmez hadsiz Azad'a haddini bildiremezsin, haddini bildirmek konusunda üstüme kimseyi tanımadığım için o herife ben haddini bildireceğim, had bildiremeyen canım akradaşım,' diyerek dünya rekoruna ulaşacak kadar, had, kelimesini kullanmış ve beni hipnotize ederek, buraya gelmişti.

Bazen düşünüyorum da, Seren ile niçin arkadaş olmuştum acaba?

"Ayı."

Seren'in verdiği cevap ile kapıdan çıktım. Benim aksime onun deli dolu olmasından dolayı arkadaş olmuştum.

"Manda."

"Geri zekâlıların önünde bayrak sallayan."

Seren'in sesini duymam ile merdivenlerden yavaş yavaş inmeye başladım.

"Bayrağı senden teslim aldım canım."

Baran'ın soktuğu laf ile yüzümü buruşturdum ve çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.

"Hı hı. Benim babam senin babanı döver bir kere."

Seren'in ilkokul kavgasına döndürmesi ile gözlerimi devirdim. Yaşları 24'ü aşmış iki insandılar ama ruh yaşları henüz 8'i geçememişti.

"Benim babam aşiret ağası bir kere,"

Dedi Baran. Kenarda onları izlerken Seren'in gözlerini kısması ile sırıttım. Diyecek bir kelime bulamamıştı Seren hanım. Ve bu an, çok keyifli idi.

"Genlerden geliyor yani kroluk."

Kaşlarımı kaldırdım ve dudaklarımı büzdüm. Yanlış alarm. Seren ve ona atılan bir lafa karşılık verememek... İmkansız kelimesinin cümlesi gibi bir şey.

Baran ağzını açtığında artık müdahale etmem gerektiğini anlamıştım.

"Gençler, eğer bu ilkokul seviyesi kavganıza son vermezseniz beni sinirlendirirsiniz, sinirlenirsem başım ağrır, başım ağrırsa Azad'ı ararım, Azad'ı ararsam; başımın ağrıma sebebi sizin kavganız olduğunu söylerim. Devamını hayal dünyanıza bırakıyorum."

Azad'ı öne sürerek ettiğim gizli tehdit ile ikisi de aynı anda itiraz ettiğinde dudaklarım şok ile aralandı. Bunlar ruh ikizi değillerse bende bir şey bilmiyordum.

-Kuma-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin