3. bölüm

1.2K 39 10
                                    

"Bu kilimler söylediğim nizama göre dizilecek demedim mi nedir bu vaziyet!"
Alaaddin bey öfkeyle soludu.
vaziyetinden hiç memnun değildi bir haftadır sarayda sürünüyor babasından başka vazife istemeye yüz bulamıyordu. Osman bey sabah Bala ve Malhun hatunla uç pazara gitmesini istemiş. Bala hatundan yardım isteyen bir hanımın çocuğu için şifa bulmasını istemişti.

Alaaddin uç pazara gelmeyi ne kadar istemese de babasının buyruğu karşısında boynu kıldan ince idi.

Aylar sonra uç pazara gelmenin üzerinde ki etkisinden herhalde pek hiddetliydi bugün. Kayı kilimlerinin başında duran kızcağızı haşlıyordu."bir daha böyle bir rezillik istemem hatun"karşısındaki kız tedirgin bakışlarını kaçırdı. "Buyruğunuzdur şehzadem" ayrıldı tezgahın önünden Alaaddin.

Adımlarını dikkatle atıyor. Şahin gibi süzüyordu etrafı. Her an Gonca hatunu görebilirdi. Hoş onun Kütahya'daki sarayda olduğunu işitmişti etraftan , düşünmek istemese de neden gittiğini sorgulamadan edemiyordu. Kendisinden kaçamak için mi gitmişti ? Derin bir nefes aldı Alaaddin. Öyle dalmıştı ki düşüncelere yanına geçip giden alpı fark edememişti. Alp endişeyle koşup iki tezgah ötede duran Yakup beyin yanına gitmişti. Pek ettiği iş olmasada kulak kesildi Alaaddin, alpın söylediklerine

"Gonca hatun sultanım. Gonca hatunu karşılayıp pazara getirecek alplarımızı Gonca hatun ile beraber pusuya düşürmüşler." Kalakaldı Alaaddin duydukları karşısında

Goncaya birşey mi olmuştu

Bilgiyi veren alpın yanında kanlar içinde kalmış biri vardı. "Çok fazlalar beyim karşı koyamadık." Nefesi kesildi Alaaddinin

"Tez alpları hazır et. Hayde ! Sende cengin nerde olduğunu söyle. ATIMI GETİRİN!" Yakup bey endişeye mâl vermeyip tezinden hazırlıklara başlamıştı

Alaaddin kalakalmıştı olduğu yerde. Aklını çiğneyip geçmek istemiş, gönlüyle hareket etmek istemişti bu sefer. Yakup beyin yanına gitti.

"Tezinden gidip kurtaralım onları Yakup bey" selam sabah vermeden onları dinlediğini anlamasından korkmayıp konuştu Alaaddin.

"Sen durasın Alaaddin bey gelen yaralılara sen bakasın tabipsin madem görevini yapasın. Ben kurtarırım evlatlarımı."

Bir şey diyemedi Alaaddin kabul etmek zorunda kaldı. Yalnız yüreği göğüs kafesine sığmıyor endişe zehirli sarmaşıklar gibi sarıyordu ruhunu.

                                   ⚔️

Saatler geçmiş Güneş yerini ay'a bırakmış karanlıklar sarmıştı gökyüzünü.
Alaaddin bey gelen yaralılara bakmış, onu düşünmemeye çalışarak bütün gününü yaralılarla geçirmişti.

Obaya birilerinin geldiğini gösteren sesler kulaklarına dolduğunda kaynatmakta olduğu otları birine emanet edip hızla çıkmıştı şifahaneden.

Yakup bey tüm ihtişamıyla atının yularını tutuyor ona yön veriyordu. Arkasında her an atın üzerinden düşecek gibi duran Mehmet bey vardı. Kanlar vardı vücudunda.

"MEHMEDİM!" Saadet hatunun acı dolu feryadı doldurdu bütün obayı.

Mehmet bey zor bela atından inmiş bir kaç adım atmıştı ki yere yığılmıştı. Saadet hatun , Yakup bey mehmedin yanına varmış ortağa taşıyorlardı onu.

Bakışları talan etti herkesi. Bir yüz görmek istiyordu saatlerdir endişe içinde çırpınan şu yüreğine bir su serpmek istiyordu.

Gözleri sonunda aradığını buldu ancak kalbi yatışmak yerine daha da hızlanmıştı.

ALGON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin