21. Bölüm

1K 47 20
                                    

Bir Bebeğin feryat figan ağlayışını duyduğunda yeni yeni aydınlanıyordu zihni.

Gözlerini açtı etrafına baktı yorgunca bir hatunun kucağında feryat figan ağlayan bebeği gördü.

Doğruldu anında sırtını yasladı döşeğin başına.

"Veresin" Dedi kollarını bebeğe uzatırken.

"Çok uğraştık amma susmadı hanımım. Dinlenesiniz siz." Dedi hatun çekinerek.

"Veresin!" Diye diretti.

Hatun başka bir şey demeyip vermişti bebeği kucağına. Bebek kollarını boynuna dolamış başını boynuna yerleştirmişti. Sıkıca sarıldı bebeğe Gonca yanında olduğunu hissettirmek ister gibi.

Biraz sessizlik oldu otağda bebek kaçamak kaçamak hatuna bakıyordu çekinir gibi.

"İsteğiniz var mıdır hanımım ?" Hatunun sesini duyduğunda daha da sarıldı kendisine , sıklaştırdı tutuşunu bebek.

"Müsade edesin bize" Müsade istedi kibarca. Hatun çıktığında göz ucuyla koynunda yatan bebeğe baktı.

"Pek mi korktun gittim deyu. Meraklanmayasın beni bundan sonra bir ölüm ayırır senden !" Sesini duyduğunda kafasını kaldırıp kendisine baktı tanımak ister gibi.

Yatırdı koluna sol göğsüne yasladı başını. Sanki kalbinin atış seslerini duymuş gibi irkilerek çekti başını. Gülümseyerek elini yanağına koydu Gonca.

"Korkmayasın hele" Yavaşça yeniden yasladı başını göğsüne. Bebek kalbinin sesini duydukça hem şaşırıyor hem mutlu olur gibi tebessüm ediyordu.

"En fazla bir taş çatlasın bir buçuk yaşında bir oğlan çocuğusun küçük. Nasıl sırtlanacaksın bu kadar yükü." Anlamaz gibi yüzüne baktı bebek.

"Derim ki küçücük bala'm senin yükün pek ağırdır amma yanında Gonca hatun vardır. Sırtını yaslayacağın bir dağ, sığınacağın bir limanınım derim." Ne dediğini anlamıyordu amma ses tonundan bakışlarından hayırlı şeyler dediğini anlar gibi gülümsüyordu oda.

Kalktı döşeğinden kollarındaki balayla.
Çıktı otağdan yavaş adımlar ile. Aruk bey'i ile Gülsüm hatunu gördü. Artuk bey postunda oturuyor düşünceli gözlerini kilimleden ayırmıyordu. Yanlarına varıp kendisini gösterinceye kadar fark etmediler geldiğini.

Gülsüm hatun önce kollarındaki bebeğe sonra gözlerine bakmıştı. " Bu bala kimdir kızım ? Balamir şuurunu kaybetmeden önce kollarında olduğunu 'artık evladımdır' dediğini söyledi." Gülsüm hatunun Sualine cavap vermeden önce onun karşısında ki boş posta oturdu yorgunca.

"Anasını yaralı gördüm yanına vardım yardım etmek için amma o bana evladını emanet edip şehit düştü." Kollarında kendisini izleyen bebeğe baktı merhametle. "Sanırım ki atası rahmetli olmuştur. Olmasaydı emanet eder miydi bana." Artuk bey ile Gülsüm hatuna baktı.

"Siz tanır mısınız ?" Sualine cevap vermeye fırsat kalmadan bir alpın girmek için müsade istediğini duydu. Artuk bey müsade verdiğinde otağa girmiş gözleri önce Artuk bey'e sonra kucağında tuttuğu bebeğe kaymıştı gözleri.

"Bu bala şehit düşen Aybars alpın ile Banıçiçek hatunun oğludur beyim. Onların kimsesi yoktur. Banıçiçek üç yıl önce bir baskında kurtarılmış anası atası yoktur." Anladı ki alpın vazifesi bu balanın kim olduğunu bulmaktı.

"Sağolasın bahadır adı nedir bu balanın Diyesin hele." Dedi Artuk bey.

"Kime sorduysam balanın adını bilmez beyim. Haçtan yeni gelmişlermiş haç yoluna gider iken banıçiçek hatun gebe imiş. Aybars Alp dönüş yolunda şehit düşmüş. Geleli üç gün olmuş zaten." İçi yandı Goncanın. Daha öksüzlüğe alışamadan bir de yetim kalmıştı.

ALGON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin