11. Bölüm

1.1K 51 40
                                    

|Bölüm şarkımız| Yalın - keşke

Ne çıkar yanımda olmasan!
Kalbim senden ibaret değil mi ?
Uzaktan sevmek zor demişsin
Etme sevdam!
Görmeden sevmek ibadet değilmi?

-Cemal SÜREYA

⚔️

"tek bir mecburiyet bitirdi bizi Alaaddin Ali anlamazsın." Parmakları arasında tuttuğu papatyaya savunuyordu kendini Alaaddinin karşısında lâl olan dili papatyaya öyle çok şeyler anlatıyordu ki belki bu anlattıklarını Alaaddine anlatsaydı şimdi herşey daha farklı olacaktı.

Toy günü gelip çatmıştı.

Gonca uyandığından beğri ağzına bir lokma koymamış , gelenleri de 'rahatsızım biraz dinlenmem gerek' diyerek geri çevirmişti.

Haftalar önce bir kutuya sakladığı hatıralarını açmıştı bir cesaretle.

İki tane kırılmış ok parçaları.

Kanlı mendilin içinde sakladığı kurumuş papatyası

Alaaddinden çaldığı o kağıt.

Papatyasını yeniden kutuya koyup kalktı döşeğinden.

Boş eski bir kağıt. Kurumaya yüz tutmuş bir mürekkep buldu zor bela. Bir sehpanın üstünde mum , tülbent daha ne varsa attı yere. Mürekkep ile kağıdı koydu.

Gözyaşlarını tutamıyor , hıçkırıkları boğazında düğümleniyordu.

Titrek bir yazı , yer yer göz yaşlarından ötürü dağılan mürekkep ile garip bir mektup yazmıştı Gonca sevdasına.

Bu mektup yerine ulaşmayacaktı asla ama sadece ruhunu son kez hissetmek istemişti.

Ağlaya ağlaya kaftanını giymiş , mektubunu , papatyasını , ok parçalarını ve Alaaddinden çaldığı o kağıdı bir kutuya koymuştu.

Kimseye selam sabah etmeden atına gitmiş sürmüştü hızla Alaaddine sevdasını açtığı o yere.

Atını hızlı kullandığından ötürü sarsılan bedeni ve sızlayan kolunu hissetmedi bile.

Zor bela vardı kendi meskenine.

İndi atından yavaşça. Çıkardı kutuyu atın heybesinden.

Sarsak adımlarla bir ağacın dibine attı kendini. Yeniden açtı kutusunu. Kanlı mendili açıp papatyasına baktı son kez. Sarsılarak ağlıyor göz yaşları papatyasını  suluyordu.

Kurumuş çiçeğini yeniden o kanlı mendilin içine sakladı sonra Alaaddinden çaldığı kağıdı açtı defalarca kez okudu yazanları okudukça ağlaması şiddetlenmiş göz yaşları dağıtmıştı mürekkebi.

Sevdan ateşten gömlek çıkardım giyemedim

Kağıdı katladı özenle sonra onu da koydu kutuya

Ok parçalarını aldı. Kana bulanmış iki tane kırılmış ok parçası. Göz yaşları kanının üzerine düşmüş kurumuş kanın rengini almıştı. Eline de bulaşmıştı kan Lekesi.

Onlarıda koydu kutuya. Kendi yazdığı mektubuna gitmedi eli. Cesaret edemedi onu okumaya. Yazdıkları yarasını deşeceğinden emindi.

Toprağı kazmaya başladı sağ eliyle diğer kolu sımsıkı bağlı olduğundan kullanamıyordu onu. Eli kanıyor tırnakları sızım sızım sızlıyordu ama durmadı kutunun sığabileceği büyüklükte bir çukur açtı.

Kendi tabiriyle mezarını kazdı.

Kutuyu çukurun içine koydu sonra kapattı toprağı. Hemen atına gidip heybesinde ki papatya tohumlarını ve suyu aldı.

ALGON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin