Bilmem ki gözlerime nasıl bir büyü yaptı
felek.
Gamı kan içinde bırakıp, göz yaşımı
arttırdı felek.
Arslanlar pençemin korkusundan tir tir titrerken
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek.-Yavuz Sultan Selim Han.
⚔️
"Nikahıma alacağım der, Türk'ün İstikbali için der!" Asabice elinde ki dalı sivriltmeye devam etti. Çakısını öyle çok bastırıyordu ki az önce daldan kayıp tenini kesen hançer oldukça derin bir yara açmıştı avucuna. Kan durmadan akıyordu fakat Gonca elindeki dalı sivriltmekten vazgeçmiyordu.
Sinirle soluyordu ki kendisine doğru yaklaşan adım sesleriyle kulak kesildi sessizliğe. Hançerini kana bulanmış avucuna iyice yerleştirip kalktı ayağa ardına dönüp gözlerini kısarak gelecek olan kişiye hazırlandı ama ağaçların içinden sıyrılıp gelen Alaeddin ile beraber rahat bir soluk koyuverdi.
"Alaeddin Bey!" Hafiif iğneler gibi sinirle ismini zikrettiğinde sanki beklediği tepkiyi almış gibi gülümsemişti Alâeddin bey.
"Sözlüm Gonca hatun!" Başını omzuna doğru eyip tatlı tatlı gülümsedi her zamanki gibi. "Bu ne güzel, bu ne hayırlı bir tesadüftür." Sanki kendisini takip etmemiş gibi anlamazdan geliyordu.
"Bu tesadüflerin ardı arkası kesilmez mi hiç Alâeddin Bey?" Şüpheyle gözlerini kısıp yaklaştı Alâeddin'e "Ne zaman yola çıksam, görürüm ki her daim karışır yollarımız. Seni tanıdığımdan bu yana hiç mi ayrı düşmez yollarımız?" Alâeddin bilir gibi gülümseyip o yaklaştı biraz kendisine doğru.
"Haneme gelin gelecek hatunum ile yollarımız evvelden birleşmiş nazlı hatun. Ne deyu şaşırırsın bu kadar?" Meydan okur gibi kaldırdı başını Gonca.
"Peki sen ne deyu bu kadar eminsin kendinden Alâeddin Bey. Ne malum benim seni reddetmeyeceğim?" Sözlerine karşın meydan okur gibi gülümsedi Alâeddin Bey.
"Gözlerin yalancı hatun. Dilin yalan hususunda usta olsa da gözlerin pek patavatsızdır. Sevdamızı haykırır durur bana karşı." Gözlerini kaçırdı utançla hemen.
Kaburgalarında dolaşan mavi kelebekler sonunda evini bulmuş gibi yüreğine konmuş fakat Gonca yabancısı olduğu bu hisle nefesinin kesildiğini hissetmişti.
"Gidesin gayrı. Atamı beklerim ava çıkacağız." Sorgular gibi sustu bir vakit.
"Evlilik meselesini mi konuşacaksınız?"
Sorusu ile yeniden baktı Alâeddin'in gözlerine."Bilmezim, babam haber yolladı av için bekle deyu. Bende beklerim. Gelmesi yakındır gidesin sen gayrı." Derin bir iç çekip başını salladı Alâeddin.
"Giderim amma şartım vardır. Bana sevdamı söylediğin meşenin altında bekleyeceğim seni gelmen için." Dedikten sonra ardına dönüp gitmek için adımladı ki arkasından seslendi Gonca.
"Ya gelmezsem?" Gideceğini ikisi de biliyordu ama nedenini bilmediği bir şekilde sordu Gonca.
"Gelmemek için hangi yolu seçersen seç, o yolun sonu da bana çıkacak hileci hatun. Hep böyle oldu, hep böyle olacak."
Ardına dönmemiş, yüzüne bakmamıştı nadir görülür bir şekilde.Gülümsedi, gülümsemesi önce gözlerine sonra ruhuna bulaşmıştı fakat Alâeddin bunu görmemişti. "Sana çıkmayan hiçbir yolu seçmeyeceğim medreseli!" Alâeddin'in kendisinden giden adımları durmuş, kendisine dönmüştü bir anda.
Onunda dudaklarında ruhuna, gözlerine bulaşan bir gülümsemesi vardı. "İşte adım tam da bu vakit özgür kaldı hileci hatun!" Başka bir kelam konuşmadılar Alâeddin kendisini beklemeye gitti, Gonca da fazla bekletmemek için dua etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALGON
Short StoryAlaaddin Goncanın ihanetini öğrendikten sonra ne yapardı ? Bu sorunun cevabını kendi zihnimdeki Alaaddin ve Gonca çiftine göre yazdım - kuruluş osman dizisindeki Alaaddin ve Gonca çiftinin ilişkisini kendi zihnime göre yazdım. Algon çiftini seviyo...